PKK/PYD, IŞİD’i çökertme operasyonları ile birlikte bazı çevrelerin şu ağızlarından hiç düşürmediği “ABD ile müttefiklik”, “ABD ile ortak hareket” durumlarına bir bakalım isterseniz.
Önce bir noktaya, kırmızı çizgilerle dikkatinizi çekelim. ABD hizmetkarı PYD’li Salih Müslim’in “Suriye rejiminin ordusuna katılabiliriz” açıklamasına… Bu ifadelere çok şaşırmış olabilirsiniz ama öyle pek de hayrete düşecek bir durum yok. Hatta, “ABD PKK/PYD’yi sattı ondan mı acaba” diye de sorabilirsiniz. “Çakallar çok sıkıştı da ondan” derim ve şöyle izah ederim;
Şu meşhur ABD ile varılan yan maddelerini bildiğiniz mutabakatın en önemli maddesi şöyle;
“PYD’yi desteklerseniz mutabakat biter”
ABD’li yetkililer ile Ankara’da yapılan mutabakat görüşmelerinde bu madde metne tabii ki böyle girmedi. Görüşmelere katılan Türk Silahlı Kuvvetleri yetkilileri ABD’li muhataplarına “siz PYD’ye destek veren açıklamalar yaparsanız. Bu mutabakatın anlamı kalmaz” ı, “PYD’ye verilen desteği kabul etmiyoruz” u açıkça ifade etti. Suriye rejimine karşı mücadele veren ılımlı muhalefete desteğin önemine dikkat çekildi. Sonra diplomatik bir lisanla şu kayda geçirildi;
“ABD’nin desteği ile PYD hareketlerine devam ettirdiği takdirde mutabakatta uygulanması konusunda anlaşılan maddeler sıkıntıya düşer.”
Masada Ankara’nın tavrı çok netti; “PYD’ye verilen desteği kabul etmiyoruz”.
Tabii ki kafanızda ki bir diğer önemli soruda BOP eş başkanlığını yürüten AKP’nin bugünkü duruma nasıl geldiği. Daha önceki yazılarımızda dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalıştım başka çareleri kalmadığını. Uzun süredir “HDP bu işin tarafı olmaz” kendilerine gayet net anlatılıyordu. HDP’nin Kandil’in “silahsız tetikçileri” olduğu, “sözlerinin Kandil’e geçmediği,yalnızca aldıkları talimatı yerine getirdikleri” belgeleri ile masaya konuluyordu. Bardağı taşıran noktada şu net bir şekilde ifade edildi “yüzde 13’e siz sebep oldunuz”.
Hala devam eden ve kararlıkla devam edecek terör örgütlerine karşı Ankara’nın son duruşu ne?
“Türkiye’ye saldırıların kimden geldiğine bakılmaksızın karşılık verilir. Türkiye’ye ateş açmayacaksın.Açarsan misli ile karşılığını görürsün”.
Bu kararlık çerçevesinde bölücü hainlerin yurt içindeki inleri de vuruldu. Ankara’daki kaynaklar, “sınır dışında PYD hedeflerinin de vurulmuş olabileceğini” değerlendiriyor.
PKK’lı katillerin son operasyonlarda ne kadar kayba uğratıldığına ise, aralarında lider kadrodan isimler olmak üzere 200 rakamı veriliyor.
Biraz daha açalım;
Hakurk neden sürekli vuruluyor?
Burası öncelikle PKK’nın doğal yaşam alanı. Bir taraftan da sırtını İran’a dayadığı bölge. Hakurk devamlı ateş altında tutularak hainlerin İran’a sığınmasının önüne geçiliyor. Ayrıca, Dağlıca, Şemdinli, Aktütün’e yakın. PKK’lı hainlerin bu bölgeler bir gecede pusu atıp, geri dönmeleri çok kolay.
Türk Silahlı Kuvvetleri PKK’ya karşı başlattığı amansız ve çok başarılı mücadelede çok önemli bir şema çizdi. PKK’nın vurulan inleri insan vücuduna benzetildi. Şöyle;
Beyin; Kandil.
Sağ kol; Hakurk.
Sol kol; Metina,Sinat,Haftanin.
Kalp: Zap bölgesi.
Kalpçik; Avaşin
Mide-Bağırsak; Gora bölgesi.
Kahraman Türk askeri bu zehirli-irinli gövdeyi tamamen gömmek için çok yönlü çalışıyor.
Hala devam eden operasyonlarla ABD’ye “terör örgütü ayrımı yapmıyoruz. Nereden saldırı olursa oradan karşılığı anında alacaklar” mesajı bir kez daha yinelendi.
Son ve en önemli sıcak bilgi;
Kuzey Irak’a şer inlerine kara operasyonu kapıda…