başlıktaki meseleyi açmadan önce, sanırım kendimi kısaca tanıtırsam yerinde olur. Ne yazık ki, bir çok insan hiç etkileşmediği kişiler hakkında fikir sahibi olmakta acele davraniyor – olumlu veya olumsuz.
Halbuki adaletin icabı, tanımadığımız şahısları değerlendirirken önyargısız olmamız şart.
Miladi 1981 Berlin doğumlu, Molla Ahmed’in soyundan Laz kökenli Müslümanım; mesleğim güvenlik sektörüne dayanmakta. Suudi Arabistan’ın saray bekçilerini eğiten, milletlerarası meşhur bir koruma yüksekokulundan 2000’li yıllarda ta’lim gördüm. Ancak din kardeşlerimin uğradıkları zulüm, beni Allah yolunda mücadele vermeye zorladı. Bugün düzenli bir şekilde irşadat ile uğraşıyorum; bunun dışında siyasi etkinliklere katılıp, Müslümanların durumunu rahatlatacak bir şahsiyet olmaya gayret ediyorum.
Milletvekili adayı olmaya hazırım, lakin beni ve benim gibilerini kaldırabilmeleri için, seçmenlerin biraz daha olgunlaşmaları gerekiyor.
IŞİD emiri olduğumu hiçbir mekanda iddia etmedim, benimle alakalı atılan manşetler gerçek dışı. Muhabirler açıklamalarımı, bilerek veya bilmeyerek, çarpıtıyorlar.
Özet olarak söyleyecek olursak, ben T.C. vatandaşıyım ve terör örgütü olarak algılanan İslam Devleti’ne, doğal olarak önyargısız bakmaya çalışıyorum. Bence – kim ne derse desin – bu tür şerefli komşularımızla iyi geçinmemiz son derece önemli.
Eğer duruşumdan dolayı birilerinin incitilmesine sebebiyet verdiysem, bundan tüm samimiyetimle özür dilerim; yalnız kime ve ne zaman evlilik teklif edeceğimi kamuoyuna soracakta değilim.
Sümeyye Hanım’ın çok değerli amcasının damadıyla abimin ahbaplığı var; geçenki bayramda Kıbledağı Camisi’ni ziyaret ettiler ve bu konuyuda ele aldılar. Anladığım kadarıyla Sn. Cumhurbaşkanımız kızını Kuran hafızına vermek istiyor – ne yazık ki öyle bir özellik bende şu an yok; zannederim elimden geleni yaptım, uçak kaçıracak değilim.
Ruh hastası olduğuma dair verilen rapora gelince; gavurun teşhisine fazla itibar etmemek lazım. Milyonlarca insanımızın ölümüne sebep olan Bosna-Hersek’te yaşananlar, ABD’nin Afganistan işgali ve İkinci Körfez Savaşı gibi hadsiz haksızlıklar, üzerimde derin yaralar bıraktı. Eğer çaresizlik karşısında rahatsızlık duyup uykumuz kaçmıyorsa, evvela Müslümanlığımız tartışılması lazım. Er veya geç, manyak olup olmadığım çok net bir şekilde anlaşılacak – hiç kimsenin tereddüdü olmasın.
Değinmek istediğim son nokta, bana Fethullah Hoca’nın müridi diyenler oldu – biz AKP’nin ilk yıllarından bu yana – cemaat hakkında arkadaşlarımızı uyardık, ve uyarmaya devam ediyoruz. Bize bu hususta kimse akıl hocalığı yapmasın.
Son olarak, aziz milletimize önümüzdeki seçimlerde AKP’yi tercih etmelerini telkin etmek isterim. Gülü seven dikenine katlanır!
Allah’a emanet olun,
Cumali Mol
