TÜRK ORDUSU
Türk Ordusu ile ilgili yazılarıma yer verdiğim üç ciltlik TÜRK ORDUSU serisi kitapların üçüncüsü ve sonuncusu olan “TÜRK ORDUSUNA KUMPAS” isimli kitabım 07 Kasım 2015’de AMAZON Yayınlarından çıkmış ve okuyucuların hizmetine sunulmuştur. Böylece TÜRK ORDUSU’nu kendi tecrübelerim ışığında toplam 1482 sayfada izaha çalıştığım yazılarıma noktayı koydum. Şimdi 36 yıl zevkle ve gururla taşıdığım şanlı üniformama vefa borcumu da ödemiş oluyorum..
Halen amazon yayınlarından satışa sunulan diğer 27 kitap gibi “TÜRK ORDUSUNA KUMPAS” kitabım da Türkiye’de kitapçılardan değil, İnternet vasıtasıyla aşağıdaki adresten temin edilebilir. Siparişler dünyanın her noktasına en geç üç gün içinde DHL kargo ile ulaştırılmaktadır.
Türk ordusunun diğer ordularda bulunmayan çok önemli üstünlükleri vardır. Ve bu üstünlükler 12.000 yıllık köklü tarihi geçmişin kazanımlarına sıkı sıkıya bağlanarak kazanılmıştır. Beklentilerin aksine Türk ordusu kendini güçlü sanan küresel odakların saldırılarına karşı dimdik ayakta kalacak milli ve tarihi değerlere sahiptir.
Türk Ordusu; dünyadaki bilinen en eski askeri gücü temsil eder. Türk milletinin binlerce yıldan beri taşıdığı Ordu-Millet olma vasfı, askeri kültürünün zenginliğinin ve gücünün veciz ifadesidir.
Tür ordusunun subayları; komuta ettikleri birliklerin barış ve savaşta hem eğiticisi, hem öğreticisi, hem gözeticisi ve hem de yöneticisidir. Onlar; askeri bilgisi ile, kuvvetli iradesi ile, adaleti ile, tutum ve davranışları ile, cesareti ile kıt’asına sahip olabilen ve onları peşinden ölüme sürükleyebilen kimselerdir. Ve netice olarak muharebeyi tank, top, tüfek, uçak, gemi, ve araçlar değil, muharip er ve erbaşlar değil, onları yöneten Türk subay ve astsubayları kazanır.
Uzman asker kişiler, dünyada bilinen en güçlü ve tehlikeli silahın “ölümü göze almış insan” olduğu fikrinde birleşirler. İşte onlar; aldığı tarihi ve köklü Türk kültür değerlerinin ordu saflarında üstün bir askeri eğitim anlayışıyla pekiştirilmesi sonucunda gözünü kırpmadan ölüme giden Türk askerini tarif ederler.. Köklü askeri kültür mirası ordu saflarında Türk insanını bizzat en tesirli silah haline getirmektedir.
Küçük yaştan itibaren bütün Türk erkeklerine “Ölünce askerin en büyük rütbesi olan ŞEHİTLİK mertebesine erişeceği, eğer ölmez de sağ kalırsa toplum nezdindeki diğer en değerli mevkii olan GAZİLİK rütbesini alacağı, bunun için askere gönderildiği” hususu ailesi tarafından aşılanmaktadır.
İşte bu yüzden; o çok basit, sakin, tamamen gösterişsiz ve son derece mütevazı görünüşlü saf ve temiz Türk askeri Mehmetçik namı ile muharebede bir yıldırım, şimşek, kasırga misali coşmakta, gözünü kırpmadan üzerine atıldığı düşmanlarının korkulu rüyası olmaktadır.
Türkiye Cumhuriyetinin ilgi ve tesir sahasına giren Balkanlar, Kafkaslar ve Orta doğu bölgesinde cereyan eden olayların meydana getirdiği büyük risk ortamında her an muharebeye hazır güçlü bir orduya sahip olmamız coğrafyamızın kaçınılmaz gereğidir.
Türk Silahlı Kuvvetleri; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin belkemiğidir ve cumhuriyetin bek’asının gerçek teminatıdır. Onsuz bu coğrafyada yaşamamız asla mümkün değildir. Hangi makam ve mevkide olursak olalım kutsal asker ocağını özenle korumalı ve kollamalıyız. Aksi takdirde cumhuriyeti koruyup kollamamız mümkün olmayacaktır.
Unutmayalım ve unutturmayalım “Devletlerin ömrü ordularının ömürleri kadardır.”
Dr.Tahir Tamer Kumkale