Tünay Süer
3.10.2015
AKP Sokak çetelerinden medet umar hale geldi…
Hatırlarsak GEZİ olaylarında Erdoğan %50 yi evde zor tutuyorum demişti.
İşte bu beyandan sonra elleri satırlı, palalı, sopalı adamların göstericilere hatta yoldan geçenlere bile nasıl saldırdıklarını görmüştük.
Savcılık tutuklama talebiyle göndermiş fakat mahkeme serbest bırakmıştı.
Baş palalı Fas’a kaçmıştı.
Halkın büyük tepkisi ile hakkında yakalama kararı çıkarılan palalı yurda dönmüştü.
Onun ve arkadaşları için 9 yıl 9 aydan, 27’şer yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.
Takip edebildiğim kadarıyla palalının cezası mahkemede iyi hali ( ne demekse!) neticesinde 4 taksitte ödemesi şartıyla 9 bin TL para cezasına çarptırılmıştı.
Yani bu saldırgan kolayca yırtmıştı.
Sonra bu elleri sopalı saldırganların Türkiye’nin neresinde demokratik haklarını kullanarak gösteri yapan bir gurup olsa orada bitiverdikleri görüldü.
Çoğunun AKP li gençler olduğu tespit edilmişti.
AKP iktidarı hepsine göz yumduğundan böyle tiplere cesaret geldi.
İşte, gerek Hürriyet gazetesine gerekse Ahmet Hakan’a saldırılar, arkasında iktidar gücü olduğunu bilen kraldan çok kralcılar tarafından rahatlıkla yapıldı.
Hürriyete yapılan çirkin saldırıda AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın, taş ve sopalarla Hürriyet’e saldıran grupla tehditler savurarak “1 Kasım’da sonra defolup gidecekler!
Erdoğan’a seslenerek;
“Seçim sonucu ne olursa olsun seni başkan yaptıracağız” diye bağırıyor, saldırganları da teşvik ediyordu.
Düşünebiliyor musunuz bu baskını yapan ve sözleri söyleyen bir AKP milletvekiliydi.
Bu adam parti tarafından cezalandırılacağı yerde kongrede divan üyesi yapılarak ödüllendirildi.
Demek ki AKP böyle bir baskından hoşnut olmuştu ve Erdoğan’ın gururu okşanmıştı.
Ahmet Hakan’a saldırı ise göstere göstere gelmişti.
Şimdi Hakan’a saldıran 4 saldırganı partiden ihraç etmişler.
İhraç etseler ne olur, etmeseler ne olur?
Bunların fıtratlarında saldırganlık var.
Meclisteki hallerini görüyoruz.
Küfürler, yumruklar gırla gidiyor.
Haydi, onları partiden attılar diyelim ya baskına ve o dört haydudu yönlendirenler ne olacak?
Böyle bir durumda özel bir televizyon kanalına konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “4 saldırganın AKP’li olması partiyi doğrudan suçlamak için yetmez” demesi abesle iştigalden öte değildir…
***
Türkiye yörüngesinden çıktı hızla bataklığa doğru kayıyor.
Gazeteciler dövülüyor, basın tehdit altında.
İşlenen cinayetler, trafik kazaları cabası.
İşsizlik ve yoksulluk…
Ve hergün beşer onar gelen şehit haberleri…
Devlet imkânlarının eşe dosta peşkeş çekilmesi.
Ormanların talan edilmesi…
Kıyıların yandaşlar tarafından adeta işgal edilmesi…
AKP’nin sadece 10 yılında özelleştirme adına seksen yılda yapılan cumhuriyet değerlerinin yabancılara satılımı.
Tersaneler, limanlar, fabrikalar, bankalar boğaz köprüler, oto yollar…
Bizler yoksullaşırken AKP ve yandaşlarının hızla Karun’laşması hep AMP döneminin eseridir.
İşin acı tarafı NATO adı altında ülkemizin her tarafına yayılmış Amerikan Üsleri var.
Karadeniz’den Marmara’ya Ege’den Doğu Anadolu’ya kadar Türkiye’nin dört bir yanını sarmış.
NATO’nun birçok bölgede ki operasyon ve işgallerine aktif destek AKP iktidarı döneminde verildi.
Velhasıl Nükleer silahlar ve bombalar arasında yaşıyoruz.
PKK’nın bombaları nasıl ve nereden elde ettiği açık seçik bellidir, uzaklarda aramaya gerek yoktur.
Tüm bunları Erdoğan ve Davutoğlu bilmektedirler.
ABD yetkililerinin sık sık Diyarbakır’a ve diğer kentlere gidip gelmelerinin sebebi bu üs’lerdir.
***
Başbakan Terörün belini kırdık diyor.
Bu nasıl kırmaktır ya!
Bunun için mi halen fidanlarımız kalleşçe arkalarından vurulup şehit oluyorlar?
Terörün belini gerçekten kırmak istese ilk önce bölgedeki belediyeleri sorgulamalıdır.
Asfaltların altına döşenen bombaları, yerlerini en iyi onlar bilir çünkü.
Anladığım kadarıyla AKP bu kirli savaşın bitmesini istemiyor.
Olan çocuklarımıza oluyor.
Kendileri lüks içinde yaşarlarken askerlerimiz bir hiç uğruna kalleşçe öldürülüyorlar.
Şu kadar PKK lı öldürüldü, bu kadar silah depoları yok edildi açıkçası inanmıyorum.
PKK’yı yok etmek için önce Amerika’ya rest çekmelidir.
Ne gezer…
Baksanıza Rusya’nın Suriye’de ki silahlı terör örgütlerine yönelik başlattığı hava operasyonlarına karşın, ABD, İngiltere, Fransa, Katar, Suudi Arabistan bir bildiri yayınladılar.
Bildiride Rusya’nın IŞİD’i hedef almadığı operasyonların sivil kayıplara neden olduğu gerekçe gösterilerek, Suriye muhalefetine ve sivillere yönelik saldırılara son vermesi, IŞİD’e yönlenmesi çağrısı yapıldı.
Bizim başbakan da imza attı bu bildiriye.
Irak işgalinde bir milyondan fazla Müslümanı öldüren onlar değil miydi?
Suriye’de yüzbinlerce insan evinden yurdundan oldu, bir o kadarı öldürüldü umurlarında oldu mu?
Dertleri PKK’ya ve onun uzantılarına bir şey olmasın da kullansınlar.
Kime karşı?
Türkiye ve Suriye’ye tabi…
Bizim hükümetin ve Erdoğan’ın Suriye takıntıları bitmedi demekki.
Valinin izni olmadan iç güvenlik olaylarına asker karıştırılmadı, eli kolu bağlandı.
147 şehitten sonra askeri özgür bıraktılar.
Lanet olsun…
Gün gelecek inşallah bunların hesabı sorulacaktır.
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yanındayız, seviyor, güveniyoruz.
Bunca hıyanete, ihanete, kalleşliğe rağmen, Zafer bizim olacaktır çünkü bizim askerimizde o yürek var.
Çünkü onlar Mustafa Kemal’in askerleridir.
Allah yar ve yardımcıları olsun…
Bir yanıt yazın