ATATÜRK İLE 77 YIL
HÜSEYİN MÜMTAZ
1938’in 10 Kasım’ından bu yana yetmiş yedi yıl geçmiş.
İnadına Atatürk’lü.. Atatürk’le dopdolu..
Lâfı fazla uzatmayacağım.
Atatürk sağlığında her kesime hitabetmiş; anlayana, toplumun her bölümüyle ilgili veciz sözler söylemişti.
Bu yazıda sadece asker, öğretmen/eğitimci ve gençlerle ilgili üç sözünü hatırlatacağım.
Şimdi o gelenek devam ediyor mu bilmiyorum, televizyonlardan eskisi gibi naklen verilmediği için haberimiz de olmuyor ama 50 yıl önce HARBİYE’de; Atatürk’ün HARBİYE’ye giriş tarihi olan her 13 Mart’ta yoklama yapılırdı.
Numarası okunan öğrenci “Burada” cevabını verir ve yerine otururdu. Atatürk’ün apolet numarası olan 1283 okunduğunda ise bütün Öğrenci Alayı ayağa kalkarak hep bir ağızdan “İÇİMİZDE” diye haykırırlardı.
Şimdi, hâlâ öyle mi bilmiyorum.
1.Subaylara;
Atatürk 31.7.1920 tarihinde, Afyon Kolordu Dairesi’nde subaylara hitaben yaptığı konuşmanın bir bölümü şöyledir;
“Dünyada hayat için, insanca yaşamak için istiklâl lâzımdır. İstiklâl sahibi olmak için haiz-i kuvvet olmak ve bunun için mevcudiyetini ispat etmek icabeder.
Kuvvet ordudur. Ordunun menba-ı hayatı ve saadeti, istiklâli takdir eden milletin, kuvvetin lüzumuna olan iman-ı vicdanîsidir….
***
İngilizler, milletimizi istiklâlden mahrum etmek için pek tabiî olarak evvelâ onu ordudan mahrum etmek çarelerine tevessül ettiler. Mütareke şeraitinin tatbikatı ile silâhlarımızı, cephanelerimizi, bilcümle vesait-i müdafaamızı elimizden almağa çalıştılar. Sonra kumandanlarımıza ve zabitlerimize tecavüz ve taarruza başladılar. Askerlik izzetinefsini ifnaya gayret ettiler. Ordumuzu kâmilen lağvederek milleti muhafaza-i istiklâli için muhtaç olduğu nokta-i istinattan mahrum etmeğe teşebbüs ettiler. Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de izzetinefsine, her türlü hukuk ve mukaddesatına taarruzla milleti zillete, inkıyada alıştırmak plânını takip ettiler ve ediyorlar.
Herhalde ordu, düşmanlarımızın birinci hedef-i taarruzu oldu. Orduyu imha etmek için mutlaka zabitini mahvetmek, zelil etmek lâzımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta mevani ve müşkülât kalmaz…
***
Binaenaleyh zabit için ‘ya istiklâl, ya ölüm’ vardır. Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, istiklâlimizi muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima müstakil görmekle bahtiyar olacağız!”
- Öğretmenlere;
- a) “Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herşeyden evvel Türkiye’nin istikbâline, kendi benliğine, millî an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzûmu öğretilmelidir.” (1 Mart 1922 TBMM açış konuşmasından)
- b) Öğretmen Okulu’nda toplanan Birinci Maarif Kongresi’nde ayrı yerlere oturtulmuş kadın ve erkekleri görünce Öğretmenler Derneği Başkanı’na söyledikleri:
“Ne yapmışsınız siz? Toplantıya kadın öğretmenleri de çağırmışsınız, onları ne diye erkeklerden ayrı oturttunuz? Utanmıyor musunuz? Ayıptır. Kendinize mi güveniniz yok, yoksa bu hanımların iffetine mi? Bir daha kadınların erkeklerden ayrı tutulduğunu duymayayım.” (16 Temmuz 1921 Ankara)
- c) “Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır”.
Ve 3; Türk Gençliğine;
ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABI; Kurtuluş Savaşı’nın ve NUTUK’un özeti; Cumhuriyet’in ÖNSÖZÜ’dür.
“Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir” ile başlar;
“Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” ile bitirir.. (20 Ekim 1927)
Daha ne desin?
Nice ATATÜRKLÜ YILLARA! 9 Kasım 2015
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ