OBAMA’NIN AVRASYA HAYALLERİ

ABD Senatosu İran’la sağlanan nükleer anlaşmaya ilişkin Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı (BERCAM) reddetmeyi öngören tasarıyı reddetti. 
Başkan Obama Senato’da başarı kazandı, rağmen Cumhuriyetçiler halâ BERCAM’ın reddi için çalışıyor.
Ne ki, Kongre’nin ilgili anlaşmayi incelemesi süresi 17 Eylül’de sona eriyor.
Böylece ABD’li Cumhuriyetçilerin ve İsrail  Başbakanı B.Netanyahu’nun anlaşmaya yönelik müdahalelerinin sonuç vermeyeceği anlaşılıyor.
 
*
Bu sırada Rusya Dışişleri Bakanı S.Lavrov, hem Batı’nın Suriye’de Esad’ın yerine koyacağı bir alternatifinin olmayışına rağmen bu kadar gürültü çıkarmasını,
hem de ABD’nin kurduğu İŞİD karşıtı koalisyonu eleştirmektedir.
IŞİD’e yönelik hava operasyonlarının analiz edildiğinde ilginç bir izlenimin elde edildiğini,ABD’nin İŞİD terör örgütüne ait mevzilerin yerini bilmesine rağmen bu bölgeleri neden vurmadığını soruyor.
“IŞİD’le mücadele için açıklanan hedeflerin dışında bu koalisyonun başka hedefleri bulunduğu ortaya çıkıyor”diyor…
 
*
Üstelik, Batılı bir çok ülke Suriye Devlet Başkanı B.Esad’ın, “Eğer Şam’da rejim devrilirse, Orta Doğu’dan Uzak Doğu’ya kadar geniş bir coğrafya karışır,istikrarsız hâle gelir” iddiasıyla birlikte,
Rusya Devlet Başkanı V.Putin’in,”Bütün savaşan güçlerin ortak tehdit kabul ettiği radikal terör örgütleriyle mücadele için Suriye ve Irak orduları ile “Kürt güçleri” ve diğer ülkelerin de dahil olduğu yeni bir uluslararası koalisyonun kurulması,terör örgütlerinin tasfiyesi ardından ülkelerinde nasıl yaşamak istediklerini müzakere etmeleri” stratejisini destekliyor…
*
Nitekim Rusya bu strateji çerçevesinde, ordusunun Suriye yönetimi yanında çatışmalara katıldığını yalanlamak kaydıyla,
Ya? Rus askerlerinin Suriye ordusuna askeri araç ve gereçlerin kullanılması yönünde eğitim verdiğini açıklayarak,
Fakat İncirlik karşısında Lazkiye’de tankları,topları ve savaş uçaklarıyla üslenerek Suriye’de bulunduğunu teyid ediyor…
 
*
Bu sonuç, ABD Senatosu’nda İran’la sağlanan nükleer anlaşmaya ilişkin başarı kazanan Başkan Obama’yı,
Şimdi ABD’nin İsrail’in güvenliğine yönelik taahhüdü üzerinden Ortadoğu barış misyonunda köşeye mi sıkıştırıyor?
Hatta kimi Batı medyası Rusya’nın Suriye’yi Kırım gibi ilhak etmeye başladığını yazıyor. 
 
*
Başkan,”Ukrayna gibi konulardaki ihtilaflarımıza rağmen IŞİD konusunda Rusya ile çıkarlarımız birleşebilir.
Rusya’nın, aşırılık yanlılarıyla mücadele ve IŞİD’in görüşlerinin çok tehlikeli olduğu noktalarında aynı fikri paylaşıyoruz.
Ancak Rusya, geleneksel partneri Esad’ın desteklenmeye değecek biri olduğuna inanıyor.
Halbuki Esad orada bulunduğu müddetçe Suriye halkının bir çoğunu yabancılaştıracak ve barışçıl bir ateşkes ve siyasi uzlaşıya ulaşmak mümkün olmayacak.
Bu noktada ortaya çıkan boşluğu da aşırılık yanlıları doldurmaya devam edecek.
Biz de Rusya’ya, başarısızlığa mahkum bir stratejiye yatırım yapmaya devam edemeyeceklerini söylemeyi sürdüreceğiz” diyor… 
 
*
Bu açıklama, İsrail’in ve müttefiklerinin ne kadar tatmin olduğu bir yana,
ABD’nin İsrail’in güvencesi ve Orta Doğu Barış Misyonu’nu  gerçekleştirmek üzere yeni bir süreci kurguladığını düşündürüyor.
 
*
1- Ortadoğu’da Suudi Arabistan-İran ekseninde, Suudi Arabistan liderliğinde NATO’nun bölgedeki oluşumu anlamında “Ordulaşma” sağlanmıştır.
2- Hürmüz Boğazı’nda İran’ı caydırmak ve körfez ülkelerini korumak için ABD’nin donanmalarına yüklediği ve operasyonel hale getirdiği Füze Savunma sistemiyle birlikte konuşlandırdığı Patriot bataryaları Körfez ülkelerinden sağlanan veri bağlantılarıyla birleştirilmiş,
Füze kalkanı sistemlerinde tek tetik oluşturulmuş ve sistem Rusya’ya yönlendirilerek daha güvenilir ve işlevsel hale getirilmiştir.
 
*
Neden? Bu noktada Büyük Enerji Güvenliği için ABD’nin stratejisinin, “Avrupa pazarlarına ulaşan enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, Avrupa ülkelerinin de enerji alımının büyük bir kısmında Rusya’ya bağlı olmamasını sağlamak”,
Avrupa Birliğinin stratejisinin ise “hem Rusya’dan ihraç edilen yakıtın yüzde 50’sini almanın, hem de teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yetecek ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olacak ABD’nin arkasını kollamak ” olduğunu hatırlamak gerekiyor.
 
*
İşbu stratejiler doğrultusunda, “yüzünü Doğu’ya dönmüş” Rusya’nın ve ” tek kuşak tek yol” stratejisiyle Çin’in bölge dinamiklerini yeniden şekillendirdiği bölgede,
Bilhassa serbest piyasa ekonomilerine yabancı Avrasya ekonomilerinin gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmamaları için rekabet edebilir hale gelmeleri zorunluluğu yeni bir perspektifi oluşturuyor.
*
Çünkü İran’a yaptırımların kaldırılması  halinde Avrasya’da dengelerin değişebileceği,
Yaptırımların Rus firmalarına zarar vermekte olduğu, para piyasalarının Rusya’da risk artışı öngördüğü bir durumda,
Yaptırımlar ve Rusya’nın yapısal sorunlarının bilhassa Avrasya ülkelerine  zarar verdiği,
Onların da riskten kurtulmak için Rusya dışındaki ülkelerle ekonomik ilişkiler kurması esas alınıyor.
 
*
Bu çerçevede bir süre sonra İran’ın petrolü ve doğal gazıyla Rusya’ya ve Hazar ülkelerine rakip olacağı,
Transit ülke olarak Türkiye ile rekabet eder hale geleceği,
Avrasya’da yeni pazarlar bulacağı,
Kazakistan, Türkmenistan, Ermenistan, Azerbaycan, Kırgızistan,Tacikistan ve Özbekistan’ın da İran üzerinden dünya piyasalarına açılmalarının yaşamsal önemine dikkat çekiliyor.
 
*
Türkiye ise bir NATO üyesi olmanın ötesinde dış politikasında Suudi Arabistan liderliğinde “Ordulaşma” ya katılan ülkelerin çoğu ve İran Şii Ordusu eksenindeki ülkelerle sorunludur.
Bu yalnızlığa, NATO’yu oluşturan Avrupa Birliği ülkeleriyle yaşanan gerginlikler de eklendiğinde;
 
*
Nükleer anlaşmaya varan ve ekonomisi büyük oranda petrol ithalatına bağlı, yaptırımlar nedeniyle büyük ekonomik sıkıntı çeken İran için doğalgazı kendi toprakları üzerinden Avrupa’ya taşınmasında alternatifsiz Türkiye hüviyeti;
İran üzerinden dünya pazarlarına açılmayı bekleyen, her türlü ekonomik, siyasi, askeri çıkarlar ile teşvik edilecek Avrasya ülkelerinin ivmelemesiyle,
İran’ın İsrail’in denetiminde olan Kürdistan’ı ve Kürdistan kaynaklarını da yanına alarak, kendi savunma çerçevesi ve yeterli stratejik-asimetrik tamponları kapsamında çok rahatlıkla bypass edilebilir özellikler taşıyor…
 
*
Bu ise İsrail ve Suudi Arabistan’ın talebi yönünde bağımsız Kürdistan ve çevresinde bir Kürt koridoru,
Bir olasılıkla Suriye ile Irak toprakları üzerinde Sünni Araplar için bir koridor oluşturulması, 
Hatta Ermeni Soykırımı üzerinden “Büyük Ermenistan”ın kuruluşuna da ön ayak olunabileceği  anlamına geliyor.
 
*
Belki bu yüzden, Başkan Obama,”Biz de Rusya’ya, başarısızlığa mahkum bir stratejiye yatırım yapmaya devam edemeyeceklerini söylemeyi sürdüreceğiz” diyor…
 
15.9.2015

Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir