NECDET BULUZ
Son günlerde Suriye konusundaki yazılarımıza ağırlık vermemizin iki önemli nedeni var bunlara kısaca değinelim, çünkü Suriye’deki tüm gelişmeler bizi çok yakından ilgilendiriyor.
1.-ABD Başkanı Obama ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in Suriye konusunda anlaşmaya vardığı açıklandı. Ancak, dikkat ediniz, bu anlaşmanın içeriğini kimse bilmiyor.
2.-Anlaşmada IŞİD’ın vurulması ve temizlenmesi öngörülüyordu. Ancak Rusya IŞİD başta olmak üzere Suriye’deki bütün terörist grupları vurmaya başladı. Hatta hava harekâtında Amerika’nın Suriye’deki CIA karargâhının bile vurulması dikkatlerden kaçmadı.
3.-Amerika ile Rusya arasında yapılan anlaşmada bölgede bağımsız bir Kürt Devleti’nin kurulması ve hayata geçirilmesi konusunda tarafların bir mutabakat metni imzaladığı iddia ediliyor. Kısa zaman sonra bunun detaylarının yayılacağını sanıyoruz.
4.- Suriye’de siyasi bir çözümün bulunması ve bu çözümün de Esad’lı olması konusunda taraflarca yapılan anlaşmadan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Suriye’de Esad’lı çözüm de olabilir” demesi işin ciddiyetini ortaya koymuyor. Çünkü kurulacak masada yer alabilmemiz ancak böyle mümkün olabilecek. O da bize bu masada yer açarlar mı bilemiyoruz?
Bazı Ortadoğu uzmanlarının iddia ettiği şu görüşleri paylaşırsak konuyu daha iyi anlamış olacağız:
“Suudi Arabistan ve Katar’ın dünyanın dört bir yanından topladığı, sonra kendisine bağlı MİT’in de toplayıp gönderdiği radikal dinci teröristlerle Suriye’de sınır ötesi darbe yaparak Beşşar Esad yönetimini devirmeye çalışan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendisi gibi Sünni olan İslam dünyasının baş belası dinci Müslüman Kardeşler’i iktidara getirme savaşını diplomatik cephede de kaybetmeye başladı. Bütün ülkeler, Erdoğan’ın kendisinin bile Rusya’daki görüşmesinin ardından kapı açmak zorunda kaldığı peş peşe “Esad’lı çözüme evet”açıklamaları geliyor. Dünya, Suriye’deki sorunun çözümü için masaya oturmaya hazırlanıyor.”
İşin ilginç tarafı, Rusya şimdi İslam Dünyası’nın baş belası olarak gösterilen Müslüman Kardeşler’e karşı Suriye topraklarında hava operasyonlarına başladı. Eğer iddialar doğru ise, bizimkilerin de destek verdiği bu örgüt burada tamamen bitirilecek. Bu noktada Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın desteklediği iddia edilen Müslüman Kardeşler ‘in büyük darbe yiyeceği de şimdiden görülüyor.
Özetleyecek olursan Suriye’de işler iyice çıkmaza girmeye başlamış görünüyor. Sanıyoruz, biz de bu çıkmazdan nasıl kurtulmamız gerektiğinin hesaplarını çok iyi yapmak durumunda kalacağız.
5.- Suriye’deki tüm bu gelişmeler bizi yönetenlerin 5 yıldır sürdürdüğü Esad ve Suriye politikalarının tamamen yıkılması ile sonuçlanmış görünüyor. Çünkü ABD ile Rusya’nın Esad’lı siyasi çözüm konusundaki anlaşmasına tüm AB ülkeleri de tam destek veriyor. Bu noktada Türkiye bu konuda yalnız kalmış durumda ve Suriye çıkmazından nasıl kurtulacağının hesapları yapılıyor.
Yine Ortadoğu uzmanlarının bu konuda Erdoğan’ın “Esad’lı geçiş olabilir” sözlerini şu şekilde değerlendirdiklerini görüyoruz:
“ABD’nin “Esad’lı geçişi” kabul etmesi, dünyanın önde gelen ülkelerinin görüşlerini değiştirmesi Rusya’nın yıllardır dile getirdiği Suriye’de siyasi çözüm olasılığını güçlendirdi. Bu Suriye konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinin oturduğu bir masanın kurulması olasılığını ortaya çıkardı. Böylece, Erdoğan’ın bu masanın dışında kalmamak için zorunlu olarak “Esad’lı geçiş olabilir” dediği belli olmaya başladı. Türkiye’de “çözüm süreci” diye kurduğu masayı yıkmakla tanınan Erdoğan’ın yapabilirse Esad’ı masada devirmek, olmazsa masayı devirmeye çalışmak için mi masaya oturmaya niyetlendiği merak konusu oldu.”
Bizim temennimiz, Suriye konusunda Türkiye’nin de masada yer alması, bugüne kadar uygulanan yanlış politikaları değiştirmesi ve yanı başımızda bizim için tehlikeli olabilecek oluşumları engellemesidir.
Çünkü Amerika Suudi Arabistan ve İsrail’i de bu işin içine sokmaya çalışıyor. Rusya zaten İran’ı doğrudan işin içine soktu. Bugünlerde Suudi’lerin nazlanmasına bakmayın. Amerika ne derse, ne isterse onu yapacaklardır. Daha düne kadar Esad’ın devrilmesi için bizimle işbirliği içinde olan bu Araplar bir anda yön değiştirebilirler, bu hiçbir zaman bizim için sürpriz değildir. Buna da hazırlıklı olmalıyız. Geçmişte bunun birçok örneğini hem gördük, hem yaşadık.
Rusya Devlet Başkanı Putin’in kararlılığı, Suriye’nin Amerika’nın arka bahçesi olmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini belirtmesi ve şu açıklamasını da sizlerle paylaşmak istiyoruz:
“Suriye’de bir tek meşru ordu var. Bu, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ordusu. Bazı uluslararası ortaklarımıza göre bu orduya karşı muhalefet savaşıyor. Ancak gerçekte Esad’ın ordusu, terör örgütlerine karşı savaşıyor. Terörizm bugün dünyanın birçok ülkesi için tehdit oluşturuyor. Terör suçlarından bir sürü insan, yüz binlerce, milyonlarca insan mustarip. Hepimizin bir görevi var: bu ortak kötülüğe karşı çabalarımızı birleştirmek.”
Bu kadar yoğun gündem arasında Suriye konusuna neden bugünlerde daha çok değinme ihtiyacı duyduğumuzu sanırız okurlarımız daha iyi anlamışlardır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz