NECDET BULUZ
29 Ekim Cumhuriyet bayramı sonrası Cuma gününün “idari izin” olarak kabul edileceğinin açıklanmasının yankıları sürüyor. İnsanların tatil sürelerini 1 Kasım seçim gününü de içine alacak şekilde düzenleyecekleri ve özellikle tatil seven kesimlerin tatili sandığa tercih edecekleri düşüncesi ile oluşturulduğu söylentileri hız kazandı. Bu da hiç kuşkusuz bazı kesimlerde tepki oluşturuyor.
Böyle önemli bir konuyu farklı bir bakış açısı ile değerlendiren Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Serdar Karcılıoğlu konu ile ilgili hem açıklama yaptı, hem de Turizmgm’deki köşesine taşıdı. Karcılıoğlu” Konuya Ankara’dan bakıldığında bizim sektörün çok para kazandığı ifade ediliyor. Ancak, otelcisi, acentacsı, rehberi, esnafı ve tüm çalışanları ile mutsuz olan böyle imkânlara sahip olan bir sektör düşünebiliyor musunuz?” diye soruyor.
BOYD Başkanı açıklamasında “1 Kasım tarihi her kim tarafından diretilmiş olursa olsun gerçekten ince bir siyaset mühendisliği ise ve o mühendisliğin baş aktörü Turizm ise turizmcilerin de kendilerini düşünmeyen siyasilere önemli bir hatırlatma olarak görüyoruz” diye de ekliyor.
Serdar Karcılıoğlu’nun değerlendirmelerine katıldığımızın hemen altını çizelim. Bu yıl çok kötü giden ve gelecek yılı da etkileyeceği ifade edilen turizmimizle ilgili olarak ortama somut çözümlerin konulmaması da ayrıca son derece düşündürücü bir konudur.
Bizim de son derece önemsediğimiz bu konuda BOYD Başkanı Serdar Karcılıoğlu’nun açıklamalarından bazı bölümleri sizlerle paylaşıyoruz:
“Her zaman her fırsatta bıkmadan usanmadan söylüyorum, Tanrının bahşettiği olağanüstü coğrafyasında tüm dinlerin doğduğu ve yeşerdiği Anadolu topraklarının doğası, tarihi, kültürü ile Dünyada Turizm yapılabilirlik açısından 1.sırada olan ülkemizin bu çok önemli sektörünün gelmiş geçmiş tüm siyasi iktidarlar tarafından göz ardı edilmesini anlaşılamaz bir yanılgı olarak görüyor ve bir türlü işin içinden çıkamıyorum.
Tüm bu pozitif değerlere karşın, siz hiç otelcisi, acentecisi, rehberi, esnafı ve tüm çalışanları, ile birlikte mutsuz olan böyle imkanlara sahip bir başka sektör düşünebiliyor musunuz?
Tabii biraz da bizim abartılı sektör temsilcilerimizin sayesinde Ankara’dan bakıldığında bu sektör her nedense çok para kazanıyor gibi görülüyor.
Bir türlü düzenlenmeyen KDV sorunu yetmiyormuş gibi astronomik ECRİMİSİL denen ucube uygulama paraları, “tesislerinizde şunu çalıştıracaksınız, bunu görevlendireceksiniz” diretmeleri, bu bilmem hangi asırda çıkarılmış yönetmelikle “canlı müzik” olarak kabul edilen Radyo CD çalıyorsun, ruhsat al ver para, içki satıyorsun ver para, şuna uymamışsın ver ceza, müzik çalıyorsun bunun fikir ve sanat eserleri kanunu gereği harcı var ver para, kardeşim sanata saygımız sonsuz verelim de yapımcısına ayrı, bestecisine ayrı, söyleyenine ayrı, dağıtanına ayrı… ver de ver… ne oluyoruz?
Bütçede açık mı var? Vur turizmcinin sırtına çok kazanıyor ya! nasıl olsa verirler arasında Turizmci neredeyse çıldırma noktasına gelmiş kimsenin umurunda bile değil.
Tüm bunlara rağmen turizm sektörün sorunları bir dağ gibi duruyor, dönüp bir bakan, ilgilenen yok, böylesine önemli bir sektörün “Bakanı’nın” göreve geldiği günden ayrılıncaya kadar kaç kez makamına geldiğini bilen var mı?
BOYD son günlerde Turizm sektörünün sorun ve ihtiyaçları konusunda çok önemli çıkışlar yapıyor, mesela okulların bayramdan sonra açılması ile ilgili ve ilk olarak bizim sütunlarımızdan yayınlanan ve sonrasında Belediye başkanlarımızın da bildirileri ile desteklenen önerisi ile Ankara’nın dikkatini çekmiş ve Devlet okulları tatillerinin bayramdan sonraya bırakılması sağlanmıştı. Evet, bu konuda nasıl olduysa sesimizi duyurduk. Vardır bir sebebi diye düşünüyorum.
Ben tüm bunları herhangi bir parti mensubu olarak söylemiyorum ki, hayatının çok büyük bir bölümünü turizm mesleğine adamış birisi olarak turizmcinin sorunlarının siyasetten ve siyasilerden kaynaklandığını söylemek suç mu? Dahası yanlış mı? Niçin korkayım ki.
Bu arada biliyorsunuz ben uzun yıllar yine bir e-turizm gazetesinde yazıyordum, bir gün bağlı oldukları birilerinin baskısı sonucu “Yazılarınız siyasi içerik taşıyor” gerekçesi ile benim köşemi kapattılar, kısaca ülkemdeki siyasi yazarların akıbetine uğradım ve kovuldum…
Yukarı da açıkladığım gerçekleri “hayır öyle değil, yanlış” diyebilecek bir turizmci var mı bu ülkede? Bir ülkenin turizmcilerinin top yekûn ortak sorunlarını dile getirmenin “siyasi içerik” ile “korkma” ile ne bağlantısı olabilirdi ki?
Markasını Turizm ile özdeşleştirmiş bir turizm portalı yöneticilerinin bu ayırımı yapamaması garip değil mi?”
Bizim görüşümüz şudur:
Koşullar ne olursa olsun, tatili, dinlenmeyi düşünmeden vatandaşlık görevimiz olan seçim sandığına gitmek gerekiyor. Bazı acentelerin yurt içi ve yurt dışı organizasyonlarını da bu tarihlerde iptal ettiği haberlerini aldık. Yerinde kararları da destekliyoruz. Hangi partiye ve kime oy verirseniz verin, ama kesinlikle sandığa gitmezlik etmeyin.
Hem sandığı gitmeyeceksin, hem yönetenlerden şikâyet edeceksin böyle bir şey olabilir mi? Kaldı ki sandığa gitmeyenlerin büyük bölümünün de muhalefet mensupları olduğu her seçim sonrası görülüyor. Oy kullanmak da yetmiyor, oyuna ve sandığa da sahip çıkacaksınız.
Eğer konuya bu açıdan bakacak ve değerlendirecek olursan BOYD Başkanı Serdar Karcılıoğlu’nun açıklamaları çok daha önem kazanmış olacaktır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın