: At arabası Mercedes’i pert etti !..
Ahmet TAKAN
[email protected]
Seçimin hemen sonrasında, 10 Haziranda kaleme aldığım yazının sonunu “At arabası Mercedes’i yakalayıp köşeye sıkıştırdı” diye bitirmiştim. Aslında ADSIZ’ın sıkı takipçileri ne demek istediğimizi aşağı yukarı anlamıştı. Açık izahat isteyen okurlarımızın taleplerine ise ısrarla direndim. Vakti zamanını bekledim. Yıllardır AKP’nin pis tezgahlarını faş eden bir gazeteci olarak, 7 Haziran sonrası iktidarın kirli planlamalarının da ip uçlarını verirken o yazının bitiş cümlesinin önüne şu satırları koymuştum;
“Fakat!.. Şu andaki cari siyaset nedeniyle hiç kimsenin dönüp bakmaya fırsat bulamadığı bir yerlerde sessiz ve itidalli bir izleme süreci hâkim”
“Tüm yollar benim. Önüme kimse geçemez. Kalın kaportamı çizemezsiniz” deyip hız kadranının ibresini dibe vurduran, devletin hız tahditlerine kulak asmayan, şımarıkça cayır cayır lastik yakan Mercedes ile ağır başlı at arabasının kısa öyküsünde gelinen noktayı -Arif’e tarif gerekmez ama- şöyle izah edeyim;
Önceki geceden itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçlerimizin şer güçlerine ve bölücü terör örgütlerine karşı kararlı ve isabetli vuruşlarının ardından dün ekrana çıkıp açıklamalarda bulunan “Başbakan” Ahmet Davutoğlu’nu dinleyince küçük dilimi yuttum!..
Sanki 13 yıllık AKP iktidarı ve onun “Başbakanı” gitmiş bir gecede yerine başka birini oturtmuş gibiydiler. Gözlerimle izleyip, kulaklarımla işitmeseydim “bu o değil” derdim. Yine 180 derece dönüş yapmışlardı. Ama bu seferki dönüş öncekilerine nazaran daha keskin gibiydi. Neler söylüyordu, stratejik derinlikten, çözüm sürecinden, IŞİD’ten, Abdullah Öcalan’dan başka kuş tanımayan Ahmet Hoca;
“Operasyonlar durmayacak”, “ikinci bir emre gerek olmaksızın vur emri verdik”, “Türkiye kendi kararlarını Ankara’da alır”, “PKK-IŞİD eylemleri arasında paralellik var”.
Vay..Vay… Vay!..
Bakalım daha nasıl dökülecekler?..
“Ankara’nın şerrindense Brüksel’in şefaatine sığınanlar” Obama’nın beyzbol sopasını yiyince devletin şefkatli kucağına sığınmanın yollarına düşmüşler!..
Demek ki; Türkiye’ye İrlanda modeli gömlek uymuyormuş, uydurulamıyormuş. İmralı canisi Öcalan’ın reçeteleri, Dolmabahçe mutabakatları, Nevruz mesajları ile kamu düzeni sağlanmıyormuş!..
Vee!.. Sabrın da bir sınırı varmış…
Hele hele bakın; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kırmızı anayasasını bile sulandırmaktan geri durmayan, kendi çıkarları için kullanma kılavuzu haline getiren Recep Erdoğan’a ne oldu?..
Cuma namazı çıkışında, Ahmet Hoca’nın söylediklerine noterlik yaptı.
Fakaat, biz yine de ihtiyatlı olalım. Çünkü; bunlar sık sık gömlek değiştirmeleri ile namlıdırlar. Bugün Mersedes’e binenler araçları pert olunca hiç tereddüt etmeksizin buldukları ilk fırsatta yabancı bir arabaya atlarlar. Tereddütte etmezler. Yeter ki saltanatları devam etsin.
Perte çıkan Mercedes ile at arabası öyküsünün bugünkü sonucu;
Devlet güvenlik kalkanlarını kaldırdı. Son söz milli iradenin…
Son raporlar
Ülkemizde yürütülen bölücü faaliyetlerin ciddiyeti bakımından Ankara’ya ulaşan son istihbarat raporlarını da aktaralım.
Gelen raporlarda, “PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yönetimince verilen talimat doğrultusunda, Van ili kırsalında faaliyet gösteren örgüt mensuplarının işbirlikçileri ile yaptıkları görüşmelerde; Van il merkezindeki her mahalleden halk üzerinde etkin, sözüne itibar edilen kişilerin tespit edilmesinin istendiği” ne dikkat çekiliyor. Ayrıca, “Her köyden de ileri gelen ve sözü dinlenen bir kişinin belirleneceği, bu şahısların, kırsala çağrılarak 5 günlük eğitime tabi tutulduğu, akabinde mahalle ve köylere geri gönderilerek bu şahıslar aracılığıyla halk ayaklanması komitesi oluşturulmasının planlandığı, devam eden sürecin bozulması veya Türk Ordusu tarafından Suriye/ Kobani bölgesine olası bir askeri müdahale yapılması durumunda, Van il ve ilçelerinde 6/7 Ekim 2014 tarihinde meydana gelen toplumsal olaylar benzeri halk ayaklanması organize edileceği” ifade ediliyor.
İstihbarat yetkililerince, PKK/KCK terör örgütünün yukarıdaki talimatının sadece Van’la sınırlı olmadığı, tüm Doğu ve Güney doğu Anadolu bölgelerini kapsayan bir talimat olduğu kaydediliyor. Terör örgütünün, sözde serhildan, profesyonel ve istihbarat timleri adı altında üçlü bir yapılanmanın oluşturulduğu bildiriliyor. Bahse konu timler içerisinde kırsal alanda silahlı/ideolojik eğitim almış şahısların faaliyet gösterdiği, mahalle ilçe ve il bazında örgütlenerek organize bir yapı oluşturulduğu, söz konusu timlere silah/mühimmat aktarımı yapıldığı,oluşturulan sözde istihbarat birimlerince başta güvenlik güçlerine yönelik olmak üzere keşif/istihbarat faaliyetlerinin yürütüldüğü verilen bilgiler arasında. “Bir başkaldırı durumunda haritalar üzerinde noktalar belirlenerek timlerin yerleştirilmesi için planlamalar yapıldığı, timlerce yapılan çalışmaların belirli aralıklarla kırsal alanda faaliyet gösteren BTÖ mensuplarına rapor halinde sunulduğu tespit edilmiştir. Önümüzdeki süreçte eylemlerin artarak devam edeceği, halk ayaklanmasına kadar gidilebileceği terör örgütün üst düzey sorumlularınca dile getirilmektedir” deniyor.
Bir yanıt yazın