ABD’NİN VEKÂLET SAVAŞINDA YENİ AÇILIMI

 
Rusya ve Çin, ABD emperyalizmine sundukları yeni tip bir ilişki modelinin ısrarlı takipçisidir. 
Yeni ilişkinin ana fikrini çatışmalardan uzak, karşılıklı saygı ve kazanca dayanan işbirliği oluşturuyor.
Yeni model, dünyada bir ülkede yaşanacak krizin kolayca komşu ülkelere, bölgeye ve dünyaya yayılma olasılığına daha fazla dayanmanın lüzumsuzluğundan hareketle,
ABD’nin küresel lider olarak kalmasını fakat çevresinde bölge lideri ülkelerle çeşitlenen yeni bir dünyanın kurulmasını,
Ülkelerin birbirlerinin çabalarını gölgelemek yerine birbirlerini tamamlayıcı politikalar geliştirmesini öngörüyor…
 
*
Teminen meşruiyeti ve güvenilirliği tartışılan BM Güvenlik Konseyinde, ulusal çıkarları için ayrıcalıklı pozisyonlarını dünya siyasetinin belirleyicisi yapan mevcut
statükonun değişmesi,
Eski dünyayı düzenleyen NATO, IMF, Dünya Bankası gibi gerek ekonomik gerek siyasi kuruluşlarla uluslararası sistemin yeniden düzenlenmesi,
Bu suretle bugünün paylaşım kavgasının karşılıklı olarak “paylaşımın dengelenmesi”ne dönüştürülmesi talep ediliyor… 
 
*
Rusya, yeni ilişki modelinin hayata geçirilmesi için Suriye’deki iç savaşa siyasal bir çözüm getirilmesi fırsatını değerlendiriyor.
Öncelikle savaşan güçlerin ortak tehdit kabul ettiği radikal terör örgütleriyle mücadelede, Suriye ve Irak orduları ile“Kürt güçleri” ve diğer ülkelerin de dahil olduğu yeni bir uluslararası koalisyonun kurulmasını istiyor.
 
*
Ne ki ABD, bizzat kendi istihbaratının ve İsrail, İngiltere, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün ve Türkiye’nin eseri olan,
Doğu Akdeniz’e meşru olmayan yollardan giren  İŞİD, El Nusra gibi çok sayıda radikal terör örgütü üzerinden yürüttüğü faaliyetlere,
Suriye’ye ve Irak’a karşı düzenlediği gizli askeri operasyonlarına Rusya’nın son vermek fikrinden ve fiillerinden rahatsızdır.
Rusya da ısrarcı !
İşte Rusya, doğrudan Suriye ve Irak hükümetleri, İran ve Hizbullah örgütü ile koordineli olarak radikal terör örgütleriyle mücadeleye katılmış bulunuyor…
 
*
Çünkü Rusya, Suriye’nin kesinlikle “birleşik, laik ve demokratik” kalması esasında sürdürdüğü  bu mücadelenin kazanılması ardından düzenlenecek bir Konferans’da,
Suriye’de işlenen hukuk ihlallerinden Esad rejimi kadar muhalif tarafların, teröristlerin, destekleyen ülkelerin paylarını üstlenmelerini ve yeni Suriye’nin kurulmasına ilişkin bağlayıcı kararın alınmasını,
Elde edilecek sonucun BM merkezinde uluslararası hukukun üstünlüğüne işlenmesini ve yeni  ilişki modeli üzerinden yeni bir küresel statünün oluşturulmasını istiyor…
 
*
O yüzden ABD, Türkiye, Almanya, İngiltere, Fransa, Katar ve Suudi Arabistan ortak bir bildiri ile  Rusya’nın Suriye’de sürdürdüğü  operasyonlarından derin kaygı duyduklarını açıklıyor.
Belli ki, ABD’nin terörle mücadele diye bir stratejisi yoktur.
O Ortadoğu düzeninin devamından hep fayda görmüştür, şimdi devam ettirmeye çabalıyor…
 
*
Nitekim Başkan Obama, Rusya’nın Suriye’de sadece Esad rejimi ve İran ile işbirliği yaptığı görüşünü dile getiriyor.
“Putin’in koalisyonu, İran ve Esad’dan oluşuyor. Dünyanın geri kalanı bizim koalisyonda” diyor!
Sanki Suriye’de ABD ve Rusya arasında başlayacak bir vekâlet savaşına işaret ediyor…
 
*
Başkan, Kürtlerle eğit-donat programı inşa etmeye çalıştıklarını söylüyor. 
Sanki vekâlet savaşını yürütecek partnerlerinden birinin Kürtler, diğerinin eğit-donat programı uygulayacak olan AKP’nin oluşturduğu parti-devlet olduğuna işaret ediyor.
Tam da Rusya’nın, Suriye’nin birleşik, laik ve demokratik kalması esasında sürdürdüğü  bu mücadelenin ardından bölgede ne bir Kürt koridoru, ne de Irak’ta Bağımsız Kürdistan fikrinin  kalmayacağı düşünülürken;
 
*
Doğrusu, ABD’nin Rusya için bir zaman önce Afganistan’da oluşturduğu kıyamet senaryosuna benzer bir hazırlık  yaptığı akla geliyor.
1979’da Sovyet Rusya, 18 ay önce iktidarı ele geçiren ancak halk tarafından destek görmeyen Komünist hükümeti güçlendirmek için ülkeye girmişti.
Afganistan’ı işgal etmeden önce, bunun kolay bir zafer olacağını düşünüyordu.
 
*
Hava saldırıları yaptılar, en gelişmiş silahlarla vurdular, şehirlerin dışına operasyonlar düzenleyip direnişin kalelerini yerle bir ettiler ve bu esnada sivil halka çok büyük zararlar verdiler.
Fakat savaş asimetrikti ya da Rus halkı için hiçbir şey ifade etmezken Afgan halkı için bir ölüm kalım mücadelesiydi. 
Nitekim ABD’nin mücahitlere verdiği türlü destekle, 9 yıl sonra son Sovyet birliği Özbekistan’a çekilirken,15 bin Sovyet askeri ve yarım milyon Afganlı bu savaşta hayatını kaybetmiş, milyonlarca insan evlerinden göç etmek zorunda kalmıştı. 
 
*
İşte vekâlet savaşının pazarı açılmıştır, Türkiye  zaten ön cephede ABD’nin vekilidir, Kürtler ise güçlerini pazarlamakla meşguldür. 
Suriye’de PYD lideri Salih Müslim, “YPG’nin ABD koalisyonuyla koordinasyonu zaten vardır.
Rusya ile bizim politik ilişkilerimiz vardır ama askeri bakımdan böyle bir şey gelişmedi.
Gelişirse olumlu olur. Sadece bizimle de değil, terörizmle savaşan tüm güçlerle işbirliği olursa çok iyi olur” diyor.
 
*
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, ” Biz ABD koalisyonunun ortağıyız. Rusya, IŞİD’e karşı savaşta Peşmerge güçlerini desteklerse buna seviniriz” diyor.
 
*
PKK ise Türkiye’nin güney ve güneydoğu bölgeleri ile birlikte özellikle Ağrı, Iğdır ve Ardahan gibi doğu vilayetlerinde de etnik huzursuzluk çıkarmak, Kürt gençliğini silahlandırmak benzeri etkinliklerini artırıyor… 
Ağrı-Iğdır-Ardahan üçgeninde saldırıları da geliştirerek Türkiye’nin Ermenistan ile sınır topraklarını kontrol altına almak ve bölgede yaşayan Azerbaycan kökenlileri göçe zorlamayı öngörüyor.
Ermenistan’ın PKK’nın bu faaliyetlerine destek verdiği,
Terör örgütünün bu bölgeyi tamamen kontrol altına alması halinde, Ermenistan’ın bu bölgeyi kendine merkez seçeceği ve faaliyetlerini genişleteceği belirtiliyor… 
Rusya’nın hegemonyasının sürdüğü Güney Kafkasya bölgesi sorun yükleniyor.
 
*
Bu tablonun önünde ABD birlikleri İncirlik’ten sonra Diyarbakır’dadır.
ABD Suriye’de bir vekâlet savaşı öngörüyorsa,
Bu durum karşısında Suriye Devlet Başkanı B.Esad, ülkesi ile Rusya-İran ve Irak’ın oluşturduğu ittifakın mutlaka başarılı olması gerektiğini, aksi takdirde bölgenin bir yıkımla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunuyor…
 
5.10.2015
  Rusya ve Çin, ABD emperyalizmine sundukları yeni tip bir ilişki modelinin ısrarlı takipçisidir. 
Yeni ilişkinin ana fikrini çatışmalardan uzak, karşılıklı saygı ve kazanca dayanan işbirliği oluşturuyor.
Yeni model, dünyada bir ülkede yaşanacak krizin kolayca komşu ülkelere, bölgeye ve dünyaya yayılma olasılığına daha fazla dayanmanın lüzumsuzluğundan hareketle,
ABD'nin küresel lider olarak kalmasını fakat çevresinde bölge lideri ülkelerle çeşitlenen yeni bir dünyanın kurulmasını,
Ülkelerin birbirlerinin çabalarını gölgelemek yerine birbirlerini tamamlayıcı politikalar geliştirmesini öngörüyor...
 
*
Teminen meşruiyeti ve güvenilirliği tartışılan BM Güvenlik Konseyinde, ulusal çıkarları için ayrıcalıklı pozisyonlarını dünya siyasetinin belirleyicisi yapan mevcut
statükonun değişmesi,
Eski dünyayı düzenleyen NATO, IMF, Dünya Bankası gibi gerek ekonomik gerek siyasi kuruluşlarla uluslararası sistemin yeniden düzenlenmesi,
Bu suretle bugünün paylaşım kavgasının karşılıklı olarak "paylaşımın dengelenmesi"ne dönüştürülmesi talep ediliyor... 
 
*
Rusya, yeni ilişki modelinin hayata geçirilmesi için Suriye'deki iç savaşa siyasal bir çözüm getirilmesi fırsatını değerlendiriyor.
Öncelikle savaşan güçlerin ortak tehdit kabul ettiği radikal terör örgütleriyle mücadelede, Suriye ve Irak orduları ile"Kürt güçleri" ve diğer ülkelerin de dahil olduğu yeni bir uluslararası koalisyonun kurulmasını istiyor.
 
*
Ne ki ABD, bizzat kendi istihbaratının ve İsrail, İngiltere, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün ve Türkiye'nin eseri olan,
Doğu Akdeniz'e meşru olmayan yollardan giren  İŞİD, El Nusra gibi çok sayıda radikal terör örgütü üzerinden yürüttüğü faaliyetlere,
Suriye'ye ve Irak'a karşı düzenlediği gizli askeri operasyonlarına Rusya'nın son vermek fikrinden ve fiillerinden rahatsızdır.
Rusya da ısrarcı !
İşte Rusya, doğrudan Suriye ve Irak hükümetleri, İran ve Hizbullah örgütü ile koordineli olarak radikal terör örgütleriyle mücadeleye katılmış bulunuyor...
 
*
Çünkü Rusya, Suriye'nin kesinlikle "birleşik, laik ve demokratik" kalması esasında sürdürdüğü  bu mücadelenin kazanılması ardından düzenlenecek bir Konferans'da,
Suriye'de işlenen hukuk ihlallerinden Esad rejimi kadar muhalif tarafların, teröristlerin, destekleyen ülkelerin paylarını üstlenmelerini ve yeni Suriye'nin kurulmasına ilişkin bağlayıcı kararın alınmasını,
Elde edilecek sonucun BM merkezinde uluslararası hukukun üstünlüğüne işlenmesini ve yeni  ilişki modeli üzerinden yeni bir küresel statünün oluşturulmasını istiyor...
 
*
O yüzden ABD, Türkiye, Almanya, İngiltere, Fransa, Katar ve Suudi Arabistan ortak bir bildiri ile  Rusya'nın Suriye'de sürdürdüğü  operasyonlarından derin kaygı duyduklarını açıklıyor.
Belli ki, ABD'nin terörle mücadele diye bir stratejisi yoktur.
O Ortadoğu düzeninin devamından hep fayda görmüştür, şimdi devam ettirmeye çabalıyor...
 
*
Nitekim Başkan Obama, Rusya'nın Suriye'de sadece Esad rejimi ve İran ile işbirliği yaptığı görüşünü dile getiriyor.
"Putin'in koalisyonu, İran ve Esad'dan oluşuyor. Dünyanın geri kalanı bizim koalisyonda" diyor!
Sanki Suriye'de ABD ve Rusya arasında başlayacak bir vekâlet savaşına işaret ediyor...
 
*
Başkan, Kürtlerle eğit-donat programı inşa etmeye çalıştıklarını söylüyor. 
Sanki vekâlet savaşını yürütecek partnerlerinden birinin Kürtler, diğerinin eğit-donat programı uygulayacak olan AKP'nin oluşturduğu parti-devlet olduğuna işaret ediyor.
Tam da Rusya'nın, Suriye'nin birleşik, laik ve demokratik kalması esasında sürdürdüğü  bu mücadelenin ardından bölgede ne bir Kürt koridoru, ne de Irak'ta Bağımsız Kürdistan fikrinin  kalmayacağı düşünülürken;
 
*
Doğrusu, ABD'nin Rusya için bir zaman önce Afganistan'da oluşturduğu kıyamet senaryosuna benzer bir hazırlık  yaptığı akla geliyor.
1979'da Sovyet Rusya, 18 ay önce iktidarı ele geçiren ancak halk tarafından destek görmeyen Komünist hükümeti güçlendirmek için ülkeye girmişti.
Afganistan'ı işgal etmeden önce, bunun kolay bir zafer olacağını düşünüyordu.
 
*
Hava saldırıları yaptılar, en gelişmiş silahlarla vurdular, şehirlerin dışına operasyonlar düzenleyip direnişin kalelerini yerle bir ettiler ve bu esnada sivil halka çok büyük zararlar verdiler.
Fakat savaş asimetrikti ya da Rus halkı için hiçbir şey ifade etmezken Afgan halkı için bir ölüm kalım mücadelesiydi. 
Nitekim ABD'nin mücahitlere verdiği türlü destekle, 9 yıl sonra son Sovyet birliği Özbekistan'a çekilirken,15 bin Sovyet askeri ve yarım milyon Afganlı bu savaşta hayatını kaybetmiş, milyonlarca insan evlerinden göç etmek zorunda kalmıştı. 
 
*
İşte vekâlet savaşının pazarı açılmıştır, Türkiye  zaten ön cephede ABD'nin vekilidir, Kürtler ise güçlerini pazarlamakla meşguldür. 
Suriye'de PYD lideri Salih Müslim, "YPG'nin ABD koalisyonuyla koordinasyonu zaten vardır.
Rusya ile bizim politik ilişkilerimiz vardır ama askeri bakımdan böyle bir şey gelişmedi.
Gelişirse olumlu olur. Sadece bizimle de değil, terörizmle savaşan tüm güçlerle işbirliği olursa çok iyi olur" diyor.
 
*
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, " Biz ABD koalisyonunun ortağıyız. Rusya, IŞİD'e karşı savaşta Peşmerge güçlerini desteklerse buna seviniriz" diyor.
 
*
PKK ise Türkiye'nin güney ve güneydoğu bölgeleri ile birlikte özellikle Ağrı, Iğdır ve Ardahan gibi doğu vilayetlerinde de etnik huzursuzluk çıkarmak, Kürt gençliğini silahlandırmak benzeri etkinliklerini artırıyor... 
Ağrı-Iğdır-Ardahan üçgeninde saldırıları da geliştirerek Türkiye'nin Ermenistan ile sınır topraklarını kontrol altına almak ve bölgede yaşayan Azerbaycan kökenlileri göçe zorlamayı öngörüyor.
Ermenistan'ın PKK'nın bu faaliyetlerine destek verdiği,
Terör örgütünün bu bölgeyi tamamen kontrol altına alması halinde, Ermenistan'ın bu bölgeyi kendine merkez seçeceği ve faaliyetlerini genişleteceği belirtiliyor... 
Rusya'nın hegemonyasının sürdüğü Güney Kafkasya bölgesi sorun yükleniyor.
 
*
Bu tablonun önünde ABD birlikleri İncirlik'ten sonra Diyarbakır'dadır.
ABD Suriye'de bir vekâlet savaşı öngörüyorsa,
Bu durum karşısında Suriye Devlet Başkanı B.Esad, ülkesi ile Rusya-İran ve Irak'ın oluşturduğu ittifakın mutlaka başarılı olması gerektiğini, aksi takdirde bölgenin bir yıkımla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunuyor...
 
5.10.2015 - washington 1212917 640

Yorumlar

  1. Mehmet Mesut Uzal avatarı
    Mehmet Mesut Uzal

    Sovyetler Birliği dağıldıktan ve dünya tek kutuplu bir yapıya büründükten sonra ABD ve gelişmiş 7 batılı ülke dünyayı alabildiğine sömürdü.Ancak bu sömürüyü kendinden uzak tutmayı başaranlarda oldu.Örneğin,Kıta Çini,Hindistan,G.Kore,Singapur,Tayvan bu sömürüden kendilerini önemli ölçüde kurtardılar.Brezilya bir miktar kurtardı.Rusya Yeltsin zamanında batının tam açık pazarı olmuşken Putinle birlikte Rusyada paçasını kurtardı.Biz kurtaramadık.Kanuni zamanındaki kapitülasyonlarla başlayıp 1838 Osmanlı İngiliz ticaret anlaşması ve sonrasında batılı ülkelerle yapılan anlaşmalarla batının açık pazarı haline getirilmiş olan ülkemiz sadece 1923-1938 yılları arasında dış sömürüyü en aza indirmiştir.Bugün tam bir açık pazardır.Daha acısı bu eğitimle bunu anlayacak algılayacak nesillerde artık yetişmeyecek.1923-1938 arasının dünyanın en önemli ülkelerinden olan ülkemiz bugün maalesef yanlış dış politikalarla sözü geçmeyen edilgen bir ülke konumuna geriletilmiştir.Acı ama gerçek.Saygılarımla.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir