İngiliz-Ermeni ittifakının şifreleri

54320

 

14 Şubat 2011

İngilizlerin ‘Büyük Ermenistan’ üzerinden kurguladıkları Ortadoğu planları gün yüzüne çıkıyor. Tarihçi Halil Ersin Avcı’nın İngiliz arşivlerinde ulaştığı belgeler Ermeni sorununun yerleşik algılamasını sarsacak cinsten.

Tarih, eskiyi anlamlandırma bilimi olsa da gücü bugünü şekillendirmeye de yetiyor. Tozlu raflardan çıkıp gelen her yeni bilgi, güncel sorunların çözümünde, algılanmasında yeni ufuklar açıyor. Son 7 yılını, 7 ayrı ülke arşivinde geçiren Dr. Halil Ersin Avcı’nın Ermeni meselesiyle ilgili ortaya koyduğu yeni belgeler, yerleşik söylemleri sarsacak cinsten. Ağırlıklı olarak İngiltere’deki Hindistan ve istihbarat arşivlerinde çalışan Avcı, Ermeni sorununun aslında Hindistan’daki İngiliz istihbarat ofisinde pişirildiğini, Osmanlı’nın yanında birçok Asya ülkesini hedefine aldığını belirtiyor. Avcı, İngilizlerin Ermeni sorununu, Ortadoğu’daki nüfuzlarını artırmak, Osmanlı’yı yıkmak ve Asya’da varlıklarını pekiştirmek için kullandığını savunuyor.

-İngiliz-Ermeni ittifakını çalışma fikri nereden çıktı?

2003’te İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nde doktoraya başladım. Tez danışmanım kıymetli hocam Prof. Dr. Ali Arslan, İngiliz-Ermeni ilişkileri çalışmam konusunda tavsiyede bulundu. Onun yönlendirmesi ve teşvikiyle İngiliz arşivlerinde çalışmaya başladım. 18. ve 19. yüzyıl arşivlerinden okuduğum belgelerden İngiliz-Ermeni ittifakının 16. yüzyıla kadar indiğini fark ettim. İngilizlerin Ermenilerle stratejik ilişkileri, ‘Doğu Hindistan İngiliz Şirketi’ üzerinden kurduklarını anlayınca İngiltere’deki Hindistan arşivlerine girdim. Çoğu Türk araştırmacı, Hindistan arşivlerinde Türkiye ile ilgili bu kadar belge olacağını tahmin etmediği için pek üzerinde durmamıştır. Ben önemli belgeler buldum burada. İngiliz İmparatorluğu’nun Ermeni tüccarlar üzerinden doğuda ciddi refah sağladığını gördüm. Zira İngilizler 16. yüzyıldan itibaren bilhassa Ortadoğu’ya, 17. yüzyıl başlarında da Hindistan’a Ermeni tüccarlarla girmişler. Ermeni tüccarların geniş ticaret ağını kullanmışlar. İngilizler doğuda var olabilmek için Hıristiyan Ermenileri kullanabileceklerini düşünmüşler ve kullanmışlar. Ticaret üzerinden başlayan yakınlaşma ileriki yıllarda siyasi alana da sirayet etmiş. İngilizler, Ortadoğu ve Asya’daki nüfuzlarını arttırmak için bu bölgede var olan Ermenileri yüzyıllarca etkin kullanmışlar.

-Ermenilerin doğudaki ticaret ağı Fransızların, İtalyanların dikkatini çekmemiş mi?

Ermeni ticari ağını ilk fark edenler İngilizler değildi tabii. İtalyanlar da fark etmişlerdi. Fakat İtalyanlar da tüccar millet oldukları için ticareti doğrudan kendileri üzerinden yapmak istiyorlardı. Diğer taraftan Fransızlar da Ermenileri kullanmak istemişlerdi. Ancak Fransızlar Osmanlı ile kapitülasyon anlaşması yaptıkları için ihtiyaç duydukları malları İstanbul, İzmir limanlarından alıyorlardı. Ortadoğu’ya fazla yayılamadılar. İngilizler ise Osmanlı Devleti’ni bypass edip Moskova kumpanyası vesilesiyle kuzeyden, İran’la yaptıkları anlaşmayla da güneyden Ortadoğu’ya girmişlerdi. Ortadoğu’daki tüccar millet Ermeniler ile de doğrudan anlaşma yapmayı kazançlı görmüşlerdir. İngilizler Ermenilerin uzmanı olduğu kara ticaretiyle uğraşmıyorlardı, Ermenilerin söz sahibi olmadıkları deniz ticaretiyle uğraşıyorlardı. Ermenilerden sahip oldukları malları imtiyaz sahibi olduğu İran limanlarına yığmalarını, uygun fiyatla İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’ne teslim etmelerini istiyorlardı. Ermenilere rakip olmadılar, partner oldular.

-İngilizlerin Ermenilerle ittifak kurduğunu gösteren resmi belge var mı?

1688’de İngiltere Devleti ile Ermeni milleti arasında (İran ve Hindistan Ermenileri üzerinde) bir ittifak anlaşması imzalanıyor. Ocakta piyasaya çıkan ‘İngiliz Ermeni İttifakı’ adlı kitabımda bu ittifak anlaşmasının metnine yer verdim. Bu ittifakın genel esası Osmanlı İmparatorluğu’nu ekonomik olarak zayıflatıp yok etmeye dayanıyordu. Özü, ticaret yollarının Osmanlı’nın aleyhine, İngiltere’nin lehine olacak şekilde Basra Körfezi ile Hindistan sahiline çevrilmesiydi. İngiliz ticaret gemileri söz konusu yeni rota üzerinde doğudan gelen malları Avrupa’ya taşıyacaktı. Kitapta İngilizlerin Osmanlı üzerine Ermenilerle kader birliğine girdiğini yansıtan başka belgeler de var. İngiliz istihbaratının sömürge Hindistan’da aktif olduğu için çalıştığım arşivlerin büyük bölümü istihbarat raporlarından oluşuyordu. Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren meselelerin çoğunun da Hindistan’da planlandığını gördüm. Türkiye’deki Ermenileri yönlendirenlerden bir kısmının da Hindistan’daki Ermeni ileri gelenlerinin olduğunu tespit ettim. 7 yıllık çalışmalarım neticesinde, Ermeni sorununun kasıtlı olarak çıkarıldığını gördüm. O döneme ait resmi belgelere dayanarak İngilizlerin Ortadoğu ve dünyaya hâkim olmak için bu sorunu bir anahtar olarak kullandıklarını söyleyebilirim. İngiltere’deki Hindistan arşivlerinde yapılacak olan yeni çalışmaların, Türkiye’ye Ermeni sorunuyla ilgili önemli kazanımlar sağlayacağını düşünüyorum.

-İngilizler Ermenilerle sadece Osmanlı üzerine mi ittifak kurmuşlar?

İngilizlerin sadece Osmanlı değil, İran’dan Japonya’ya kadar birçok ülkede Ermenilerle birlikte hareket ettiklerini gösteren belgelere ulaştım. İngilizler, Ermenilerin geniş ticaret ağını kullanarak zenginleştiler. Birliktelik siyasi alana da kaydı haliyle. 19. yüzyıldan itibaren de kurulan İngiliz misyoner okulları üzerinden yeni bir Ermeni nesli yetiştirildi. Mesela 1800’lerde Türkiye’de ‘İngiliz Ermenileri’ adıyla anılan farklı bir grup oluşmuştu. Ama 1890’lara gelindiğinde İngiliz istihbarat servisi Türkiye’deki İngiliz Ermenilerini ayaklanma ve isyan çıkarmak üzere kullanıyor. O günlerde İngiliz istihbaratı İngiliz Ermeni cemiyetleri ile doğrudan bağlantılı çalışıyor. Mesela Adana’daki Ermeni olaylarında olduğu gibi. Çanakkale Savaşı sırasında ve sonrasında çıkan olaylarda olduğu gibi.

-Ayaklanan Ermenilerin İngiliz-Amerikan misyoner okullarında yetiştiğini söyleyebiliyor musunuz?

İngiltere ile ABD, 1849’da ‘Üniversal Evanjelik İttifak Antlaşması’ imzalıyor. Bu anlaşmanın ardından ABD’li misyonerler, daha önce İngiltere’nin el altından desteği ile yaptıkları faaliyetlerini açıktan yapmaya başlıyorlar. ABD, İngilizlerin Anadolu’da istediği noktalarda Protestan okullar, kiliseler kurdu. Çoğu okulun açıldığı noktalarda yoğun Ermeni nüfusu da yoktu. İngilizler var olmak istedikleri yerlere kurdurmuşlardı bu okulları. Daha sonra kendileri de okulların yoğun olduğu bölgelere konsolosluklar açtılar. Neredeyse köylere kadar indi konsolosluklar. 1880-1890’daki isyanlarda bu okullarda yetişen Ermeniler boy gösterdi. Terör örgütleri kuruldu. Olaylara katılan isyancılar, öğrenciler, okul ve kiliseleri cephaneliklere, konsoloslukları da olay sonrası kaçtıkları sığınaklara çevirmişlerdi.

-Ermenilere ‘Osmanlı’ya isyan’ fikrini aşılayanlar İngilizler yani…

İngilizler için Ermeniler, bölgedeki hâkimiyetlerini artırmak için kullanılacak bir enstrümandı. Çünkü Osmanlı, Ermenilere çok ciddi bir güven duyuyordu, bu milletten şüphe duymayacak kadar güveniyordu. Bunun yanında İngilizlerin nüfuz elde etmek istediği Osmanlı, İran ve Hindistan’da varlık gösteren ve kendilerine yardım edecek tek unsur da Ermenilerdi. Dolayısıyla İngilizler, Ermenileri kendilerine çevirmek için ciddi çaba sarf etmişlerdi. Bu dönüşümü sağlamak için bir veya iki asır çalışıyorlar. Bence bu yaşananlar, 1688’de Osmanlı’yı yıkıp yok etmek hedefiyle başlayan, 1918’lere kadar planlı ve programlı yürütülen bir komplodur.

-Ermeni meselesine Rusya, Fransa ve Amerika’nın dahli nedir?

Ermeni meselesi ile Ruslar, Fransızlar da çok ilgilenmişler. Rusların Ruslaştırdıkları, Fransızların Fransızlaştırdıkları ve Osmanlı üzerinde kullandıkları gruplar var. Ama İngilizler Ermenileri tüm Asya hâkimiyetinin bir gereği olarak gördükleri için daha geniş alanda, daha etkili kullanmışlar. Rusya ve Fransa, Ermenileri belli isyanlarda aracı (maşa) olarak kullanırken, İngilizler Ermenileri sadece Osmanlı’da değil, aynı anda İran, Rusya ve Asya’daki bazı ülkelerde de kullanıyor.

-İngiltere sonraki yıllarda neden Ermenilere yüz çeviriyor?

İngilizler için Ermeniler ve kurulacak büyük Ermenistan stratejik öneme sahipti. Birçok İngiliz istihbarat raporu ile ispat edildiği gibi, İngiltere, Büyük Ermenistan’ın kurulmasını Osmanlı halifesinin ve Türklerin Türk-İslam dünyası ile bağlantısını koparmak için istiyordu. Ancak bu strateji Sovyet Rusya’nın güçlenmesiyle değişti, dönüştü. İngiltere başta Sovyetlere karşı Çarlık taraftarlarını desteklese de yaptığı çıkar hesapları gereği bu stratejiyi değiştirdi. Yeni stratejinin gereği olarak da Sovyetlere karşı Kafkaslar’da Gürcü, Ermeni ve Azeri unsurlarına verdiği desteği kesti. 1918-1919’dan itibaren Ermenileri göz ardı ediyorlar. Ermenileri yüzüstü, Sovyetlerin merhametine bıraktılar. Böylece I. Dünya Savaşı’nda Türkler ile birlikte en çok acı çeken ikinci millet Ermeniler oldu. Kısacası İngilizler, Ermenileri 1919’a kadar kendi çıkarları için kullanıyorlar, işleri bitince de kendi kaderlerine terk ediyorlar.

-Siz sözde ‘soykırım’ tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İngilizlerin ve Batılı devletlerin iddiası, Ermenileri Suriye çöllerine götürüp öldürdüğümüzdür. Burada akla gelen soru şu: Sözde katliamdan kısa bir süre sonra Suriye’yi kim ele geçirdi? Ermeniler, Fransızlar ve İngilizler ele geçirdi. Peki, burada 800 bin Ermeni öldü ise bunların mezarları, tutuldukları kampların izleri, kampların fotoğrafları nerede? Çanakkale Savaşları’nın bile çok net videoları olmasına rağmen, Suriye cephesinin, Filistin cephesinin çok net videoları olduğu halde, neden Ermeni kamplarına dair bir video ve fotoğraf mevcut değil? Batı neredeyse bir asırdır asılsız iddialarla Ermeni katliamının olduğunu iddia ediyor. Oysa biz ölen, katledilen Türklerin olduğunu fotoğraflarıyla, kalıntılarıyla, cesetleriyle ve videolarıyla ispat edebilirken, Ermenilerin neden bir kare bile fotoğrafı yok. Oysa İngiliz ordusunun o günlerde her türlü teknik ve teçhizatı vardı. Kaldı ki Ermeniler, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar o yıllarda Malta’da kurulan uluslararası mahkemelerde bu iddiaları ispatlayamadılar. Savaş ortamında karşılıklı öldürmeler gerçekleşmiş. Zaten İngilizlerin 5. kol faaliyetleriyle Türkleri Ermenilere, Ermenileri Türklere, Kürtleri Ermenilere, Ermenileri Kürtlere karşı kışkırtmış olduğunu çalışmamızda gösterdik. İngilizlerin 1909-1910’da Kürtleri gizlice silahlandırdığını gösteren gizli raporlar var ortada. Eğer gerçekten Ermenileri bu kadar seviyorlarsa neden Kürtleri silahlandırdılar?

-Ermeni meselesini çözmek için ne tür adımlar atılmalı?

Batılılar Ermeni meselesini dünya sahnesinde hızla yükselen Türkiye’yi dengelemek için kullanmak istiyorlar. İkincisi Türkler 8-10 asırdır İslam dünyasına liderlik yapıyor. İngiliz tarihçilerinin tabiriyle ‘bembeyaz bir tarihi’ var. Sözde soykırım söylemiyle bu geçmişe leke sürmek istiyorlar. Siz Türk-İslam dünyasına lider olamazsınız demek istiyorlar. Hakeza Türkiye’nin Kafkaslar’da başlatabileceği bir ittifakı ve bu ittifakın Orta Asya’ya kadar sirayet edebileceğini düşündüklerinden, Türkiye ile sorun yaşayan Ermenistan’ı tampon olarak kullanıyorlar. Zira olası bir Türk-Ermeni ittifakı, Kafkaslar’daki soğuk savaş mirası dengeleri alt üst eder, bu olumlu değişim Kafkasya, İç Asya’ya da rahatça yayılır. Türkiye ile Ermenistan birbirine düşman olduğu müddetçe dengeler muhafaza edilmiş oluyor, Türkiye’nin Kafkasya açılımı frenleniyor. Türkiye, bu çemberden Ermenilere destek verenleri muhatap alıp İngiltere, Fransa, Amerika ve Rusya devlet arşivlerindeki gerçek belgeleri dünyaya taşımalı. Ermenilerin tarihte bu devletler tarafından kullanıldığını göstermeli. Ermeni meselesinin çözümü, bugün de Ermenileri kullanan devletlerle masaya oturmaktan geçiyor. Bu konuda muhatabımız onlar olmalı, Ermenistan değil.

Aksiyon

14 Şubat 2011 - 54320

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir