RUS MÜCADELESİNDE BİR KESİT

ABD müttefiklerinin enerji kaynaklarını kontrol etmek üzere geliştirdikleri jeopolitikler, bu kaynaklara sahip ülkelerin eski Sovyetler Birliği üyesi olmaları yüzünden Rusya’nın Transkafkasya ve Orta Asya’dan sonra Orta Doğu’da da nufuz genişletme çabalarına yol açıyor.
 
*
Müttefikler politiklerini insandan geliştirip ulus devletlerin ötesinde dizayn ediyor. 
Dünyanın her yerinden insanların mutlulukları için bilgi teknolojilerini talep ettiklerini,
Bilgi teknolojilerini elinde bulunduran gücün de sömürme karşılığında arz ettiğini, karşıtların ise eşitliğin mücadelesini verdiğini öngörüyorlar.
 
Onlara göre Rusya; Sovyetler Birliğinin sığ bir yansıması olarak eşitlik mücadelesindedir. 
Sovyetler Birliği insancıl bir projeydi, ne ki siyasi yaşamda ne Batı demokrasisi ne güçler ayrılığı ilkesi ne insan hakları söz konusuydu.
Askeri endüstriyel yapısı ve komünist siyasi tekele dayalı bir sistemi vardı. 
Üstelik Sovyet liderleri mukabele amaçlı olarak nükleer silah kullanmayı tartışmış, bu yüzden de Sovyet’in dağılmasına dek dünyanın herkes için daha iyi bir yer haline getirme amaçlı idealistik çabaya müdahil olmakla suçlanmışlardı.
 
*
M. Gorbachev’in Prestroyka’sı Sovyet insancıl projesinin bir parçasıydı.
Bugünün Rusya’sının ise Perestroyka’dan değil, onun reddinden ortaya çıktığı,
Aslında Rus kültünün,Türk-Moğol Altın Ordu Devleti Han’larının Rus topraklarında baskı kullanarak uyguladıkları ve Rusların o gün benimseyerek bugüne kadar ulaştırdıkları siyasî, idarî yapıyla ilgili  “Altın Orda Sistemi-Hükümdar Devlet Sistemi”nden geldiği kabul ediliyor.
Rusya’nın müttefiklere karşı  eşitlik mücadelesi bu kandan geliyor. 
 
*
Modern Rusya kendisini refah devleti olarak da konumlandırmıyor.
İşte Rusya, Çar II. Nicholas’ın Başbakan’ı Pyotr Stolypin’e ait “Onlar büyük devrimler peşinde, biz ise Büyük Rusya’nın” sözü peşinden gidiyor…
 
*
Prof.Dr. Aleksandr Dugin, Rus dış politika danışmanı ve bağımsız Avrasya ülkelerinin özgür iradesiyle çok kutuplu dünyanın bir kutbunu oluşturacak özgün Avrasyacı felsefeye sahip bir birlik projesi olan NeoAvrasyacı akımın önde gelen temsilcisidir.
O, “Rusya, komşu ülkelerin Ukrayna’daki olaylar ile ilgili davranışını dikkatlice izler.
Azerbaycan, Rusya dışında ‘büyük ağabey’ aramaya başlarsa  her şey yok olur.
Gürcistan ve Ukrayna yıkıldığı gibi Azerbaycan, Ermenistan ve Moldova da yıkılır.
Moskova ile çatışma yapacak hiçbir eski Sovyet ülkesi, şimdiki sınırlarda devam edemez.
Bu jeopolitik bir kanundur ” diyor.
 
*
Bu yüzden Rusya Devlet Başkanı Putin, “SSCB’nin dağılması ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi ardından Batı’da bize karşı oluşan hırsın ve tek kutuplu dünyanın sağırlık döneminin sözde değil uygulamada sona ermesi gereklidir” düşüncesindedir.
Eşitlik mücadesi adına BM merkezinde  adalet ve ulusal çıkarlara saygı ilkelerine dayalı yeni bir küresel statü, bunu belirleyen yeni bir uluslararası hukuk talep ediyor.
 
*
Ama müttefikler de Orta Doğu’da Rusya’nın amacına ulaşmasını engellemek üzere yeni bir strateji geliştiriyor. 
Orta Doğu ve Orta Asya’daki siyasi ve ekonomik entegrasyon süreçlerinin engellenmesi,
Rusya’nın bölgedeki kilit aktörlerle çevrelenmesi,
Bölge halklarının çöken ekonomiler, düşük sosyal standartlar ve terörle karşı karşıya kalmasıyla istikrarsızlığın Rusya’ya yansıması öngörülüyor.
 
*
PKK terör örgütü ise Ağrı, Iğdır ve Ardahan gibi doğu vilayetlerinde de etnik huzursuzluk çıkarmak, Kürt gençliğini silahlandırmak benzeri etkinliklerini artırıyor… 
Ağrı-Iğdır-Ardahan üçgeninde saldırıları da geliştirerek Türkiye’nin Ermenistan ile sınır topraklarını kontrol altına almak ve bölgede yaşayan Azerbaycan kökenlileri göçe zorlamayı öngörüyor.
Terör örgütünün bu bölgeyi tamamen kontrol altına alması halinde, Ermenistan’ın bu bölgeyi kendine merkez seçeceği ve faaliyetlerini genişleteceği öngörülüyor. 
O yüzden Rus hegemonyasının sürdüğü Güney Kafkasya bölgesi sorun yükleniyor…
 
*
Özellikle 6- 7 Ekim’de Türkiye iki askeri helikopterle Ermenistan hava sahasını ihlâl edince, 
Ermenistan basını, Türkiye’nin Rusya’ya mesaj vermek için bunu yaptığı görüşünü işliyor.
Ermenistan Gümrü’deki askeri üssün Rusya için artık daha önemli olduğu görüşü yaygınlaşıyor.
Ermenistan’ın özellikle İran sınırı Rus askerleri tarafından korunurken, ülkenin hava savunmasında da Moskova yönetimi önemli yetkilere sahiptir.
Yaklaşık 5 bin Rus askerinin görev yaptığı Ermenistan, Rusya’nın Güney Kafkaslar’daki en önemli askeri müttefiki olarak değerlendiriliyor.
 
*
Nitekim Azerbaycan-Ermenistan sınırında yıllardır devam eden çatışmalar da artık bu çerçevede değerlendiriliyor. 
Rusya Avrasya Ekonomik Birliği’ne katılma niyetinin olmadığı bilinen ve Avrupa Birliği ile siyasi ve ekonomik yakın ilişkiler geliştirmeye başlayan Azerbaycan’a yönelik olumsuz tavrını geliştiriyor.
 
*
Çünkü, müttefiklerin Rusya’nın Ukrayna merkezli bölgedeki egemenliğini zayıflatmak için Rus ekonomisine daha fazla baskı yaptığı,
Enerji devi Gazprom’un mali kolu GazpromBank’a ve devlet şirketi Vnesheconombank’a ve dünyanın en büyük petrol üreticilerinden Rosneft ve doğal gaz tedarikçisi Novatek adlı Rus şirketlerine finansal destek sağlamayı yasakladığı,
Avrupa Parlamentosu’nun ise Rusya’ya olan doğalgaz bağımlılığını azaltma girişimi olarak,Rus Gazprom şirketinin hem doğalgaz satıcısı,hem de boru hattı sahibi olamayacağı, bunun “Doğalgaz Arz Güvenliği”ne aykırı olduğundan hareketle Rus gazını Karadeniz üzerinden Avrupa’ya taşımayı hedefleyen Güney Akım projesine ilişkin çalışmaları askıya aldığı bir süreç yaşanırken;
 
*
Rusya; Türkiye ve Azerbaycan’ın; “Hazar Havzasının Enerji Kalkınması Projesi”ne  fiilen destek vermeleri anlamında,
Müttefiklerin Rusya’dan geçen hatlara bağımlılıklarının kaldırılması, alternatif ihraç yollarının bulunması sürecine taşeron olmalarını ve bölgedeki jeopolitiğini yıkıma uğratmaya çalıştıklarını düşünüyor. 
Bu güvensizliğe, PKK terör örgütünün yaptığı eylemler de eklenince iş şirazesinden kaçıyor.
 
Rusya, Ermenistan ile bölgeyi savaş alanına çevirebileceği mesajını veriyor.
Azerbaycan ile Ermenistan arasında çıkabilecek bir savaşın ise Türkiye’yi de içine çekebilecek ve daha da yaygınlaşabilecek  bir potansiyele sahip olduğunu görmek gerekiyor…
 
 
27.10.2015
ABD müttefiklerinin enerji kaynaklarını kontrol etmek üzere geliştirdikleri jeopolitikler, bu kaynaklara sahip ülkelerin eski Sovyetler Birliği üyesi olmaları yüzünden Rusya'nın Transkafkasya ve Orta Asya'dan sonra Orta Doğu'da da nufuz genişletme çabalarına yol açıyor.
 
*
Müttefikler politiklerini insandan geliştirip ulus devletlerin ötesinde dizayn ediyor. 
Dünyanın her yerinden insanların mutlulukları için bilgi teknolojilerini talep ettiklerini,
Bilgi teknolojilerini elinde bulunduran gücün de sömürme karşılığında arz ettiğini, karşıtların ise eşitliğin mücadelesini verdiğini öngörüyorlar.
 
* 
Onlara göre Rusya; Sovyetler Birliğinin sığ bir yansıması olarak eşitlik mücadelesindedir. 
Sovyetler Birliği insancıl bir projeydi, ne ki siyasi yaşamda ne Batı demokrasisi ne güçler ayrılığı ilkesi ne insan hakları söz konusuydu.
Askeri endüstriyel yapısı ve komünist siyasi tekele dayalı bir sistemi vardı. 
Üstelik Sovyet liderleri mukabele amaçlı olarak nükleer silah kullanmayı tartışmış, bu yüzden de Sovyet'in dağılmasına dek dünyanın herkes için daha iyi bir yer haline getirme amaçlı idealistik çabaya müdahil olmakla suçlanmışlardı.
 
*
M. Gorbachev'in Prestroyka'sı Sovyet insancıl projesinin bir parçasıydı.
Bugünün Rusya'sının ise Perestroyka'dan değil, onun reddinden ortaya çıktığı,
Aslında Rus kültünün,Türk-Moğol Altın Ordu Devleti Han'larının Rus topraklarında baskı kullanarak uyguladıkları ve Rusların o gün benimseyerek bugüne kadar ulaştırdıkları siyasî, idarî yapıyla ilgili  "Altın Orda Sistemi-Hükümdar Devlet Sistemi"nden geldiği kabul ediliyor.
Rusya'nın müttefiklere karşı  eşitlik mücadelesi bu kandan geliyor. 
 
*
Modern Rusya kendisini refah devleti olarak da konumlandırmıyor.
İşte Rusya, Çar II. Nicholas'ın Başbakan'ı Pyotr Stolypin'e ait "Onlar büyük devrimler peşinde, biz ise Büyük Rusya'nın" sözü peşinden gidiyor...
 
*
Prof.Dr. Aleksandr Dugin, Rus dış politika danışmanı ve bağımsız Avrasya ülkelerinin özgür iradesiyle çok kutuplu dünyanın bir kutbunu oluşturacak özgün Avrasyacı felsefeye sahip bir birlik projesi olan NeoAvrasyacı akımın önde gelen temsilcisidir.
O, "Rusya, komşu ülkelerin Ukrayna'daki olaylar ile ilgili davranışını dikkatlice izler.
Azerbaycan, Rusya dışında 'büyük ağabey' aramaya başlarsa  her şey yok olur.
Gürcistan ve Ukrayna yıkıldığı gibi Azerbaycan, Ermenistan ve Moldova da yıkılır.
Moskova ile çatışma yapacak hiçbir eski Sovyet ülkesi, şimdiki sınırlarda devam edemez.
Bu jeopolitik bir kanundur " diyor.
 
*
Bu yüzden Rusya Devlet Başkanı Putin, "SSCB'nin dağılması ve Soğuk Savaş'ın sona ermesi ardından Batı'da bize karşı oluşan hırsın ve tek kutuplu dünyanın sağırlık döneminin sözde değil uygulamada sona ermesi gereklidir" düşüncesindedir.
Eşitlik mücadesi adına BM merkezinde  adalet ve ulusal çıkarlara saygı ilkelerine dayalı yeni bir küresel statü, bunu belirleyen yeni bir uluslararası hukuk talep ediyor.
 
*
Ama müttefikler de Orta Doğu'da Rusya'nın amacına ulaşmasını engellemek üzere yeni bir strateji geliştiriyor. 
Orta Doğu ve Orta Asya'daki siyasi ve ekonomik entegrasyon süreçlerinin engellenmesi,
Rusya'nın bölgedeki kilit aktörlerle çevrelenmesi,
Bölge halklarının çöken ekonomiler, düşük sosyal standartlar ve terörle karşı karşıya kalmasıyla istikrarsızlığın Rusya'ya yansıması öngörülüyor.
 
*
PKK terör örgütü ise Ağrı, Iğdır ve Ardahan gibi doğu vilayetlerinde de etnik huzursuzluk çıkarmak, Kürt gençliğini silahlandırmak benzeri etkinliklerini artırıyor... 
Ağrı-Iğdır-Ardahan üçgeninde saldırıları da geliştirerek Türkiye'nin Ermenistan ile sınır topraklarını kontrol altına almak ve bölgede yaşayan Azerbaycan kökenlileri göçe zorlamayı öngörüyor.
Terör örgütünün bu bölgeyi tamamen kontrol altına alması halinde, Ermenistan'ın bu bölgeyi kendine merkez seçeceği ve faaliyetlerini genişleteceği öngörülüyor. 
O yüzden Rus hegemonyasının sürdüğü Güney Kafkasya bölgesi sorun yükleniyor...
 
*
Özellikle 6- 7 Ekim'de Türkiye iki askeri helikopterle Ermenistan hava sahasını ihlâl edince, 
Ermenistan basını, Türkiye'nin Rusya'ya mesaj vermek için bunu yaptığı görüşünü işliyor.
Ermenistan Gümrü'deki askeri üssün Rusya için artık daha önemli olduğu görüşü yaygınlaşıyor.
Ermenistan'ın özellikle İran sınırı Rus askerleri tarafından korunurken, ülkenin hava savunmasında da Moskova yönetimi önemli yetkilere sahiptir.
Yaklaşık 5 bin Rus askerinin görev yaptığı Ermenistan, Rusya'nın Güney Kafkaslar'daki en önemli askeri müttefiki olarak değerlendiriliyor.
 
*
Nitekim Azerbaycan-Ermenistan sınırında yıllardır devam eden çatışmalar da artık bu çerçevede değerlendiriliyor. 
Rusya Avrasya Ekonomik Birliği'ne katılma niyetinin olmadığı bilinen ve Avrupa Birliği ile siyasi ve ekonomik yakın ilişkiler geliştirmeye başlayan Azerbaycan'a yönelik olumsuz tavrını geliştiriyor.
 
*
Çünkü, müttefiklerin Rusya'nın Ukrayna merkezli bölgedeki egemenliğini zayıflatmak için Rus ekonomisine daha fazla baskı yaptığı,
Enerji devi Gazprom'un mali kolu GazpromBank'a ve devlet şirketi Vnesheconombank'a ve dünyanın en büyük petrol üreticilerinden Rosneft ve doğal gaz tedarikçisi Novatek adlı Rus şirketlerine finansal destek sağlamayı yasakladığı,
Avrupa Parlamentosu'nun ise Rusya'ya olan doğalgaz bağımlılığını azaltma girişimi olarak,Rus Gazprom şirketinin hem doğalgaz satıcısı,hem de boru hattı sahibi olamayacağı, bunun "Doğalgaz Arz Güvenliği"ne aykırı olduğundan hareketle Rus gazını Karadeniz üzerinden Avrupa'ya taşımayı hedefleyen Güney Akım projesine ilişkin çalışmaları askıya aldığı bir süreç yaşanırken;
 
*
Rusya; Türkiye ve Azerbaycan'ın; "Hazar Havzasının Enerji Kalkınması Projesi"ne  fiilen destek vermeleri anlamında,
Müttefiklerin Rusya'dan geçen hatlara bağımlılıklarının kaldırılması, alternatif ihraç yollarının bulunması sürecine taşeron olmalarını ve bölgedeki jeopolitiğini yıkıma uğratmaya çalıştıklarını düşünüyor. 
Bu güvensizliğe, PKK terör örgütünün yaptığı eylemler de eklenince iş şirazesinden kaçıyor.
 
* 
Rusya, Ermenistan ile bölgeyi savaş alanına çevirebileceği mesajını veriyor.
Azerbaycan ile Ermenistan arasında çıkabilecek bir savaşın ise Türkiye'yi de içine çekebilecek ve daha da yaygınlaşabilecek  bir potansiyele sahip olduğunu görmek gerekiyor...
 
 
27.10.2015 - 7593

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir