NECDET BULUZ
Milliyetçi Hareket Partisi, hiç kimse şüphe etmesin bu ülkenin çimentosudur. MHP’ye gönül vermiş olanlar da bunu çok iyi bilir. Son seçimde büyük bir oy kaybı yaşanan partide, bir kan değişiminin şart olduğuna inananların da artmış olduğunu görüyoruz. Partinin neden bu kadar oy kaybettiği konusunda ortaya atılan iddiaları hepimiz biliyoruz, bu nedenle bunlara yeniden değinmeyeceğiz.
Partililerin ortak görüşünü yansıtalım:
“Biz, MHP olarak hep muhalefette kalmaya mecbur değiliz. Genel seçimlere hep iktidar olacağız diye çıkıyoruz ama belirli oyun dışında oyumuz artmıyor. Son 1 Kasın seçimi, ortaya çıkan sonuç MHP’de bir kan değişimi konusunu gündeme getirdi. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, tam bir devlet adamı gibi davranıyor. Adı hiçbir şaibeli işe karışmadı. Ülkesini, insanlarını seven biridir. Bundan hiç şüphe duymuyoruz. Ancak, Sayın Bahçeli ve kadrosunun seçim kazanacak, iktidar olabilecek performans gösterememesi MHP’ye gönül vermiş olanları hüsrana uğratıyor. Partinin yeniden ayağa kalkması, seçim kazanabilecek konuma gelmesi ve sadece yıllardır bu partiye destek olanlardan değil, onların dışından da oy alabilecek kapasiteye ulaşması gerekiyor. Umut veren, insanların peşinden koşan, programı ve kadroları ile iktidara hazır hale gelen bir MHP’nin özellikle bugünlerde ortaya çıkması, muhalefeti layığı ile yerine getirmesi, alternatif politikalar üretmesi gerekiyor. Bugünkü kadro ile bunlar yapılamadığına göre dem ek ki parti kan değişimi istiyor.”
Yazımızın başında özellikle şu vurguyu yapalım:
Biz, kesinlikle Bahçeli’ye, partinin Genel Merkez kadrosunun karşısında değiliz. Biz, MHP’nin iktidara koşması isteniliyorsa, bununun nereden geçmesi gerektiğini, nasıl politikalar üretilmesi gerektiğini belirtmeye çalışıyoruz. Bugüne kadar partiye ömrünü adamışların ortak seslerini yansıtmak istiyoruz.
Yapılması gereken partinin olağanüstü kongresinin toplanması, kimler aday olacaksa onların da aday olarak bu kongreye katılmalarının sağlanmasıdır. Partinin bir an önce toparlanması, iktidar alternatifi haline gelmesi isteniliyorsa ilk adımda yapılması gereken budur. Bugünkü Genel Merkez kadrolarının da buna açık olması gerekiyor.
Çünkü artık MHP’nin daha fazla yıpratılmasına, erimesine izin verilmek istenilmiyorsa bu adımın atılmasını kaçınılmaz görüyoruz.
MHP içinde aday olabilecek isimler, yeni kadro oluşumunda bulunacak olanlar da en az bugünkü yönetim kadroları kadar milliyetçi, bölünmez bütünlüğümüzün savunucusu, geçmişi ile övünen kişilerdir. Adı geçenlere baktığımızda bunları açık biçimde görüyoruz.
Bir de dağılmış, küstürülmüş, partiden uzaklaştırılmış isimler vardır ki, bunların da yeniden yuvaya döndürülmesi, kadroların bütünleştirilmesi ve güç birliği ile ortaya çıkılması gerekiyor. MHP, 13 yıldır tek başına iktidarı götüren AK Parti’nin tek alternatifidir ve toplanmayı başardığı takdirde iktidarı da kucaklayabilecek kapasitededir. Köklü, güvenilir, gönül verenleri ve destekçileri ile yıkılması mümkün olmayan bir kaledir.
Meral Akşener’in MHP Genel Başkanlığı için adı geçiyor.
Şener, geçmişte DYP’nin başına geçip, bir rüzgâr estiren ve DYP’yi iktidara taşıyarak Türkiye’de ilk kadın Başbakanlığını kucaklayan Tansu Çiller gibi sahaya inmeye hazırlanıyor. Kazanır veya kazanamaz ama önünün kesilmemesi gerektiği görüşündeyiz.
Kadın olması, önceki siyasi deneyimleri, sempatisi, geçmişinin temizliği, hatipliği, fiziği ve görüşleri ile Şener, iyi bir kadro ile MHP’nin başına geçerse rüzgârı da arkasına alıp, bu parti için bir alternatif olabilir.
Nitekim Akşener yaptığı açıklamalarda da “Ben kongre çalışmaları için en geç sahaya inen adayım, “0” imzayla yola çıktım. Kapattım kendimi eve, 30 Kasım’dan sonra delegeleri tek tek aramaya başladım. 539 kişiye ulaştım, 22 ili bitirdim. Kongre için beni mutlu eden bir imza oranına ulaştım. Kişisel bir hedefim yok tabii ama yüksek bir oranı hedefliyorum. Oğan ve Aydın’ın çalışmalarıyla imza sayısına ulaşacağız. Delegeler “Ya Başbakan ya da babaanne olacaksın” diyecek” diyor.
Sorun sadece Akşener sorunu olmamalıdır. Sorun partide kan değişimi ise, bu bir şekilde kongrede çözülmelidir. Akşener olmaz da bir başka aday olur.
Burada önemli olan MHP ise, bu partinin toparlanması ve iktidarı kucaklaması ise böyle bir fırsatın olağanüstü kongrenin toplanması ile bu seslere de kulak verilmesi olmalıdır. Gerçek partililerin ve yıllardır bu partiye hizmet verenlerin dışlanması hiç kuşkusuz MHP’yi daha da yıpratarak çıkmazlara sürükleyebilir.
Bir önemli noktaya daha değinelim:
MHP, geçmişi ile geleceğe olan güveni ile yazımızın başında da vurguladığımız gibi bu ülkenin çimentosudur. Sorunların kavga-gürültü ile değil, siyasi ortamda kongrelerde çözülmesi gereken yapıya da sahip bir partidir. Bu olgunluğun ortaya konulması MHP kadrolarına daha da güç verir. Bu partinin saygınlığını artırır. Hiç kimse şüphe etmesin oy patlaması bile gerçekleşir.
Siyaset, çözüm üretmek, partiyi iktidara taşımak sanatıdır. Eğer, bugünkü anlayış ve kadrolarla bunlar yapılmamış ve yapılmıyor, parti teşkilatlarında da bunlar tartışılıyorsa burada bir yanlışlık var demektir. Zaten bu yanlışlık da 1 Kazım seçim sonuçları ile ortaya çıkmıştır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın