ABD dünyadaki güvenlik ve istikrarın tek garantörü, küresel ilişkilerin gidişatını kökten değiştirecek enformasyon ve askeri kuvvete, diplomatik nüfuza sahip tek küresel güçtür.
Ne ki, yüksek teknolojiye dayanan enformasyon ve askeri gücün kullanılmasının dehşetengiz sonuçları,
Yüksek teknolojiye dayanan enformasyon ve askeri teknolojinin alt sistemlerinin çokluğu ve karmaşıklığıyla çok pahalı olan sistemlere ihtiyacı,
Gücünü tam anlamıyla kullanamamasına neden oluyor…
*
Nitekim Rusya’nın Baltık Denizi ile Karadeniz arasındaki bölgeden, giderek Orta Doğu’da da “Suriye İç Savaşına Siyasi Çözüm” başlığında manevra alanını genişletmesi;
İki büyük nükleer güç arasında savaş ile siyasetin, asker ile sivilin, barış ile çatışmanın, cephe ile emniyetli bölgenin, dost ile düşman kavramlarının arasındaki hatların belirsizleşmesine yol açmıştır.
*
Şimdi dünya karmaşık, tek bir merkezden yönetilmeyen, ekonomik, politik, sosyal ve askeri cepheleri olan,
Devlete bağlı olmayan aktörlerin, psikolojik harekâtın, sivil toplum örgütlerinin ve hukukun bir operasyon gücü olarak kullanıldığı,
Hedefe ulaşmayı uzun zaman dilimi içinde öngören,
Ancak ateş ve manevra gücünün savaşın esas unsuru olmaktan çıktığı,
4.Nesil Savaş konsepti ile sürdürülen III.Dünya Savaşı’ndadır.
*
Suriye İç Savaşında hızlanan askeri hareketlilik, düşman muharip kuvvetlerinin hatlarına sızmayı, etrafını sarmayı esas taktik olarak kullanan ve düz bir hat üzerindeki cepheler yerine derinlikte savunma taktikleri öngören 3.Nesil Savaş’a meydan vermeyecek bir sigorta mekanizması olmak üzere,
Doğu Akdeniz’de olağanüstü bir askeri yığınağa neden oluyor.
*
Genelkurmay Başkanlığı internet sitesindeki ‘Günlük Faaliyetler’ bölümünde açıklandığı üzere,
Doğu Akdeniz’de Suriye/ Tartus’ta deniz üssü bulunan Rusya’nın 13 gemisi,
ABD’nin 3 muhribi, Fransa’nın 5, İtalya’nın 1 fırkateyn ve 1 denizaltısı, İngiltere, Belçika, İspanya, Kanada, Portekiz, Yunanistan ve Hollanda’nın ise birer gemisi;
3.Nesil Savaş’tan caydırıcılığı dikte ediyor…
*
Suriye İç Savaşının Siyasi Çözümü için taraflar arasında 4.Nesil Savaş devam ededursun,
İsrail/The Jerusalem Post gazetesi, İsrail’in 10-15 yıl içerisinde İran’la gireceği doğrudan bir savaş, daha kısa vadede de HAMAS’la Gazze’de savaş yaşayabileceğini yazıyor.
İsrail Savunma Kuvvetleri’nin mühimmat, yakıt ve gerekli kaynakların oluşturulması gibi hazırlıkların yanısıra savaşa hazırlığa yönelik eğitim çalışmalarını da kapsayan “Gideon Çalışma Planı” üzerinde çalıştığını bildiriyor.
*
M.Ö 12. yüzyılda Avrupa ve Asya’yı saran uzun bir kuraklık döneminde kavimler göçü olmuştu.
Arabistan steplerinden Midyanîler, Suriye ve Filistin’e saldırdı.
Eski Ahit-Hâkimler Kitabında “Ve İsrailoğulları Rabbin gözünde kötü olanı yaptılar; ve Rab onları yedi yıl Midyan’ın eline verdi. Ve İsrail’e karşı Midyan kuvvetlendi. Midyan’ın yüzünden İsrail oğulları dağlardaki gizlenecek yerleri ve mağaralar ile hisarları yaptılar. Midyan yüzünden İsrail çok alçaldı… (Hâkimler: 6, 1-6.)”
“Ve vaki oldu ki, Midyan yüzünden İsrailoğulları Rabbe feryat edince Rab İsrail’e bir peygamber gönderdi. (Hâkimler: 6. 7.)” deniyor.
Bu Gideon’du…
*
Gideon üç yüz kişilik fedai kuvvetiyle bir gece baskını yaptı.
Bu fedailerin seçilişleri garipti, Tanrı ona adamlarına su içirmesini söyledi.
Suyun başına yatıp “köpek gibi” diliyle yalayanları, diz çöküp ellerini ağızlarına götürerek su içenlerden ayırttı.
Fedailer bu sonunculardı ve bu üç yüz kişi, meşalelerini testiler içinde saklayarak gece baskını yaptı ve Midyanîlerin ordugâhına varınca testileri kırdılar,boru çalarak hücum ettiler. Midyanîleri bozguna uğrattılar…
*
Eski Ahit’teki Hakimler kitabında anlatılan Gideon’un hükümdarları katletmesi, insanlık tarihinde politik amaçlar uğruna öldürmenin ilk örneğini oluşturdu.
Gideon; suçlu bir insanın adil olmayan bir hükümdarı öldürmesinden, patlamanın masum hayatları söndüreceğini hiçe sayarak bir çöp kutusuna bomba yerleştirmeye giden yolda çok büyük bir adım olduğunu gösteren ilk kişidir.
Cani kendi kafasında sistemi çürüten insanları öldürürken, politik amaçlar güden terörist zaten dokunduğu herkesi bozmuş olduğunu kabul ettiği sistemi yok ediyordu.
Gideon cinayetin öylesine bir eylem olduğunu, terörizmin ise bir süreç, yaşam tarzı, adanmışlık olduğu gösteriyordu.
*
Şimdi İsrail Ordusu, ekonomik yaptırımların sona ermesiyle İran’ın askeri sanayisinde önümüzdeki on yıl içinde önemli ölçüde bir büyüme sağlayacağını,
İran’ın seri üretime geçerek üreteceği silahları,Hizbullah gibi destekçilerine aktaracağını,
İran’ın nükleer programına devam etmesiyle bölgedeki diğer Arap ülkelerinin de nükleer silahlanma yarışına gireceği ihtimallerinden hareketle,
Gideon planıyla önümüzdeki on yıl içinde zamanını boşa harcamaktan kurtulmayı öngörüyor.
Bu suretle, İsrail ordusunda uzun vadeli bir değişimin yaşanması ve ordunun tehditlere karşı daha etkili bir hale getirilmesi planlanıyor…
*
Gideon’dan bugüne tarih terörizmin üzerinden tekerrür ediyor gibidir.
Yine de en iyi ihtimalle Suriye İç Savaşına Siyasi Çözüm’ün sağlanması merkezli III. Dünya Savaşının yıllar alacağı anlaşılıyor.
Sonra, belki bir Kıyamet Savaşı- Armageddon’ mu dediniz?
*
“Te-rö-re u-za-nan el-ler kı-rıl-sın.”
Hey Tanrı’m, bu ne yalan dünya!
6.12.2015
Bir yanıt yazın