“Savaşıyorsanız bedeli de olacaktır…”

NECDET BULUZ

Bir yandan IŞİD, öte yandan PKK’ya karşı başlatılan hava harekâtlarının başarı ile devam ettiğini görüyoruz. Ancak, daha önceden de konunun uzmanlarının söylediği “Bu hava harekâtları kara harekâtı olmadan başarıya ulaşmaz” açıklamaları bugünlerde yeniden yankılanmaya başladı.
Geçenlerde KRT’de Çağlar Cilara’nın konuğu olan Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu PKK’nın terör eylemleri ile ilgili operasyonların devam etmesi gerektiğini savunarak, “Mücadele yaparken karşılığına da katlanacaksınız, bedelini ödemek zorundayız” diye konuştu. Kuloğlu “Peş peşe saldırılarla güvenlik güçlerini hedef alan PKK terörü ülkeyi kaosa sürüklüyor. “Bu işten vazgeçilmemesi lazım, yapılanlar doğrudur, devamı gerekiyor” diyerek PKK’nın şehit ettiği askerlerle ilgili, “Mücadele yaparken karşılığına katlanacaksınız” diyerek operasyonların kesintiye uğramaması gerektiğini de savundu.
Şimdi burada şu sorular akla geliyor:
AK Parti Hükümeti’nin iki yıldır sürdürdüğü “Açılım” konusu bir hata değil miydi? Silah bırakmamada israr eden PKK ile yürütülen temaslar ve verilen onca bedelin karşılığı bu mu olmalıydı? Bu satırlar yazılırken, Güneydoğu’dan halen şehit haberleri geliyordu. Çatışmaların ise giderek yayılmaya başladığını görüyoruz. Göz dönmüş teröristler önlerine gelen her şeye saldırmaya başladı.
“Açılım” ile PKK güç kazanmadı mı? Eşkıya şehirlere kadar inmedi mi? Sorun sadece Kandil ile sınırlı mı kalacak? 20 yıldır yapılan silahlı çatışmalarda sona gelinmişken AK Parti Hükümeti ile terör örgütünün yeniden ayağa kalkması ne ile izah edilebilir?
Kaldı ki şimdi karşımızda bir de IŞİD belası var. İki cephede birden savaş vermekteyiz.
Şimdi dönelim Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu’nun söylediklerine:
“PKK’nın istekleri, Kürtçülerin istekleri bir bir yerine getirildi. Tavizler işi bu noktaya getirdi. PKK ne silah bırakmayı, nede silahları ile birlikte Türkiye’yi terketmeyi dikkate almadı ve böyle birşey yapacağım dese dahi yapmayacağını fiili olarak ortaya koydu. Terör örgütü ile müzakere ederseniz, masaya oturursanız bu masadan galip olarak kalkmanız mümkün değildir. Terör örgütünün belini kırmadan, örgütü etkisiz hale getirmeden yapılacak her türlü demokratik girişim sonuç vermez. Çözüm süreci faaliyetleri ile bunun çözülemeyeceği, böyle bir niyet olmadığı ortaya çıktı ama iş işten geçti. Şimdi bu duruma geldik. PKK ile mücadele yeniden başladı. Bu işten vazgeçilmemesi lazım, yapılanlar doğrudur, devamı gerekiyor, yapılması gereken yapılıyor. “Mücadele yaparken karşılığına da katlanacaksınız. Buraya bomba koyarlar, baskın yaparlar diye mücadeleyi yapmayız diyemezsiniz, o zaman bütün alanı teröristlere terketmiş olursunuz. Bedelini ödemek zorundayız. Bu kadar beklendiği için bedelini daha ağır ödemek zorundayız ama bunu yapmak mecburiyetindeyiz, bundan geri dönüş yok, sonuna kadar mücadele edilmeli. Şu anda PKK kampları vuruluyor havada. Bunların haberini uçaklar kalktığı zaman PKK’ya iletiyorlar. Geçtiği noktaları bildiriyorlar. Oradaki sabit tesislere zarar veriliyor ama insan kaybının çok fazla olabileceği kanaatini taşımıyorum, çünkü onlar saklanıyorlar. Onlar mağaraların içine giriyorlar. Bunun haberini alıyorlar. Bu noktaların istihbaratı nereden geliyor. Eğer bilgi ABD’den geliyorsa kesin olarak bu operasyonun yapılmaması lazım. Çünkü ABD, IŞİD ile mücadelede PYD’yi kullanıyor ve PYD’nin müttefiki durumunda. PYD ise PKK’dır. Dolayısıyla PKK’nın bölgedeki IŞİD ile mücadelesinden dolayı ABD ile müttefiklik ilişkisi vardır. Resmi değil ama fiili müttefiklik içerisine girmiştir. Bir noktada Amerikan Hava Kuvvetleri PYD’nin hava kuvvetleri gibi işlem görür duruma gelmiştir. PYD-PKK’yı müttefik olarak kabul eden ve onunla işbirliği yapan bir ülkenin PKK’ya karşı yapılan harekatta Türkiye’ye doğru hedef vermesini akılla mantıkla bağdaştırmak mümkün değil. İstihbaratın mutlaka kendi kaynaklarımız tarafından elde edilmesi gerekir.”
Kandil’deki PKK kamplarına yapılan hava operasyonları ile ilgili açıklama yapan emekli komutan Haydar Ateş, kara harekatı olmadan PKK’ya operasyonların başarıya ulaşamayacağını söylüyor. KRT’de Çağlar Cilara’nın programına konuk olan Ateş çarpıcı önerilerde bulundu. Konumuz içinde yer aldığı için Haydar Ateş’in bu çarpıcı açıklamalarını da sizlerle paylaşmak istedik:

“Hava harekatının Kandil’deki PKK için yeterli olduğunu söylemek çok güç. Çünkü öncelikle hava harekatı kara harekatı ile birlikte icra edilmeli. Terörist karadadır. Hava operasyonları ile ilgili bombalanan hedeflerin kim tarafından verildiği de belirsizdir. Kara harekatı olmadan terör yuvalarını temizlemek zor. Irak’a yapılacak bir harekatın kara harekatı ile birlikte olması gerekirdi. Kara harekatının ilk hedefi ilk aşamada Musul ve Kerkük olmalı, çünkü buralar IŞİD tehdidi altında. Musul ve Kerkük’ün güvenliğini aldıktan sonra bu defa Kandil’e dönüp PKK’nın lojistik desteğini kesmek gerekir. Kandil’e yönelik lojistik desteğin kaynağı Erbil ve Süleymaniye bölgesidir, buralarda kontrol altına alınmalıdır, sonra Kandil temizlenebilir. Kandil’de ne kadar terörist var bunu da sorgulamak gerekir. Buradaki PKK’lıların çoğu PYD bölgesinde IŞİD ile çatışmaktadır.”
Şu gerçek açıkça görülüyor:
Yapılan ve yapılmak istenilen her şey sonuç almak üzerine kurulmalıdır, iş yarım bırakılmamalıdır. Bunun bedeli ödenecekse de ödenmelidir. Türkiye’yi bu işin içine sokanlar ve bugünkü konuma getirenler de bunun ince hesaplarını mutlaka yapmalıdır. Türkiye, bugün iki yıldır sürdürülen “açılım” saçmalığının ve yanlış Suriye politikalarının bedelini ödüyor, bu da böyle bilinmelidir.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/ necdet.buluz

NECDET BULUZ - erbil parlamento aaarsiv

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir