3.DÜNYA SAVAŞI MI ÇIKACAK?
Sevgili okurlar, basını takip ediyorsanız Dünya’daki karışıklığın farkındasınızdır.
Suriye’deki olaylar iki süper güç olan devletleri karşı karşıya getirmeye başladı.
Amerika Başkanı Obama ile Rusya Devlet Başkanı Putin buluştular ve konuştular.
Masanın üstünde kavga ederken, masanın altında el sıkışır onlar.
Rusya, Suriye’de üstlerini oluşturdu ve 50 uçakla Terörist grupları bombalamaya başladı.
Teröristleri öldürüyorum derken sivillerin de öldüğü söyleniyor. Türkmen köylerini de bu arada vuruyorlarmış.
Amerika’da Türkiye’deki İncirlik, Diyarbakır üstlerinden kaldırdığı uçaklar ile o da Suriye’de bir yerleri bombalıyor.
İran ölen hacılarının intikamını almaya yemin ediyor.
Irak’ta Şii’ler ile Sünni’ler birbirlerini öldürmeye devam ediyorlar
İsrail ise Filistinlilere baskısını sürdürmekte. Masum insanları fırsat buldukça öldürmekte.
Libya, 3-4 parçaya bölündü, kargaşa devam ediyor.
Mısır halen kendine gelemedi.
Dünyanın gözü Orta Doğu’da.
Biz ise her gün şehitler vermeye devam ediyoruz. Bazı bölgelerimizde sokağa çıkma yasağı ilan edip, terörist avlamaya çalışıyoruz.
Bir taraftan da hem içeride hem de dışarıda PKK’nın bulunduğu yerleri bombalıyoruz.
Türk Askeri yaşamış olduğu travmayı atlattı ve toparlanmaya başladı.
Bence Amerika ve Rusya bu nedenle ellerini çabuk tutup, Orta Doğu’yu şekillendirip, kendilerine gelir kapısı açma telaşındalar.
Batının uzun vadeli amacı belli. Bunu artık herkes biliyor.
İsrail’i güçlendirmek ve Suriye, Irak ve Türkiye’de İsrail’e destek olacak bir Kürt devleti oluşturmak.
Türkiye’deki gerçek Kürtler ile Irak ve Suriye’deki Kürtler arasında fark vardır.
Türkiye’de bulunan Kürt kardeşlerimiz bu ülkenin maddi ve manevi değerlerine sahip çıkar.
Ancak, Kürt’üm diyen ama aslında Ermeni tohumu olanlar, PKK’nın yaptıklarını desteklerler.
Irak ve Suriye’dekilerin çoğu da Ermeni ve Yahudi tohumlarıdır.
Kuzey Irak’ta bulunan Barzani hâkimiyetindeki Kürtler misyonerler tarafından Hıristiyanlaştırılmaya çalışılmaktadır.
Türkiye 1 Kasım seçimlerinden sonra , istikrarlı bir Hükümet kurma aşamasına gelirse, Orta Doğu’da Amerika ve Rusya istediklerine sahip olamazlar.
Çok şey değişir.
Ancak, ülkemizdeki istikrarsızlık böyle devam ederse, inanın Türkiye’yi de zayıflatıp, parçalanması için, dış güçler ellerinden geleni yapacaktır.
Orta Doğu’da savaş daha da kızışacak ve ülkeler Suriye başta olmak üzere, Irak, Filistin, Ürdün, Lübnan bölgelerine de sıçrayacaktır. Türkiye de bundan nasibini alacaktır.
3.dünya savaşı belki bütün dünyayı kapsamayacak, lakin Orta Doğu’yu kasıp kavuracaktır.
Müslüman’ım diye geçinen ülkeler, batının sömürgesi olma durumuna geleceklerdir.
Çin ve Japonya’da devreye girerse, işte o zaman olayın niteliği değişir ve savaşın alanı da büyür.
Afganistan yıllardır kendine gelemedi. Pakistan’da da teröristler kol geziyor.
Afrika’da, Nijerya’da terör estirilmekte.
Sevgili okurlar, farkındaysanız, kalkınmamış, geri kalmış, kültürünü geliştirmemiş, toplumlar karışıklık içerisindeler. Teröristler daha çok Müslüman ülkelerin bünyelerinde yeşeriyor. Avrupa ve Amerika, İngiltere, Avustralya, Japonya, Çin, Rusya gibi devletlerde, Işid gibi terör grupları yok.
Elbette onlarda da bazı münferit olaylar oluyor.
Fakat Müslüman ülkelerdeki gibi değil. Üstelik bunlar burunlarını Müslüman ülkelerin iç işlerine de sokuyorlar.
Laik, Demokrat ve Müslüman ülke olan Türkiye Devleti, tüm dünyanın gözünde.
Son yüzyılın en güçlü lideri olan Mustafa Kemal’in kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de zayıflatmak ve parçalamak istemekteler.
İnanın, Türk milletinin son günlerde milli şuurunun canlanması, Kuvay-ı Milliye ruhunun gittikçe ortaya çıkması, hem içerideki, hem de dışarıdaki düşmanları korkutmaya başladı.
Hele ki, 1 Kasım seçimleri sonucunda halk gerçekleri görerek, iyi bir seçim yapar, oylarını dikkatli kullanır ve de sandıklara sahip çıkarlarsa, herhalde güçlü bir Hükümet iş başına gelir.
Bugüne kadar ülkeye zarar verenlerin yargılanmaları için Türkiye Savcıları Temiz Eller Operasyonu’na başlarlar ise, işte Türkiye Cumhuriyeti’ni o zaman kimse yıkamaz ve yıkmaya da teşebbüs edemezler.
Türk Halkı olarak, kesinlikle, Ordumuza, Polisimize, Tüm Emniyet Güçlerimize, Hâkimlerimize, Savcılarımıza, Devletin omurgasını teşekkül ettiren memurlarımıza güvenmeliyiz. Herkes zamanı gelince gerçekleri görecek ve gerekeni yapacaklardır.
Bu ülke sahipsiz değildir.
Ülkeye zarar verenler kimlerse, elbette zamanı gelince bunun bedelini ödeyeceklerdir.
Milli ve yerli bir parlamento oluşması dileğiyle, NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE.
05.10.2015
Zekeriya Tümer
Bir yanıt yazın