Yorgo Angelopoulos
18 Ağustos 2015
Ben …
Neden başladığımdan çok ne sebep oldu desem yeridir. Aslında öyle yazan çizen ya da bir şeyleri birilerine anlatmak için kıçını yırtan bir tip asla olmadım. Ne olduysa AKP sayesinde oldu. Sanırım bana yaptıkları en büyük katkı bu oldu diyebilirim. Bütün bu olaylar yaşanmadan önce ben de herkes gibi sıradan biriydim, sosyal medyayı kullanan, sosyal medyanın nimetlerinden faydalanan. Zaten o zamanlar Mark abinin Facebook’unda 300 arkadaşım, twitter denen dipsiz kuyuda da 200 takipçisi olan fakir bi yumurtaydım. “Yumurta da ne yea” diyenlere; Twittere kaydolduğun zaman ilk profil foton yumurta olur şekerim o yani.. Neyse, çok mu öngörülü bir insanım da yazmaya niyetlendim, elbette hayır ama bu ülkede olacakları önceden görmek için kâhin olmaya gerek yok, elli gram akıl biraz mantık yeterde artar bile. Çok mu akıllısın? Yok, arada ben bile kendime “ulan ne mal adamsın” diye içimden geçiriyorum. Çok mu zekisin? Kendime yetecek kadar. Sadece kolay unutmuyorum ve o ilk anlık tepkiyi verirken geçmiş aklıma geliyor. Yani buna hazır cevaplılık mı dersin, zeka mı dersin buna da sen karar ver. Uğraştırma beni.
İyi de ne dürttü seni de başımıza bela oldun kardeşim?
Hiçbir şey dürtmedi, dedim ya ben kendi halinde sıradan biriyim ki hala öyleyim, ama bir gün twitterde gezinirken bu ülkeyi yöneten yüce şahsiyetlerden birinin attığı tweet ilgimi çekti. Baktım kimsenin de ilgisini çekmemiş bu daha da ilgimi çekti. Neydi o tweet,kim di o yüce şahsiyet… İşte huzurlarınızda İ.Melih Gökçek…
Tamam da kardeşim ne var bunda, adam bi harf hatası yapmış sen de bokunu çıkartmışsın. Arada herkeZ yapmaz mı bunu, dersen işte zurnanın zart dediği yerdesin öptüm seni. Hayır yapamaz. Sen ben yapabiliriz, başkası yapabilir ama yaşadığım ülkenin Başkentini yöneten bir adamsa yapamaz şekerim üzgünüm. Attığı tweetin hashtag’ine bak #dunyaturkcekonusuyor hashtag bu ama bunu tweet atan başkentimin başkanı Türkçe konuşmaktan aciz olm. Peki tweete ne diyor. “HerkeZi Türkçe mesaj atmaya davet ediyorum.” Ah tamam, sen önce Türkçe yazmayı öğren de, ondan sonra bana Türkçe mesaj atma daveti gönder demez misin? Bu adam benim ülkemin Başkentini yönetiyor arkadaş. Bu kadar basit bir şeyi beceremeyen ülkeyi nasıl yönetiyor? Diye sormaz mısın kendine.. Kimseyi kınamak küçük düşürmek değil niyetim, çok gördüm okul okumayıp üniversite mezununa ders verebilecek tipleri, çok gördüm 3 üniversite okuyup öküzden hallice olanları. Ama bu ülkenin başkentine başkanlık yapan adamın böyle bir lüksü yok olamaz da. Haa Türkçe seviyesi yetersiz mi, halk tercih etmiş seçmiş ama adam beceremiyo kardeşim napalım yani? Diyorsan da o zaman bi zahmet eli ayağı düzgün işi bilen birini tutup maaşa bağlayacak, yazdırmak istediği tweetleri yazdıracak ama cümle aleme böyle rezil olmayacak, çünkü o başkentin başkanı.
Ee sanane ne var yani, sen gidip kendi ülkenin sorunlarıyla ilgilensene dallama;
Diyen tipler de az değil. Artık onları rutine bağladım okuyunca gülümsemek bile gelmiyor içimden çünkü zaten bu ülkenin en büyük sorunu okumamak, okumamaktan ziyade okuduğunu anlamamak olduğunu biliyorum. Okuduğunu anlamayı geçtim, bir yazı yazıp o yazıyı neden okumaları gerektiği için prospektüs yazıyoruz artık lan var mı ötesi? Hicivden anlamak desen, çölde kutup ayısıyla karşılaşma ihtimalin bin kat daha yüksek, o derece yani. Ben bu ülkede doğdum, bu ülkede büyüdüm, bu ülkede ekmeğimi kazanıp, bu ülkeye vergimi ödüyorum. Yani demek ki neymiş, adı Ali, Ahmet, Hasan olan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı zatı muhterem gibi, beni yöneten, yönettiğini zanneden, yönetimini beğenmediğim herkes hakkında yorum yapma, söyleme, konuşma her türlü aktiviteyi yapma hakkım var. Bunu anlamayan? Bak zaten Bilal’e anlatır gibi anlatıyorum hala anlamayan çıkarsa fena dalarım.
Tamam Melih’e kapak yaptın ne değişti?
Bir şeyin değişmesini beklemiyordum zaten, önce de dediğim gibi benim twitter hesabımda 200 kişi ya vardı ya yoktu, facebook desen ona keza.. Ama sosyal medyanın nasıl büyük bir dünya olduğunu işte o zaman anlamaya başladım. Melih başganın o tweetini ve benim cevabımı fotoğraf şeklinde facebookta paylaştım ve ne oldu dersiniz? Tamı tamına 65,000 defa sadece facebooktan paylaşıldı. Twitter hesabım desen delirdi. O zamanlar her ekleyen için mail de geliyor, cahillikten onu da kapatmamışım, gmail o gün bana çalıştı desem yeridir. Neyse ki sonradan kapattım da huzur buldum bir nebze. Twitter de takipçilerim bir anda 5000 lere fırladı. Demek ki doğru bir şey yazmıştım. Demek ki birileri anlaması gerektiğini anlamıştı. Demek ki ben birilerine neyin ne olması gerektiğini doğru şekilde gösterebilmiştim. İşte bütün olay burada başlamıştı. Her ne kadar okumayan, okuduğunu anlamayan olsa da bu ülkede manyak derecede zeki insanların olduğunu gayet iyi biliyordum. İşte twittere o yüzden dipsiz dünya derim. Her zaman da öyle olacak.
İşte bu olay beynimde şimşekler çakmasına sebep oldu. Ülkenin nereye gittiği malumdu, birilerinin çıkıp korkmadan bir şeyleri anlatmak zorunda olduğunu biliyordum. Eh az çok ben de bunu becerebiliyordum. Ee o zaman neden yapmayaydım ki? Madem bir şeyleri ifade edebiliyorsam, en azından önünü göremeyen, gelecekte başına neler gelebileceğini kestiremeyen insanlara neden bir şeyleri anlatmaya çalışmayayım ki?
Neysee daha çokk yazarım da, ne değişti? Dersen..
Melih ODTÜ pankartlarına ilham oldu sayemde. Bunu görmek bile milyonlarca satır yazdıktan sonra yüzünüzde gülümseme sebebi olmaz mı?
Peki bundan sonra ne olacak Yorgo efendi?
Olacak olan şu; İster kabul edilsin, ister edilmesin
Türkçe bilmeyenlere Türkçe’yi
Vatan sevgisi nedir bilmeyenlere
Vatanseverliği öğretmeye devam..
Hade öpüldünüz..
kaynak: www.yorgoderki.com