İmparatorluk hevesi ile Batı Asya Birliği çarpışması – Musul’a Türk askeri gönderilmesinin anlamı

Mehmet Ali Güller

Siz bakmayın demokrasi, Türkmenleri korumak, hatta Kürt koridorunu önlemek gibi “örtü” gerekçelere. Gerçekte Esad’ı devirme hedefi, Barzani’yle ilişkiler, Rus uçağının düşürülmesi, Musul’a asker gönderilmesi ve İncirlik Mutabakatı aynı zincirin halkalarıdır.

Böyle olduğunu artık kendileri de daha açık yazmaya başladılar.

‘İMPARATORLUK HARİTASINA DÖNÜŞ’

Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül‘ün son yazdıkları asıl niyeti ortaya koyması bakımından önemli. Karagül‘e göre 20. yy zorlamaydı ve 21. yy için herkes yeniden 19. yy ve öncesine dönmeye çalışıyor; her ülke kendi tarihsel imparatorluk haritasına dönüyor.

Karagül‘e göre Türkiye kendi imparatorluk haritasına dönmezse, yani denizde Kızıldeniz, Basra Körfezi ve Doğu Akdeniz üçgeni içine, yani karada Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu üçgeni içine elini uzatmazsa, sadece Anadolu’ya hapsolmakla kalmayacak, Anadolu’daki toprakları da kaybedecektir.

Karagül, harita çizilmeye çalışıldığı şu süreçte Türkiye’nin kendi imparatorluk haritasını bölgeye dayatması gerektiğini belirtiyor ve bu aşamadan sonra hem Selçuklu hem de Osmanlı olduğumuzu savunuyor.

AKP’DEN ABD’YE ALT DÜZEN

Peki kimler harita çizmek istiyor? Kimler bölgede eski imparatorluk haritasına dönmek istiyor? Karagül‘e göre Ruslar ve Farslar! Bugün Irak ve Suriye sahasında süren olaylar da bunun kanıtı!

Peki ya ABD emperyalizmi, ya Doğu Akdeniz’e demirleyen Fransa, İngiltere gemileri, ya İncirlik’e gelmeye hazırlanan Alman uçakları? Hatta İsrail?

Onlar yazıda yok. Batı, Osmanlı haritası çizilmesinin savunulduğu yazının gizli öznesi! Ama Rusya ve İran’a karşı imparatorluk haritası çizilirken hangi bölgesel kuvvetlere dayanılacağı yazıda var: Kürtler ve Sünni Araplar!

Ahmet Davutoğlu ve İbrahim Karagül gibi muhafazakarlarla Cengiz Çandar gibi liberalleri birleştiren de işte burasıdır. Davutoğlu hedefi “alt bölgesel düzen” kurmak diye, Çandar “Türkiye’yi Kürtlerle büyütmek” diye, Karagül “imparatorluk haritamıza dönmek” diye açıklamaktadır.

Fakat burada mesele şudur: Nasıl bir alt düzen, kimin alt düzeni? Bu sorunun yanıtı, ABD emperyalizminin neden “gizli özne” olduğunu da ortaya koyar.

Davutoğlu‘nun o ünlü cümlesini anımsayalım: “Türkiye, küresel yeni düzene, çevresinde alt bölgesel düzenleri yeniden kurarak katkıda bulunacak.” (AA, 21 Mart 2009)

Küresel düzen ise ABD’nin düzenidir ve Davutoğlu aynı yerde bu nedenle “ABD ile altın bir işbirliği dönemine girdiklerini” savunmaktadır!

MUSUL, KERKÜK, HALEP HAVUÇLARI

Peki Türkiye’nin ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin altında “Yeni-Osmanlıcılık” yapabilmesi mümkün müdür? Daha somut soralım: ABD bu coğrafyayı şekillendirirken Türkiye’ye Musul’u, Kerkük’ü, Halep’i verir mi?

Pratikte bu mümkün değildir ve Erdoğan‘ın daha işin başında asıl hedefi “BOP içinde Diyarbakır’ı bir merkez yapacağız” diye koyması bu gerçeğin gereğidir!

Fakat ABD Diyarbakır’ı koparabilmek için Türkiye’nin önüne Musul, Kerkük, Halep havuçlarını koyar, hatta Rusya-İran cephesinin sahadaki varlığına göre gerekirse “Türkiye himayesinde Kürdistan” hedefine, gerekirse de “Türk-Kürt federasyonu” hedefine yönelebilir. Burada mesele, tüm yöntemlerin en sonunda toprak kaybıyla sonuçlanacağı gerçeğidir.

JEOPOLİTİK-BİRLİK ÇARPIŞMASI

Aslında ABD’nin BOP hedefi de, AKP’nin bunun altındaki Yeni-Osmanlıcılık hedefi de jeopolitiğe dayanmaktadır. Karagül yazısında bunu “Anadolu’nun savunması Saraybosna’dan, Bakü’den, Şam’dan, Bağdat’tan başlar” diyerek somutlamıştır.

Jeopolitikçi bakışa göre son tahlilde güvenliğin başladığı yere egemen olunmalıdır!

Bir sosyalist olarak jeopolitik disiplininden yararlanılabileceğini ama kesinlikle esas alınamayacağını bu nedenle savunuyorum. Zira bu disiplin, esas olarak “yayılmacalığın” yöntemidir. Önce Alman devletinin çevresindeki “yaşam alanına” egemen olma stratejisinin uygunlanma yöntemiydi, ardından da ABD emperyalizminin Ortadoğu’ya ve Avrasya’ya müdahale etmesinin…

Evet, Türkiye’nin güvenliğinin bugün Bağdat’tan, Şam’dan başladığı doğrudur. Ama ABD emperyalizmi ve onun işbirlikçileri için bunun yolu Şam’daki Emevi Camisi’nde zafer namazı kılmaktır, yani güvenliğin başladığı coğrafyayı ele geçirmektir.

Biz sosyalistler Kemalistler, halkçılar ve milliciler için ise bunun yolu Atatürk‘ün “yurtta barış, dünyada barış” ilkesidir!

Bu nedenle gerçekte iki proje çarpışmaktadır: ABD ve AKP’nin jeopolitiğe dayanan “imparatorluk” hevesi ile bizim “yurtta barış, dünyada barış” ilkesine dayanan Batı Asya Birliği projemiz!

Şam’ın güvenliği, Ankara’nın güvenliğidir ve Ankara ile Şam omuza omuza verdiğinde ortak güvenliği sağlayabilir!

Irak ve Suriye’den koparılacak parçalarla değil, komşuların toprak bütünlüğü ile Türkiye’nin güvenliği sağlanır!

Mehmet Ali Güller
9 Aralık 2015

 

Siz bakmayın demokrasi, Türkmenleri korumak, hatta Kürt koridorunu önlemek gibi “örtü” gerekçelere. Gerçekte Esad’ı devirme hedefi, Barzani’yle ilişkiler, Rus uçağının düşürülmesi, Musul’a asker gönderilmesi ve İncirlik Mutabakatı aynı zincirin halkalarıdır. - turkish army turk ordusu operasyon savas

Yorumlar

  1. ismet aydemir avatarı
    ismet aydemir

    Bedrettin Dalan 22.12.2010

    -Turgut Özal 1986 da ABDe hastalık bahanesi ile gitti. Uzun bir süre kaldı. Geldiğinde beni Orduevinin 9.katına çağırdılar.
    Özal bana dedi ki:
    -ANAPı ikimize kurdurdular. ANAPın kuruluş paralarının yarısını ben ABDden getirdim. ANAPın kuruluş paralarının yarısını sen Türkiyedeki iş adamlarından topladın.
    -Yani ben bir numaralı adamım, sen ise iki numaralı adamsın.
    -Şimdiki görevimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkıp, yerine Anadolu İslam Konfederasyonunu kurmaktır.
    -TSK, tıpkı Hilafet Ordusu gibi görev yapacaktır. Arap hükümetlerini ve İsrail hükümetini, İran ve İran gibi yönetimlere karşı koruyacaktır.

    Özalın bu ihanet teklifini çok sert sözlerle kabul etmeyen B.Dalan Özaldan ikna girişimi gelir:
    -Benden sonra başbakan olacan, cumhurbaşkanı olacan, belkide padişah olacan!
    Dalan kararlıdır, yanıtı:
    -Ben okullarında parasız yatılı okuduğum bu devlete karşı, Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı ihanet etmem, Hain Herif!
    Dalan itiraf ediyordu:
    -Seçimlerde ANAP,
    yüzde ondört oy almasına rağmen,
    hile yapıldı ve sanki yüzde otuzdört oy almış gibi kabul ve ilan edildi.
    2007 seçimlerinde de AKPe hileli yedi milyon oy fazladan yazıldı!

    Basında bu görüşme, Dalanla Özal bir daha görüşmemek üzere tartışıp ayrıldılar olarak gecmiştir.

    Dalan zamanın generallerine durumu arz eder:
    -Hepsi kös kös dinlediler. Sadece Kıvrıkoğlu ile Güneş paşalar cıkcık diye cıkladılar.
    Dalan devam etti:
    -İşte BOP o zaman başlamıştı!

    TÜSİAD anayasa hazırlıyorsa,
    soralım düşmanlarımızı , Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürke!

    -Masonlar Cemiyetinin Varlığı,
    Türk Devrimlerinin ve Türk Devletinin geleceği için tehlikedir.
    Derhal kapatılsın! 1935 Cumhuriyet Gazetesi birinci tam sayfa.

    Ankara Hainler Meclisi gayri meşrudur!
    Türk Milletini temsil yetkisi yoktur. Hepsi vatana ihanetten suçludur!

    Seçim ve Fırkalar taslağını derhal hazırlamalıyız:
    Fırka başkanları ve milletvekili adayları,
    her fırkada tüm fırka üyelerince,
    seçmeli olarak belirlenecektir.
    Tek bölgeli ve çift kademeli seçim olacaktır.
    Böylelikle, Masonların delege pazarlarının köküne kibrit suyu dökeriz.

    Denizkuvvetlerinden emekli general Ertürk açıkca,
    yurdumuzun işgal edildiğini,
    bayrağımızın direğinde duruşunun geçici olduğu ve oyun gereği olduğunu yazmıştır.

    Malatya Ermeni Kilisesinde ilkokulu bitiren mandacı İnönü ile
    mezarı,
    Jak Khaminin mabedi olan Feyzi Çakmak masonların uşakları olmuşlar ve Atatürkü 29 Mayıs 1938 de Ankara Tren Durağında esir almışlardır. ABD Askerleri TBMM etrafına karargah kurmuşlardır.
    Aynı anda Pertek Jandarma Karakoluna saldırılarak,
    18 Jandarma şehit edilmiş ve halkın dikkati sözde Kürt isyanına çekilmiştir.
    ABD diye bir halk yoktur.
    Avrupadan göç eden kırkharamilerden ve onların yönetimindeki masonlardan ibarettirler ve dünyada hemen hemen halkların tüm yönetimlerini uşakları vasıtasıyla işgal etmişlerdir.
    İsrail Devleti, taşıma suyla dönen bir değirmendir.
    Binasının harcı kann ve göz yaşıdır.
    Türk Örf ve Adetlerine göre‚ Zorla güzellik olmaz‘.
    Bu eşkiya devletini geçici olarak kuranlar, Dünya Halklararası Mahkemelerde dara çekileceklerdir.

    Biline, İsmet Aydemir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir