ABD nükleer anlaşmanın ardından, Ortadoğu’daki gücü Suudi Arabistan ve İran arasında dağıtmanın yolunu oluşturuyor.
İran ile cepheleşmeyi istemiyor, İran sorununu durgunluğa, Ortadoğu politikasını Soğuk Savaş çerçevesine taşıyor…
*
Nitekim, ABD-İran arasında sürdürülen görüşmelerin ilan edilmesinden beri İsrail ve onunla gizli müzakereler yürüten Suudi Arabistan işbirliğinin bir ürünü olarak,
Arap Ligi himayesinde, fakat İsrail kumandasında Ortak Arap Savunma Ordusu kurulmuştur.
Bu suretle İran’ın, Ortadoğu’da nüfuz ettiği alanlarda karşısında Sünni Arapların oluşturduğu, NATO uzantısı bir savunma örgütünü bulması öngörülüyor.
*
İsrail ve Suudi Arabistan siyasal alanda Körfez ülkelerinin demokratikleştirilmesi, İran rejimini ılımlılaştırma mücadelesini sürdürürken,
Bu noktada en önemli sorun; İsrail ve Suudi Arabistan’ın bağımsız Kürdistan ve Suriye ile Irak toprakları üzerinde Sünni Araplar için bir koridor oluşturma çabasının ya da,
Türkiye’yi, İran’ı ve Rusya’yı zayıf düşürme siyasetinin yol açacağı komplikasyonların nasıl gelişeceğidir.
*
Ortadoğu’nun derin bir krize düştüğü, bu krizin Türkiye’yi etkilediği, Filistin, Lübnan ,Mısır ve Libya gibi ülkelerin büyük sorunlarla karşı karşıya olduğu bu süreçte, şimdi de Doğu Akdeniz’de yeni bir işbirliği daha gelişiyor.
*
Bir süre önce, ABD Temsilciler Meclisi İsrail’i bulunduğu “Stratejik Ortaklık” dan “NATO üyesi olmayan Büyük Stratejik Ortak” lığa geçirmiştir.
Bu kararla beraber İsrail, ABD’nin “Avrupa ülkelerinin enerji alımındaki Rusya’ya olan bağlılığı önlenmelidir. Eğer Avrupa pazarlarına ulaşan enerji kaynakları çeşitlendirilirse enerji güvenliği temin edilir ” konseptinin uygulamasına dahil olmuştur.
Şimdi İsrail, Rusya’ya karşı önlemler almak adına Doğu Akdeniz doğal gazını Avrupa’ya taşıyacak yeni bir doğalgaz boru hattının planlarını AB ile görüşüyor!
*
Türkiye by-pass edilerek İsrail, Güney Kıbrıs, Mısır ve Yunanistan’ın offshore sahalarının bağlanmasıyla oluşturulacak Doğu Akdeniz Boru Hattı ile gazın Mısır’dan ya da Yunanistan üzerinden diğer Güney Avrupa ülkelerine ulaştırılması öngörülüyor.
Enerji Alanında İşbirliği çerçevesinde Doğu Akdeniz’de deniz bölgelerinin sınırlarını belirleme konusunda görüşmeler yapılıyor.
Türkiye’nin de dahil olduğu münhasır ekonomik alanlar ve Doğu Akdeniz’deki petrol, doğalgaz ve balıkçılığın da ekonomik paylaşımlar konusu olması ön plana çıkıyor.
*
Türkiye’yi dışlayan bir Doğu Akdeniz uzlaşısında, son zamanlarda Kıbrıs sorununda kesik olan müzakere süreci KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “Türklük” yerine “Kıbrıslılığı” ön plana çıkaran vizyonuyla kaldığı yerden yeniden başlamıştır.
KKTC’nin Cumhurbaşkanı ile Kıbrıs Rum Kesimi’nin lideri, Kıbrıs’ta kalıcı barışın Türkiye’nin lehine olacağını, bu sayede Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarından yararlanma yolunun açılacağını vurguluyor.
Ancak Türkiye-İsrail arasında özür maddesinin aşıldığı, tazminat ve Gazze ablukasının kaldırılması koşullarının halen masada durduğu bir noktada, bunun nasıl sağlanacağı bilinmiyor.
*
Çünkü bu işbirliği, esas itibariyle enerji alımında Avrupa ülkelerinin Rusya’ya olan bağlılığını önlemeye yönelik olsa da,
Birincisi; bu ülkelerin Türkiye ile ilişkilerinde yaşadığı sorunlar,
İkincisi,Doğu Akdeniz’in savunma alanında karşı karşıya olduğu sorunları da kapsıyor.
Üstelik enerji ve ekonomi alanlarındaki işbirliği perspektifi de bu ittifakı pekiştiriyor.
Türkiye eksenli cephe görünümü veren işbirliği enerji, savunma,dış politika ve ekonomi konularında genişleme istidadı gösteriyor.
İsrail Başbakanı B. Netenyahu’nun Kıbrıs ziyareti çerçevesinde Rum lider N.Anastasiadis ile bir araya gelmesi işbirliğinin derinleşmekte olduğu algısını kuvvetlendiriyor.
*
Türkiye, bu işbirliğinin kendi güvenliğini hiçbir zaman tehdit etmeyeceği düşüncesindedir.
Çünkü,istediği zaman diğer ülkeler ile ilişkilerini tamir etme yoluna gidebileceğini, bu özellikle de işbirliğinde kilit ülke konumunda olduğunu öngörüyor.
İşbirliğinin enerji işbirliği beklentileri yüksek olsa da Türkiye’nin İsrail ile yakınlaşması halinde doğal gazın Avrupa’ya iletiminde maliyetler ve AB’nin tutumu nedeniyle, İsrail’in dikkatinin Türkiye’ye döneceği düşünülüyor.
*
Ama Ortadoğu zorlu düşüncelerin,hesaplaşmaların,entrikaların, tefrikaların coğrafyasıdır.
Bir diğer iddia “Konstantinopolis” idealidir.
Bunun bir ayağı Birleşik Kıbrıs’la Enosis’in ya da Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması, Yunanistan’ın ” Megali idea” dan Türkiye’ye sarkması,
Diğer ayağı ise nükleer anlaşma konusunda İran ile yürütülen görüşmelerle ABD’nin gelişen ilişkileri doğrultusunda İran’ı kendi sistemine dahil etmesi, İran’a bölgesinin konvansiyonel güc olma fırsatı vermesi;
O sırada TANAP ve Türk Akımı boru hatları projelerini saf dışı ederek Türkiye’nin bypass edilmesi,
Bunların yerine İran, Kürdistan ve Azeri enerji kaynaklarını “Büyük Ermenistan İdeali” başlığında Güneydoğu, Doğu ve Karadeniz yönünde yeni bir hat ile Avrupa uluslararası piyasalarına sürülmesi idealidir.
*
Bu coğrafya da hep hazırlıklı olunması gerekiyor…
2.8.2015
Bir yanıt yazın