Fotos Fotiadis’e Yanıt

Sayın Fotiadis,

Fileleftheros gazetesinde, 24 Ekim günü KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’ya hitaben tam sayfa yayınladığın “sizi tamamen değiştiren nedir?” başlıklı ilanınızı şaşırarak okudum.

Belli ki dünyadan haberiniz yok. Herhalde unutkanlık hastalığına yakalandın veya bunadın ki geçmişi, Kıbrıslı Türklerin 1963-1974 yılları arasında siz Kıbrıslı Rumlarca soykırıma uğratıldığını da iyice unuttun.

Bizler soykırıma uğrarken, sen kırklı yaşların içindeydin ve Kıbrıs Rum tarafında da en zenginlerin arasındaydın. Emlak ve bira işine yeni girmiş, durdurulamaz yükselişin de başlamıştı. Dünya bankasının Kıbrıs Cumhuriyeti’ne hibe ve uzun vadeli çok düşük faizli verdiği kredilerin içinden Kıbrıslı Türklere verilmesi gereken miktardan sen de payına düşeni almış, Kıbrıs adasının kuzey batısında Ayios Nikolaos adlı denize sıfır, 1.3 milyon metre karelik yani bin dönümlük dümdüz bir zirai alanı 1965 yılında servetinin arasına katmıştın. Aslında o araziyi satın alman için devletten aldığın uzun vadeli ve sıfır faizli kredi bize aitti. Belki sen unuttun ama bizler unutmadık.

Kıbrıslı Türklere acımasızca saldıran EOKA’nın da en iyi finansörlerinden bir tanesi olduğun hala hafızalarımızda.

Madem böyle gazetelere ilan verip, bir türlü kökünü kazıyıp adadan yok edemediğiniz Kıbrıslı Türklerin Cumhurbaşkanına seslenmeyi biliyordun da, bizler soykırıma uğrarken dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti ve katliamların planlayıcısı Makarios’a ne diye bir paralı ilanla seslenmedin ve demedin “Haşmetmeap Başpiskopos ve Cumhurbaşkanı Makarios. Kıbrıslı Türkler de bu adanın bir parçasıdır. Niye onları acımasızca öldürtüyorsun, niye onların köylerini, evlerini, yurtlarını yakıp yıktırtıyorsun. Niye masum ve sivil Kıbrıslı Türkleri, çocuk, kadın, yaşlı demeden yollardan, tarlalardan, işyerlerinden kaçırtıp, kör kuyuların içine attırıp, üzerlerine sönmemiş kireç döktürüp can çekiştire can çekiştire öldürtüyorsun. Niye biz Kıbrıslı Rumlar Kıbrıslı Türklerin mallarını yağmalıyoruz. Bu yaptırdıkların insanlığa sığar mı?”

Niye bunları biz soykırıma uğrarken Rum siyasilere ve Makarios’a sormadın da, şimdi Akıncı’ya, AB normlarından, kalıcı derogasyonlardan ve Beşparmak dağlarındaki bayraktan bahsediyorsun.

Hiç mi aklına gelmedi size on paralık bir güvenimizin olmadığı ve bu nedenle de AB’den ısrarla derogasyon talebinde bulunduğumuz. Artık bir daha siz Kıbrıslı Rumların insafı altında yaşamak istemediğimizi hala anlayamadınız mı Sayın Fotos?

Beşparmak dağlarındaki bayrağımız sizi rahatsız edip gözlerinizi incitiyormuş. Kendinize bir türlü yediremiyormuşsunuz her gün, yüzünüzü kuzeye döndüğünüzde orada devasa bir KKTC bayrağını görmeyi.

Peki bizlere niye sormadın soykırıma uğradığımız yıllarda tüm Rum Milli Muhafız Ordusu kamplarının ve kışlalarının üzerinde yazan “Molon Lave” (Erkeksen gel al) yazısının ve oarad burada asılı binlerce Yunan Bayrağı’nın bizi incitip incitmediğini? Ne sormadın bize Kıbrıslı Türklere karşı gerçekleştirdiğiniz her kanlı saldırı sonrasında Kıbrıs Radyo Yayın Korporasyonunda (RIK-PIK) yayınladığınız hem Türkiye’yi hem de bizi aşağılayan “Bekledim de gelmedin” şarkısının bizlerin canını yakıp yakmadığını?

Şunu iyice bilin Bay Fotos Fotiadis (), sizlere on paralık güvenimiz yok. Bütün güvencemiz Türkiye’dir. Türkiye’nin garantörlüğü bulunmayan ve de fiili ve etkin garantisinin yer almadığı, yani Türk Silahlı Kuvvetlerinin fiilen adada bulunmasını içermeyen hiç bir anlaşmayı, ister beğenin, ister beğenmeyin asla kabul etmeyeceğiz…
Önce unutmaya ve unutturmaya çalıştığınız 1964-1974 arası dönemi hatırlayın, ardından kendinizi sorgulayın, sonra bizimle konuşursunuz…

Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com

Facebook: Ata Atun

28 Ekim 2015

Sayın Fotiadis, - ata atun 2

Yorumlar

  1. Mustafa Aslan AKSUNGUR avatarı
    Mustafa Aslan AKSUNGUR

    Değerli Prof.umuz Sayın Prof. Dr. Ata Atun Kardeşimiz;

    Kıprıs konusundaki duyarlılığınız için sunuyorum bu teşekkürlerimi… Keşke şu bizim nefislerine düşkün yöneticilerimizden de sizden gelen seslerin onda biri kadarcık olson ilgi ve ses gelebilseydi. Yok! Gelmiyor. Onlar kendi öz-ÇIKARLARINI hesaplamaktan öte geçemiyorlar.
    Kişiler salt kendi öz-ÇIKARLARINI değil, MİLLİ ÇIKARLARI ile birlikte tüm İNSANLIĞIN ÇIKARLARINI Düşünmek, kollamak, tüm insanlığın çıkarları için savaşmak göreviyle görevlidirler. Bu görevi nizlere İNSAN OLUŞUMUZ veriyor.
    Bu şanlı görevini yerine getirmiş olarak sizi bir kez daha kutluyorum… Ne mutluk Gerçek İnsan olabilen canlara… Saygılarımla… m.a.a.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir