NECDET BULUZ
Her yıl olduğu gibi geçenlerde İzmir’de “Travel Turkey İzmir ve Gastronomi Kongresi” yapıldı. Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen turizm sektörü temsilcileri ile uluslararası gastronomi uzmanları aynı çatı altında buluştu. 31 ülkeden turizmcinin bir araya geldiği “Travel Turkey İzmir” ve “Uluslar arası Gastronomi Turizmi Kongresi” ülkenin en büyük fuarcılık tesisi Fuar İzmir’de aynı anda kapılarını açtı. Hali ile turizmciler de umut tazeledi.
Şunun altını çizelim:
Rusya ile yaşanan krizden sonra bu fuarın çok daha önemli hale geldiğini söylemeliyiz. Bu yıl çıtasını daha da yükselten Travel Turkey İzmir, binden fazla katılımcı ve 31 ülkenin turizm profesyonelini İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ ve TÜRSAB ortaklığıyla İzmir’de buluşturdu.
Bodrum’dan da İzmir’e taşınan turizmcileri gördük. Özellikle Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon başta olmak üzere, çiçeği burnundaki Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile fotoğraf çektirme sırasına girenleri de izledik.
Bu görüntüler “Körlerle sağırlar birbirini ağırlar” atasözümüzü aklımıza getirdi.
Şimdi şapkamızı önümüze koyup düşünelim:
İzmir’deki bu fuara hemen her yıl giden, boy gösteren turizm sektörünün temsilcileri ne kazanıyor, ne kaybediyor? Bu fuara gitmek demek, turizmdeki beklentilerin hedefine ulaşmasını sağlıyor mu?
Katılımın çok olması demek, turizmde her şeyin rayına oturacağı anlamına gelmez ki.
Gelecek için hangi projeler var? Bakanlığın beklentilere yanıt verecek alternatifleri neler? Hangi turizmci hangi öneriyi ve çözüm yolunu ortaya koyuyor? TURSAB ne yapacak? Otelciler kara kara düşünüyor. “2016 turizm sezonunda yabancı turist gelmeyecek, ne yapacağız?” endişesi içindeler.
Havanda su dövmeyelim, bu işler böylesine fuarlara gezi için, anı fotoğrafları çektirmek için gitmeyle çözülmüyor. Proje üreteceksiniz, çözüm yollarını arayıp bulacaksınız.
Rusya’dan Rus turistin gelmemesi, turizmimizi çökertmez ama çok büyük darbe vurur bunu görmeliyiz. Rus turistin yerini kimlerle dolduracaksınız bu konuda bir çalışma var mı? Biz buna bakmalıyız. Söylemlerle, eyyamcılıkla bu işlerin aşılacağını sanmak yanılmak demektir.
Geçenlerde Antalya’da yapılan bir toplantıda konuşan Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel’in şu sözlerine dikkat edecek olursak, önümüzü daha rahat görebiliriz:
“Antalya turizmi, bugüne kadar deniz, kum, güneş turizmiyle büyüdü, artık kültür, kongre, spor, sağlık turizmi de buna eklendi. Antalya turizmi ürün çeşitlendirmesiyle, elbette sürdürülebilir gelişme sınırları içerisinde büyümeye devam edecek. Ancak, şunu ifade edeyim ki, Antalya’ya bir yılda gelen yabancı ziyaretçi sayısı 12-13 yılda 4 milyondan 13 milyona çıkmıştır. Bu yükselişin üçte biri Rus ziyaretçi sayısındaki artıştan kaynaklanmıştır. Rusya ile kültür bağlarımız güçlüdür ve bu sorunlar aşılacaktır. On binlerce Rus kardeşimiz Antalya’da yerleşmiş, evlenmiş, iş kurmuştur. Kişilerin serbest seyahat haklarına dönük kısıtlamalar öncelikle temel hakların kısıtlanması anlamına gelmektedir. Turizm bir barış sektörüdür, Turizm hem dünya barışına ihtiyaç duyan hem de barışa katkı yapan bir sektördür. Bizler hangi ülkede olursa olsun, demokrasiye, barışa, insanlığa sahip çıkmalıyız. Antalya da bir barış şehridir. Burada Avrupalı, Asyalı, İranlı, İsrailli, Arap misafirlerimiz birlikte tatil yaparlar. Bizim misafirperverliğimiz kültürümüzden, geleneğimizden gelir ve bu hep böyle devam edecektir.”
Antalya’ya bir turizm sezonunda 5-6 milyon Rus turistin gelmemesin ne demek olduğunu burada açıkça görebilmekteyiz. Kaldı ki, Antalya artık sadece kum, güneş ve deniz turizmi ile değil, kongre, spor ve sağlık turizmi ile de çerçeveyi genişletiyor.
Gelelim Bodrum’daki turizme:
Kış turizmini canlandırmadan, birkaç ay süren turizm sezonu ile Bodrum’un yetinmediğini biliyoruz. Sormak istediğimiz, “Travel Turkey İzmir Fuarı”na katılan turizm sektörü temsilcilerinin bu konuda ne yapacaklarıdır?
İç turizmde bile beklentilerin hedefine ulaşmadığı turizm sektörümüzü önümüzdeki yıllar yine sıkıntılı dönemler bekliyor. Açık söyleyelim, turizmciler şimdiden buna hazır olmalıdırlar.
Yıllardır bu fuara ya da dünyanın bazı yerlerinde açılan uluslararası turizm fuarlarına katılmaktan geri kalmayanların bugüne kadar Bodrum turizmine ne katkı sağladığını sormak istiyoruz. Kış turizminin canlandırılmasını aşabildiler mi? Ya da turizm sezonunun mükemmel geçmesini sağlayabildiler mi?
Bodrum, daha kentleşmesini tamamlayamamış, altyapıdan yoksun, ışıklandırılması ve yolları dökülen bir gariban turizm kenti görünümünden çıkamamışken, yapılmak istenilen gecekondu üzerine beton dökme işine benziyor.
Bu işe gönül verenlerin ellerini değil, gövdelerini taşın altına koyması gerekiyor. Bu iş bilgi, birikim ve kadro işidir. Proje üreteceksiniz, cesur olacaksınız, tuttuğunuzu koparacaksınız, konulara geniş açıdan bakacaksınız.
Konu ile görüşlerimizi önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşmayı sürdüreceğiz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz