Zararın neresinden dönülürse kârdır…
Gelin, yol yakınken dönelim… Geleceğimizi bir kez daha haramilere teslim etmeyelim. Geleceğimizi bir kez daha karartmayalım…
Kutsal vatanımızı bir kez daha haramilerin kucağına bırakmayalım…
13 yıldır zarardayız…
Hiç karlı bir işimiz olmadı… Hep keseden yedik… Baba, ata mirasını sattık, savdık…
Fabrikaların, ormanların, akarsuların köküne kibrit suyu döktük… Kuruttuk… Taş taş üstüne koymadık…
Hırsızlıklar, yolsuzluklar, ihanetler aldı başını gitti…
Şu 13 yıllık dönemde şimdiye dek yaşamadıklarımızı yaşadık…
Şu 13 yıllık dönemde şimdiye dek duymadıklarımızı duyduk… Görmediklerimizi gördük.
Ayakkabı kutularına gizlenen paralara ne Osmanlı’da ne de Cumhuriyet döneminde rastlandı… Bu onur sadece ve sadece AKP dönemine aittir. Ayrıca çelik kasalardan bir hazine çıktı… Paralar ise elle değil, para sayma makineleri ile sayıldı odalarda…
Evlere yapılan baskınlardan sonra bakan çocukları tutuklandı, ama kısa zamanda serbest bırakıldılar…
Bu hırsızlığı, yolsuzluğu soruşturan savcılar, emniyet müdürleri gözaltına alındı, işten atıldı…
Buna benzer bir olay, daha önce de gerçekleşmişti… Gariban Müslümanları dolandıran Deniz Fener’i yöneticileri Almanya’da mahkûm edilmiş, Türkiye’de ise serbest bırakılmışlardı… Daha sonra da onları soruşturan savcılar tutuklanmıştı…
Hırsızlar salıverilip, savcılar tutuklanırken, Haziran direnişlerinde “Ağaçları kesmeyin, zenginliklerimizi talan etmeyin, özgürlüğümüzü, yaşam koşullarımızı kısıtlamayın…”diyen ve vatanına sahip çıkan gençlerin üzerine yağmur gibi gaz bombaları, plastik mermiler, tazyikli sular sıkıldı… Bunun sonucunda 7478 kişi yaralandı, 91 direnişçi kafa travmasına uğradı, 12 kişi gözünü kaybetti, 1 kişinin dalağı alındı…
Gezi Parkı olaylarında Mehmet Ayvalıtaşlar, Abdullah Cömertler, Ethem Sarısülükler, İrfan Tunalar, Mustafa Sarılar, Selim Önderler ve Ali İsmail Korkmazlar hayatını yitirdi. Geride acılı aileler kaldı…
Elbette AKP’nin marifetleri bu kadarla da kalmıyordu…
İşçileri sokağa attılar.
Üretim durdu. Dışsatım geriledi. İşsizlik çığ gibi büyüdü… 1980-2002 döneminde ortalama yüzde 8,3 olan işsizlik, bu hükümet döneminde yüzde 20’lere ulaştı.
Peki, satılan kuruluşların, toprakların, fabrikaların, ormanların paraları nerelere, kimlerin cebine aktı? Nerede bu paralar şimdi? Onu bilen yok işte!!!…
Borç aldılar… Yedi sülalemizi borçlandırdılar. Saçı bitmemiş yetimlerin haklarını, yaşamlarını, çaldılar, geleceklerini yiyip bitirdiler.
Bir taraftan da Komşularımıza saldıran terörist örgütlere silah, para yardımları yaptılar… Açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca insanımızı, emeklimizi, işsizimizi önemsemeden bir de Suriyelilere milyarlar, trilyonlar harcadılar… Çevremizde komşu bırakmadılar. Herkes bizden nefret eder oldu…
AKP döneminde cari açık 104 kat, dış ticaret açığı 2,8 kat, döviz açık pozisyonu 4,6 kat, kısa vadeli dış borç 8 kat arttı.
Yerli tohum kullanma yasaklandı. Hayvancılara, çiftçilere akıtılan kredi muslukları kapatıldı. Tarım ve sanayi çöktü. Çiftçi, 6,5 İstanbul büyüklüğündeki tarım alanını ekemez hale geldi. Samanı bile dışarıdan ithal etti.
Canlı hayvan ve eti dışarıdan almaya başladık.
Şu ülkede bugün, bankalara kredi borcu olmayan bi tane adam gösteremezsiniz… Kalmadı.
Halkı “Bu benden, bu senden, bu Sünni, bu Alevi, bu Türk bu Kürt…” diye 40 parçaya böldüler… Bebek katili APO bunların zamanında itibar kazandı… Söz sahibi oldu…
Hedef Türkiye’yi 36 etnik parçaya bölmekti…
Sıkıştıkça dolaylı vergileri artırdılar… Akaryakıt devletin en büyük geçim kaynağı oldu…
İlk defa Türk askerinin başına çuval bu iktidar zamanında geçirildi. Herkes seyretti… En büyük yetkilisinden en küçük yetkilisine dek…
Komutanlar dört duvar arasına atıldı… Kozmik odalara girildi…
Yani hukuk guguk oldu…
Yandaş yargıçlar, savcılar hep iktidar lehine kararlar verdiler… Yandaş medya iktidarı ve iktidarın yaptıklarını öven yazılar, programlar, haberler yaptılar… Yapmayanlar, gerçeği söyleyenler, yazanlar işten kovuldu…
Son yıllarda tamı tamamına 1863 gazeteci işsiz kaldı… 2009 yılında yüzde 21 olan sendikalı gazeteci sayısı yüzde 4,7’ye düştü…
Böylece AKP, Türkiye’nin en büyük medya patronu oldu…
12 yılda 5 bin 324 kadın öldürüldü…
Bunlar 6 yaşındaki kız çocuklarını babası, dedesi yerindeki adamlarla evlendirmeye kalktılar…
“Annen de olsa, diz kapağının üstü tahrik eder!” dendi…
“Kadın toplu yerlerde kahkaha atmamalı.” dendi…
“Hamile kadın sokağa çıkmasın, tahrik edici oluyor.” dendi…
Biz de diyoruz ki şimdi, uzun sözün kısası:
Ahlaksızlığın, hırsızlığın, yolsuzluğun zirve yaptığı bir ortamda AKP, içine düştüğü bu bataklıktan kurtulmaya çalışıyor… Gelin buna izin vermeyelim…
Gelin boğazına kadar çamura batmış bir iktidarın yandaşı olmayalım. Suç ortağı olmayalım… Onu bu seçimde sandığa gömerek, cezalandıralım…
(alieralp37@gmail.com)
Bir yanıt yazın