NECDET BULUZ
AK Parti’de 1 Kasım’da yapılacak seçimde hedef tek başına iktidar olabilmek olarak düşünülüyor. Bunun için de gereken milletvekili sayısı 276 milletvekili çıkarılması gerekiyor. Bu sayıya ulaşılabilir mi? Bugünkü koşullarda bunun bıçak sırtında olduğu görülüyor.
İşte bu nedenle Başbakan Davutoğlu, teşkilata yayınladığı genelgede “Bir oyun bile önemi var. Sandıklara ve oylara sahip çıkın. Gerekirse ev ev kapı kapı dolaşın” talimatını gönderdi. Aynı zamanda Ankara’ya gelen il ve ilçe başkanlarına da sandığın ve oyların önemine işaret ediyor.
AK Parti de çalıştığı bazı kamuoyu araştırma gruplarına sıkça anketler tağtırıyor. Kurmaylar bunları inceden inceye değerlendiriyor. Son yapılan anketlerin ortak noktasında HDP’nin barajı geçtiğinin görülmesinin Davutoğlu ve ekibinin moraliniz bozduğu da söyleniyor.
Çünkü bütün hedef HDP’nin baraj altında bırakılması olarak gösteriliyor. AK Partili kurmaylar “Eğer HDP barajı geçerse bizim iktidar olabilecek oyu alsak bile, güvenoyu alabilecek 276 milletvekilini bulmamız zora girecektir” görüşünü ifade ediyorlar. Bu nedenle de HDP’nin baraj altına düşürülmesi formülleri üzerinde çalışmaların yapıldığı iddia ediliyor.
Ancak, HDP cephesinin iddialarını da yansıtalım:
Partinin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, açıklamalarında “Biz, 7 Haziran seçimlerinde aldığımız oylardan daha fazla oy alacağız” diyor.
Tarafsız bazı kamuoyu araştırma gruplarının son anketlerinde de HDP’nin en düşük oyu %10 üzeri, en yüksek oyu da % 14 olarak görülüyor. Özetle bugünkü koşullarda HDP’nin barajı geçebilecek oyu alabileceği görülüyor.
HDP’nin oy oranı ise AKP’nin anketlerinde yüzde 12’nin altına düşmüyor. Başbakan Davutoğlu’na sunulan anketlerde, HDP’nin oy oranı yüzde 12-13 arasında çıkıyor.
AKP yönetimi, HDP’nin oy oranının düşmemesi nedeniyle tek başına iktidar hesabını CHP, MHP, HDP ve SP’den partiye kayacak oylarla yapıyor. CHP ve MHP’den birer, HDP ve SP’den yarımşar puan oyun partiye kayabileceği hesabını yapan AKP yöneticileri, bu durumda 7 Haziran’da 258 milletvekili çıkaran partinin 15-20 milletvekili daha çıkarabileceğini düşünüyor. Ancak güvenoyu için gereken 276 milletvekili de “bıçak sırtında” görülüyor.
AKP yöneticileri, “1 Kasım’da öngördüğümüz şekilde bir tablo çıkar, diğer partilerden 3 puan kadar bir oy kapabilirsek milletvekili sayımız 273’te de kalabilir 278’i de bulabilir” görüşündeler. AKP yönetimi, bu tablo nedeniyle çok az sayıda oyla bir milletvekilinin kaybedildiği illere yönelik olarak özel bir çalışma başlatacak. Bu illerde partinin sandık görevlilerinin çok daha dikkatli olmaları, parti teşkilatlarına da her kapıyı çalmaları, sürekli halkın içinde olmaları talimatı verildi.
Şimdi gelelim CHP cephesine:
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 1 Kasım seçimlerinden umutlu görünüyor ve açıklamalarında da “Oyumuz % 30” diyor.
Bunun anlamı, CHP’nin iktidar olma gibi bir şansının olmaması ve sadece oy artırımı ile yetineceği demektir.
Bir başka yönden bakacak olursak, AK Parti’nin tek başına iktidar olacak oyu alamaması halinde bir AK Parti-CHP ortaklığının gündeme geleceği olarak da değerlendirebiliriz. Zaten CHP cephesinden de böyle bir olasılıktan söz ediliyor. Eğer seçmen AK Parti’ye tek başına iktidar şansı vermezse CHP’yi iktidar ortağı olarak iteleyebilir. Bunun için seçim sonucunu görmek gerekiyor.
MHP cephesinden de söz edelim:
AK Parti’nin ana hedeflerinden biri de milliyetçi oylardır. Bunun için MHP’den oy koparma girişimleri olacak ve bu partiden en az iki puanlık oy alınabileceği hesapları yapılıyor.
Kamuoyu araştırma gruplarının yaptıkları son anketlerde MHP oylarında düşüş görünmüyor. Hatta SONAR’ın anketinde artışların olabileceği bile ortaya çıktı. Böyle bir durumda MHP’nin yine 1 Kasım seçimlerinde “kilit parti” olarak ortaya çıkacağını söyleyebiliriz. Bu durumda eğer AK Parti beklenen milletvekili sayısına ulaşamazsa gündemde AK Parti- MHP ortaklığında bir hükümet modelinden de söz edilecektir.
Konu ile ilgili bir not daha:
ANDY-AR’ın Başkanı Faruk Acar “Milliyetçi duyguların ön plana çıkabileceği bir dönem başladı. MHP’nin 3 yıldır iktidar partisine karşı yaptığı eleştirilerde haklı çıktı. Bu nedenle de seçmenin MHP’ye döndüğü görülüyor” diyor.
Şimdi söylemek istediğimize gelelim:
Her seçim öncesi seçmenlerin hangi partiye oy verirlerse versinler mutlaka sandığa gitmeleri çağrısı yapıyoruz. Sandığa gidiniz ve hür iradenizi yansıtınız.
Bunun yanında her parti sandıklara ve oylara sahip çıkmalıdır. Yine seçim hilelerinden söz ediliyor. Yine bazı iddialar var. Bunları önlemenin yolu sandıklara ve oylara sahip çıkmaktan geçiyor. Bu nedenle her parti gereken her türlü önlemi almalı, sonradan tartışılacak konulara fırsat vermemelidir.
Türkiye’nin kaderini ve geleceğini tayin edeceğine inandığımız 1 Kasım seçim sonuçları nasıl olursa olsun, bunun milletimizin iradesinin bir sonucu olarak değerlendirip saygı duymak da hepimizin görevi olmalıdır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın