Geçen hafta Almanya’da oyumu verdim. Önceki sefer söylemiştim burada seçmen takip sistemi gibi çalışan arkadaşlar çıkışta direkt sonucu söylüyor, sonuç benim açımdan artık belli.
Özgürlükler ülkesi; sandıkların karşısındaki Alman barında sabahtan içmeye başlayıp, seçmen taşıyan cami minibüslerini ve hdp minibüslerini sayıp “nolacak bu memleketin hali” diye akşama körkütük oy vermek serbest. Ama Türk kimliğin yoksa oy verilen bölüme kesinlikle giremiyorsun.
3 ay önce bedava çay kahve veren bölümü kapatmışlar, bozulmadım değil. Benden tiyo olsun, iktidar partisinin aleyhine çalışır böyle durumlar.
Almanya’da seçim 1 ay sürüyor. 2 ay mola 1 ay seçim. Alman görevliler ümitli; “bu böyle devam eder mi, bizim işsizliğe çare olur mu” diyorlar.
Oy verilen binanın otoparkında 30-40 araçlık yer var. KAPISI KAPALI. Torpilliler, “abi şu bizim işi hallediver” ciler, “hamili kart yakınımdır” cılar için. Alman medeni. Çizgilerini çekmiş sağlı sollu sokağı bedava parka açmış. Parka girmeye çalışanlar yer bulunmadığı için değil torpilliyiz pozu vermek için parka girmeye çalışıyor ve bizim de 3 dakikalık işimizi 30 dakikaya çıkartıyorlar. Hangi oy medeniyeti ülkemize getirecek bekliyoruz…
Ben gene de bu seçimle Erdoğan’ın dünya demokrasisine hediye ettiği KISS (Kayan ilerlemeli Seçim Sistemi) ile ülkemle gurur duyuyorum. Ne o öyle 3-5 yılda bir seçim. Seçim sürekli devam etmeli. Doğrudan demokrasinin ilk adımıdır. Bir süre sonra da vekillere gerek kalmaz zaten vatandaş anında verdiği oylarla yasama görevini doğrudan yapar.
Partiler hakkında da tek tek söyleyeceğim şeyler var ama artık seçimden önce vakit kalırsa. Şu an için şunu söyleyim, 1. ve 2. partinin arası o kadar açık olmaz, kapatın o arayı.