NECDET BULUZ
Suriye’deki iç çatışmalardan en karlı çıkan örgüt şu anda PKK’nın Suriye uzantısı PYD olarak gösteriliyor. Türkiye için PKK ve IŞİD ne kadar önemli ve terör örgütü ise, PYD’nin de aynı çizgide olduğunu söylemeye gerek yoktur. Özellikle Fırat’ın bizim yakamızın PYD tarafından ihlal edilmesi ile “kırmızı çizgilerimiz” delinmiş, TSK ise PYD güçlerini iki kez vurmuştur.
İşin önemli tarafı PYD’nin hem Amerika, hem de Rusya tarafından desteklenmesidir. Özellikle Amerika, son derece geliştirilmiş silahlarla PYD’yi bölgede askeri açıdan önemli bir noktaya taşımıştır. ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, yaptığı açıklamada PYD güçlerine desteğin devam edeceğini, IŞİD’a karşı yürütülecek olan kara harekâtından da PYD güçlerinden istifade edeceklerini söylüyor.
PYD bir anda neden Amerika için önemli hale geldi?
ABD, eğit-donat programının planlandığı gibi işlememesi üzerine yeni stratejisini PYD’ ye daha ağırlıklı bir rol üzerine kurmak zorunda kaldı. Bilindiği gibi eğit-donat konusunda Türkiye Amerika’nın önemli bir kolunu oluşturuyordu.
Diğer konu ise, Rusya’nın Suriye’de ağırlığını hissettirmeye başlamasıdır. Rusya’nın Suriye’deki ağırlığı, Amerika’yı PYD’ye daha da yakınlaştırmış oluyor.
PYD, şu anda “Bölgede en önemli unsur benim” havasına girdi. Bu nedenle PYD Başkanı Salih Müslim, neredeyse Türkiye’ye kafa tutacak hale geldi. Geçmişte de Kuzey Orak’ta da durum böyleydi. Barzani palazlanmaya başlayınca Türkiye’ye kafa tutmuş, ardından tehditler bile savurmaya başlamıştı.
Şimdi Türkiye’nin de düşmanı niteliği taşıyan PYD’liler “kırmızı çizgilerimize” karşı bir harekât içinde olurlarsa hiç kuşkusuz Türkiye’yi de doğrudan karşılarına almış olacaklar. Bu da Türkiye’nin de Suriye’de savaşa girmesine neden olabilir.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan konu ile ilgili açıklamasında sert bir üslup kullanmış, PYD’nin tehlikeli bir şekilde bölgede rol oynadığına dikkat çekmiş ve “Gerekirse askeri operasyonlardan kaçınmayız, gereğini de yapacağız” demişti.
PYD konusunda Amerikalı uzmanların yaptığı şu değerlendirmeyi de sizlerle paylaşmak istedik. Konuyu daha iyi anlayabilmek için, bu analizi önemsiyoruz:
“PKK’nın Suriye’deki uzantısı Demokratik Birlik Partisi (PYD) üzerindeki ABD-Rusya rekabeti artıyor. Her iki ülke de DAEŞ’le karadan mücadele planlarını PYD üzerine kuruyor. Örgüt ise iki güç arasındaki rekabetten istifade ederek daha fazla yardım almanın peşinde. PYD’nin fırsatları kazanıma dönüştürürken kırmızı çizgileri ihlal etmesi, Türkiye’nin tepkisinin sürmesine neden olacak.
PYD, Suriye’de iç savaş başladığından bu yana “üçüncü yol” olarak tabir ettiği bir politika takip etti. Örgüt, Suriye’de yaşanan çatışmaları “Araplar arası” bir mücadele olarak niteledi ve doğrudan taraf olmayarak, kendi yerel çıkarlarına odaklandı. Savaşın derinleşeceği ve zaman içinde yerel güçlerin öne çıkacağı düşüncesinden hareketle kendi idari, siyasi, askeri ve ekonomik altyapısını güçlendirmeye çalıştı. Suriye içi ve dışı aktörlerle ilişkilerini belirlerken de sadece “özerk Kürt” bölgesi kurulmasına ne kadar hizmet edeceği hesabından yola çıktı. Bu çerçevede Suriye rejimi ile kurmuş olduğu “özel ilişki” Kürt nüfusun yoğun yaşadığı bölgelerde PYD’nin önünün açılmasına hizmet etti. Ancak yine de hiçbir aktörle kalıcı, stratejik düzeyde ilişki geliştirmedi.
DAEŞ’in yükselişi de PYD’ ye yeni fırsat alanları sundu. PYD için DAEŞ’ karşı mücadelede yer almak, uluslararası alanda meşruiyet sağlama ve destek almanın araçlarından biri haline dönüştü. Bu anlamda ABD ve PYD arasında özel bir ilişki oluştu. PYD, DAEŞ ile mücadelede ABD’nin en önemli müttefiki haline geldi. ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin DAEŞ’e saldırılarının büyük çoğunluğu, Kobani’de PYD’ye destek için düzenlendi. “
PYD’liler bir yandan Amerika’dan önemli miktarda silah alırken, öte yandan Rusya ile de ilişkilerini geliştirerek bir anlamda Türkiye’ye karşı sırtlarını sağlama almayı planlıyor. PYD böylece Suriye’nin kuzeyinde Türkiye-Suriye sınırı boyunca ilerlemeyi ümit ediyor. Aslına bakılacak olursa bölgede çok tehlikeli bir oyunun içinde bulunan PYD, eğer tutum değiştirmez ise, Türkiye’yi askeri anlamda karşısında bulabilir.
Böylesi bir durumda ortaya nasıl bir sonuç çıkar? Amerika ve Rusya’nın tutumu ne olur? PKK ve onun sivil destekçileri ne yapar? Bölge iyice karışır mı? Bütün bunların da çok iyi hesaplanması gerektiği görüşündeyiz.
Çünkü PKK’nın siyasi uzantısı HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, PYD konusunda yaptığı açıklamada “PYD güçleri Türkiye’nin belirlediği kırmızı çizgileri daha çok ihlal edecektir. Yetkililer PYD ile uğraşacağına asıl önemli tehlike IŞİD’a karşı gerekeni yapsınlar “diyerek gelinmek istenilen noktayı ortaya koymuştur.
Sözü fazla uzatmayalım. Ortaya çıkan tablo, PKK ve IŞİD tehlikesinin yanında şimdi de PYD tehlikesini karşımıza çıkarmıştır. İki olan düşman terörist grup üçlenmiştir. Bu da içinde bulunduğumuz sıkıntılı durumu daha da sıkıntılı hale getirmektedir.
Bize göre PYD’nin tutum ve davranışı çok daha önemlidir. Bugüne kadar Suriye’de bataklığa girmemekte direnen Türkiye, PYD’nin kışkırtması ve “kırmızı çizgilerimizi” ısrarla ihlalle bizi bu batağa çekebilir. Bu konuda kuşkumuz ve endişelerimiz var. Konuyu burada sadece PYD olarak değil, onun arkasındaki dış güçler olarak değerlendirmekte de fayda görmekteyiz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın