ANAM, ANAM, ANAM, ANAM
Yolsuzluk ve israf konusunda konuşmak tehlikelidir.
Neden tehlikeli olduğunu bir fıkra ile anlatalım:
“Üst düzey bir yönetici, memleket gezisinde Erzurum’da bir üniversiteye gitmiş, ülke sorunları hakkında yaptığı konuşmanın ardından
–Sorusu olan var mı? diye sormuş.
NAİM isimli öğrenci ayağa kalkmış ve
-Size bir sorum var, demiş;
-Yolsuzluk ve israf konusunda bu kadar yıpranmış olmanıza rağmen seçimi nasıl kazandınız?
Tam bu sırada zil çalmış ve Bakan
-İkinci derste devam ederiz, diyerek çıkmış. Derse yeniden girince;
-Nerede kalmıştık, diye sormuş.
Bu defa bir başka öğrenci ayağa kalkmış;
-Bizim sorularımızı cevaplayacaktınız, size üç sorum var, demiş.
Bir; yolsuzluk ve israf konusunda bu kadar yıpranmış olmanıza rağmen seçimi nasıl kazandınız,
İki; ders zili neden yarım saat önce çaldı,
Üç; NAİM nerede?.
Onun için biz bu konuda konuşmayalım ancak daha önce konuşanları ve konuşulanları şöyle bir anımsayalım:
Bir televizyon kanalında yapılan canlı yayın ve söyleşi de konuk, senelerin milletvekili Burhan Kuzu idi. Yönetici bayan; Türkiye’deki israfın boyutlarını sorunca, başını iki yana defalarca sallayarak ve kendine özgü konuşması ile aynen “Anam, anam, anam, anam…” dedi.
Böylece “boyutlarını” anlamış olduk.
Bir başka söyleşide konuk sanatçı, gene senelerin milletvekili Bülent Arınç idi. Program yöneticisinin; Türkiye’deki israfın yani gereksiz ve boşa harcanan paranın boyutlarını sorması üzerine “Türkiye’de israf önlense, vatandaştan vergi almaya hiç gerek olmaz” demişti.
Böylece yolsuzluk ve israfın “eni boyu” iyice meydana çıkmıştı.
Bunları biz söylemiyoruz.
Ülkeyi, devleti ve milleti, on üç seneden beri –güya– yönetenler söylüyor.
Durum böyle olduktan sonra, Türkiye’nin uğraştığı “tüm sorunların” altında başka bir neden aramak gereksiz olur.
Şimdi adama sormazlar mı:
-Yolsuzluk ve israf konusunda bu kadar yıpranmış olmanıza rağmen seçimi nasıl kazandınız?
Ama merak etmeyin, eninde sonunda kazananlar Atatürk’çü güçler olacaktır.