Hulusi Akar’ı silah arkadaşları anlatıyor. Hikmet Çiçek yazdı…
Balyoz’un ünlü bilirkişisi Pilot Kurmay Binbaşı Ahmet Erdoğan’dı. Onun raporuyla yüzlerce yurtsever subay tutuklandı, yıllarca hapiste kaldılar, hem onlar, hem de aileleri büyük acılar çektiler. Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp Mamak’ta öldü. Erdoğan’ın bilirkişi olarak atanmasını dönemin 1. Ordu Komutanlığı Savcısı Bülent Münger istemişti. Gönderilen bilirkişi, akademiden bir yıl önce mezun olan Pilot Kurmay Binbaşı Ahmet Erdoğan’dı. İddialara göre dönemin 3. Kolordu Komutanı, ve şimdi Genelkurmay Başkanı olması beklenen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar tarafından bizzat seçilmişti. Ahmet Erdoğan, bu göreve nasıl atandığını şöyle anlatıyordu:
“Görevi almadan önceki günlerde Kolordu Komutanı, Kurmay Başkanı ve karargâhtan diğer ilgili subayların da bulunduğu bir toplantı esnasında emir subayının içeri girerek Ordu Kurmay Başkanının Kolordu Komutanımızı telefonlar aradığını haber verdi. Komutanımız salonu terk edip tekrar geldikten sonra da Kurmay Başkanımıza Ordu K.lığına bir kurmay subayın gönderileceğini ve bir süre ordunun emrine gireceğini ifade etti. Kurmay başkanımız görevlendirilecek olan kurmay subayın rütbesinin ne olması gerektiğini sordu. Kolordu Komutanımız da ‘binbaşı, yarbay, albay bak işte’ dedi. Toplantı bittikten belli bir süre sonra da Kurmay Başkanımız beni çağırarak müteakip gün Ordu Kurmay Başkanını görerek göreve başlamamı söyledi. Bu aşamaya kadar ben bilirkişi olarak görevlendirileceğimi bilmiyordum.”
O RAPOR
Askeri Savcı Bülent Münger, Mehmet Baransu’nun bavulundan çıkan sözde belgeleri Erdoğan’a teslim ederken “Bu belgelerin gerçek olduğunu farzederek, bir rapor hazırlamasını” istemiş, Erdoğan da, “Deliller gerçekse, bu bir darbe planıdır” şeklinde rapor hazırlamıştı. 6’sı askeri olmak üzere 21 ayrı bilirkişi raporunda, “Bu bir darbe planı değildir” denmesine rağmen, dava tümüyle Ahmet Erdoğan’ın raporu üzerinden yürüdü ve yüzlerce subay mahkûm edildi.
YILAN HİKAYESİ
Tertipteki bütün rezillikler ortaya çıktıktan sonra Balyoz sanıkları hem Münger, hem Erdoğan hakkında dava açtı. Münger davası Askeri Yargıtay’da sonuçlandı. “Görevi ihmalden” cezalandırılması savcı tarafından da istense de, hakkında beraat kararı çıktı. Birileri Erdoğan’ı da koruyup, kolladı. Balyoz sanıklarının Erdoğan hakkında Üsküdar Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmalarıyla başlayan süreç, çeşitli mahkemelerde dolaştıktan sonra Askeri Yargıtay 2. Dairesi, Ahmet Erdoğan hakkında dava açılmasını onayladı. Ancak aradan aylar geçti, Askeri Yargıtay bu kararı şikâyetçilere dahi tebliğ etmedi. Erdoğan hakkında dava açıldı mı, açılmadı mı o bile belli değil. Bu karar şimdi nerede? 3. Kolordu Komutanlığı niye dava açmadı? Ahmet Erdoğan’ın mahkeme huzuruna çıkıp ifade vermesinden kimler çekindi? Belli değil.
ÇOK DENEYİMLİ KİŞİLER VARKEN
Balyoz’da uzun yıllar tutuklu kalan Albay Mustafa Önsel, “Silivri’de Firavun Töreni” adlı kitabında şunları söylüyor:
“Ahmet Binbaşı, 2010 yılında, 3. Kolordo Komutanı Hulusi Akar’ın icra subayıydı. Bu anlamda işi en yoğun olanlardan ve komutanın evrak yönünden eli ayağıydı. Ama ne hikmetse Hulusi Paşa, bilirkişi görevi için onu askeri savcılığa gönderdi. Bu görevlendirme hiç normal değildi.
O Kolordu’da iş yükü daha hafif ve çok daha deneyimli birçok albay, hatta general varken, Harp Akademisi’nden yeni mezun olmuş, ayrıca kara pilot olduğu için kıtaya uzak birinin, böylesine hassas bir davada bilirkişi olarak görevlendirilmesi çok manidardır.”
Ahmet Erdoğan’ın avukatı İlker Boz, Aydınlık’a gönderdiği bir “düzeltme” yazısında “Müvekkili Akar’ın icra subayı değil, 3. Kolordu Harekât Başkanlığında Harekât Plan Subayı olduğunu ve onu Kolordu Komutanı değil, Kolordu Kurmay Başkanının görevlendirdiğini” belirtti. Kurmay Başkanı, komutandan habersiz böyle bir görevlendirme yapabilir miydi?
HULUSİ AKAR’IN TAVRI
Yargıtay’ın Balyoz hükümünü onamasından bir hafta sonra Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Mamak’a geldi. Kendisiyle ikisi general, ikisi albay dört kişi görüştü. Balyoz kararları konuşulurken Hulusi Akar’ın birden konuyu Ahmet Erdoğan’a getirdiği ve onu savunduğu; “Bakın, o benim gözümde çok iyi bir subaydır. Takdir ettiğim bir personeldir” dediği söylendi.
Sonra ne mi oldu? Binbaşı Erdoğan ödüllendirildi, İngiltere’de görevlendirildi! Ahmet Erdoğan’ın avukatı İlker Boz’un Aydınlık’a gönderdiği “düzeltme metni”ne göre, “İngilizce Dil Puanı, Takdir Puanı, Sicil Puanı ve Ceza Puanı gibi somut verilerin dikkate alındığı son derece objektif bir süreç sonucunda” İngiltere’deki NATO görevine seçilmişti.
HEPSİ EMEKLİ EDİLDİ
Tümamiral Semih Çetin de “Nerede Kalmıştık? Kumpas Açığa Çıktı” adlı kitabında şöyle yazdı: “Orgeneral Akar, Balyoz sürecini çok iyi biliyordu. Kolordu’daki görevinden ayrılmadan önce Hasdal’a yaptığı son ziyarette, öncelikli görevinin Balyoz davası olacağını söylemişti. 2012 Yüksek Askeri Şûra toplantısı öncesinde tutuklu Korgeneral Korkut Özarslan’a, bekleme süresini dolduran tutuklu amiral ve generallerin görev sürelerinin uzatılacağı mesajını vermişti. Ancak bu durumda olanlar aynı Şûra’da emekli edilmişti.”
AKAR’A SERT ELEŞTİRİLER
CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri Veli Ağbaba, Özgür Özel, Nurettin Demir ve Muharrem Işık o dönemde tutuklu olan Balyoz sanıklarını Hasdal ve Hadımköy’de ziyaret ettiler. Balyoz sanıkları, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar’a sert eleştiri yönelttiler. Akar’ın Balyoz davasında hiçbir deneyimi olmayan Binbaşı Ahmet Erdoğan’ı bilirkişi olarak atamasının gerekçelerini anlatmasını istediler.
Ağbaba, ziyaretleri sırasında tutuklu komutanların kendilerine şunları aktardığını söyledi:
“Davada askeri bilirkişi olarak görev yapan Binbaşı Ahmet Erdoğan gerçeğe aykırı, varsayıma dayalı, farazi bilirkişilik yapmıştır. Hepimizi yakmıştır. Demiştir ki, ‘Bu belgeler gerçekse eğer darbe girişimi vardır. Şu an Kara Kuvvetleri Komutanı olan Hulusi Akar, 3. Kolordu Komutanı iken kendisinden askeri bilirkişi isteyen savcıya, bilirkişi olarak kendi icra subayı Erdoğan’ı atamıştır.”
Akar, 2009- 2011 yılları arasında 3. Kolordu Komutanlığı yaptı.Hasdal ve Hadımköy askeri cezaevleri ona bağlıydı. Bu yıllarda tutuklu olan subayların neler yaşadıklarını öğrenmek istiyorsanız onları dinleyin.
“SEMİNER NE DEMEK?”
Dönemin 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız, “Askeri Savcı Bülent Münger’in kendisine geldiğini, seminer, askeri tatbikat gibi terimleri anlamadığını, bu terimleri kendisine anlatacak ve açıklayacak bir personel görevlendirilmesini ve mümkünse bunun ordu karargâhı dışından olmasını istediğini” söylüyordu. Erdoğan, o tarihte henüz akademiden bir yıl önce mezun, hiç plan tatbikatına katılamamış bir subaydı. Seminer, tatbikat gibi terimleri anlamayan bir “bilirkişi” yüzlerce subayın hayatını etkileyen bu önemli davanın sonucunu belirleyecek raporu yazacaktı. Akar, neden Erdoğan’ı “bilirkişi” olarak görevlendirmişti, bilinmiyor.
Balyoz sanıklarından Deniz Kurmay Albay Dr. Yasin Türker, “Askeri bilirkişinin görevlendirilmesinde tanık olunan bu vurdumduymazlık, sorumsuzluk ve ciddiyetsizlik mutlaka sorgulanmalı ve Türk Silahlı Kuvvetleri, Balyoz Davası sürecinde kendi yaptığı yanlışlarla yüzleşmelidir. Bu keyfilikte payı bulunanların hiçbir şey olamamış gibi hayatlarına ve mesleki kariyerlerine devam etmeleri toplum vicdanında kabul görmeyecektir” diyordu.
NASIL KARA KUVVETLERİ KOMUTANI OLDU
Hulusi Akar nasıl Kara Kuvvetleri Komutanı olmuştu. Terfi sırasında birinci miydi? Orgeneral Akar, TSK’daki yaygın teamüllerin aksine, hiç ordu komutanlığı yapmadan Kara Kuvvetleri Komutanı oldu. Kara Kuvvetleri Komutanı olurken normal şartlarda Akar’ın önünde Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ve Korgeneral Korkut Özarslan vardı. Akar belki üçüncü sırada bile olamayacaktı. Ancak Pekin Ergenekon’dan, Özarslan Balyoz’dan tutuklanmış ve Akar’ın önü açılmıştı. “Talih” Akar’ın yüzüne böyle gülmüştü.
Yüksek Askeri Şura kararları 5 Ağustos günü açıklanacak. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Genelkurmay Başkanlığı’na gelmesi bekleniyor.
Vatana, millete hayırlı olsun!
Hikmet Çiçek
Yazıları posta kutunda oku