TOPUN GİTTİĞİ YER
HÜSEYİN MÜMTAZ
İspanya’daki Franco’nun komşusundaki “ortağı” Salazar, “Portekiz’i” demişti “40 yıl üç –F- ile yönettim, Fado, Fiesta ve Futbol”..
Fado’yu bir kenara bırakırsak Kıbrıs’ta diğer ikisi mebzul miktarda revaçtadır.
KTFF Başkanı Hasan Sertoğlu da kafayı futbola takmış bulunuyor.
Yalnız dikkat; Cumhurbaşkanlığını, Denktaş’ın büyük desteğine rağmen sadece binde 3’lük bir farkla kazanabilen Eroğlu farkında olmasa bile bir sonraki seçimi başlıca iki büyük yanlışı yüzünden kaybetmiştir.
Bir; bir sabah uyanıp gece vahiy inmişçesine ansızın Kıbrıs Türk futbolunu Rum’a bağlamak isteyen Sertoğlu’na açıklanamaz bir şekilde ses çıkar(a)mamış;
İki; Lefkoşa’ya gelen Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden’la makamında değil, KKTC bayrağının olmadığı “müştemilat”ta görüşmeyi içine sindirmişti.
Ki Biden, kendisini kapıda karşılayan Eroğlu’yla tokalaşma fotoğrafı fırsatı bile vermemişti.
Sertoğlu ipin ucunu bırakmamakta kararlı.
Mart ayında kendisine karşı çıkanlara şöyle demişti;
“Herkes gibi insanca Avrupa’da dünyada söz sahibi olmaya bizim de hakkımız var. Bu hak sadece siz de değil, biz de de var. Biz bu hakkı söke söke alacağız. İstediğiniz kadar böğürün… Artık bu saatten sonra geri dönüş diye bir şey diye yoktur. Genel Kurulun aldığı kararı uygulamayı ortaya koyduk. En kısa zamanda tüzüğümüzü değiştirip yolumuza devam edeceğiz. Bugün Kıbrıs Türk Futbol tarihinde bir devir kapanıyor”.
Aslında farkında değil belki ama son raddeye kadar gendini destekler, alkışlar görünen KOP, dönüşü olmayan noktaya gelindiğinde asıl yüzünü sergilemekte gecikmedi.
Eylül ayında gelinen nokta Sertoğlu’na göre şöyleydi;
“Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğimiz toplantıda (KOP) yetkililerine (başkan da dahil), Kıbrıs Futbol Federasyonu’na üye olmaya hazır olduğumuzu bildirdik. Onlar ise bize, KOP’a üye olamazsınız; dedi. Gerekçe olarak da Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun, 1955’te kurulduğuna yönelik ellerinde resmi kayıt bulunmadığını; söylediler. Bunun üzerine KOP yetkililerine siz böyle yaparak, kendi kendinizi inkar ediyorsunuz deyip, oradan ayrıldık. Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu olarak daha önce imzaladığımız taslak metin çerçevesinde KOP’a üyelik başvurusuna hazırız. Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun, 1955’te kurulduğunu ispatlamaya yönelik olarak çalışmalar başlattık. Bazı ipuçlarına da ulaştık. Gerekirse bayramdan sonra Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun, kurulduğuna dair dokümanların bulunduğu İngiltere’ye gidip, orada da çalışma yapacağız”.
Ve Eylül sonu Rum’un dilinin altındaki baklayı, yine Rum’dan öğreniyoruz;
“Deneyimli spor yazarı Erodotos Miltiadous’a göre Kıbrıs’ın güneyinde tasarlanan ‘geçici bir formül’ var. Kıbrıs’ın nihai birleşmesine kadar uygulanacak ara formülde, adada ortak maçlar oynanmayacak, ancak Kıbrıslı Türk futbol takımları resmi kuruluşların üyesi olabilecek ve dostluk maçları yapabilecek. Adanın kuzeyindeki ligler devam edecek… Ancak bu organizasyon Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP)’un denetimi altında, ‘amatör lig’ statüsünde sürecek.”
İşte budur efendiler..
Bütün mesele budur.
Sertoğlu’ndan Miltiadu’nun bu iddialarına karşı bir lâf duymadık, düşüncelerini bir türlü öğrenemedik.
Rumlar uzun süre yüze gülerek, sırt sıvazlayarak idare ettiler sonra işin ciddiyete bindiğini görünce de önce “belgeniz yok” dediler, arkadan “Olur ama –amatör-ce idare edin çözüme kadar” deyiverdiler.
Sertoğlu neden bu yola çıkmıştı; Kıbrıs Türk futbolcularının, Kıbrıs Türk futbol kulüplerine “yetiştirme-transfer parası” ödenmeden Türkiye’ye transferlerine karşı çıktığı için..
Şimdi Rum, “kabul ama amatörlüğü kabul ederseniz” diyor.
“Kumda oynayın”..
“Halı sahada oynayın”..
“Anca gidersiniz”..
“Gendi gendinize idare edin, oyalanın” diyorlar.
Acaba Sertoğlu günah keçisi miydi, acaba teşekkür mü borçluyuz kendisine, Rum’un gerçek yüzünü, niyetini, dilinin altındaki baklayı açıklamasına neden olduğu için.
“Birleşince” de bütün kurumlarda Rum’un Türk toplumuna ancak aynı statüyü tanıyacağına, gram fazla bir şey vermeyeceğine emin olabilirsiniz..
Siz topu takibetmeye devam edin..
Bakın bakalım nereye, hangi deliğe, hangi kaleye gidecek?
Taca mı atıyorlar?
Yoksa biz kendi kalemize mi atıyoruz? 11 Ekim 2015
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Bir yanıt yazın