NECDET BULUZ
Hükümetin IŞİD ve PKK’ya yönelik aldığı kararları doğru buluyoruz ve destekliyoruz. Devletin zirvesinden “Terörün her kesimi ile mücadele etmeye sonuna kadar kararlıyız” açıklamasını da önemsiyoruz. Ancak, yapılanlarda da geç kalındığının altını çizmek istiyoruz.
Ancak, “Keşke bugünlere gelmeden bu işi baştan çözebilseydik” demekten de kendimizi alamıyoruz. Çünkü AK Parti Hükümeti bir yandan terör örgütü PKK ile “çözüm süreci” adı altında masaya otururken, PKK ve yandaşları güçlendi, silahlandı, büyük kentlere indi.
IŞİD gibi kafa kesen, büyük terör estiren bir örgütle arasına gereken mesafeyi koyamadı.
Dikkat edilecek olursa bugün tehlikeli olan sadece Kandil ve dağdakiler değil, şehirlere inmiş olanlar da buna eklenmiştir.
Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır. Yıllardır konu ile ilgili yazdığımız yazılarda, PKK’nın şımartıldığını, güçlendiğini, şehirlerde örgütlendiğini yazmış ve ilgilileri de uyarmaya çalışmıştık. “Çözüm Süreci”nin bir gün çözüleceğini, başarı şansının olmadığını ve bugünleri yaşayabileceğimizi de bu uyarılar içinde vurgulamıştık.
Eğer, bugünlere geldiysek, bizi bugünlere sürüklemiş olanların hesap vermesi gerektiğini düşünüyoruz. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörün azdığı, PKK’nın şehirlerdeki kadrolarının harekete geçtiğini belirterek, konu ile ilgili olarak çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bahçeli “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, teröristlere övgüler düzen, şehitlerimizin kanına giren çürümüşleri kınamaktan dahi imtina eden ve terörle arasına mesafe koyamayan Kandil siyasetçileri hakkında hemen devreye girmeli, hukuku çalıştırmalıdır” diyerek ülkeyi bugünlere sürükleyenden hesap sorulması gerektiğini söyledi.
Bahçeli’nin konu ile ilgili açıklamalarına devam edelim:
“Türkiye bölücü, yıkıcı, ayırıcı, aynı zamanda silah ve şiddete sırtını yaslamış her türlü terör ve cinayet örgütünün hedefindedir. Bu gerçeği akıl ve vicdan sağlığı yerinde olan hiç kimse ihmal ve inkâr edemeyecektir. Bölgesel kaosun şarapnel parçaları, etnik ve mezhebi nitelikli kıvılcımlar ülkemizi beka düzeyinde risk ve tehditlere maruz bırakmaktadır. Bir yanda kafa kesen cani örgüt IŞİD, diğer yanda kafaya nişan alan kirli ve kiralık terör çetesi PKK, kanlı namlusunu aziz milletimize çevirmiştir. Türk milletine açıktan husumet besleyen küresel çevreler; mimarı oldukları vahşet projelerinin, yıkım planlarının kapsamına ülkemizi de dâhil etmenin zaman ve zemin şartlarını oluşturmaktadırlar. Milli huzur ve güvenliğimiz, sınır emniyet ve düzenimiz alçakça icra edilen saldırılara, sürekli tahkim edilen mütecaviz tahriklere maruz kalmaktadır. Nitekim tehlikelerin boyut ve yönü hiç olmadığı kadar yaygınlık ve etkinlik kazanmıştır. Irak ve Suriye’de hüküm süren belirsizliklerin, devamlı derinleşen çatışma ve gerilim atmosferinin çok vahim yankı ve sonuçları birer birer ortaya çıkmaktadır”
Aslında bugünlere adım adım gelmekte olduğumuzu hepimiz görüyorduk. Endişemiz de Türkiye’nin de günün birinde Ortadoğu batağından bir parça haline gelmesiydi. Bugün yaşananlar Türkiye için “Ortadoğu’ya hoş geldin” denilecek boyutlardadır.
Bu durum, ülkemizi güvensiz, endişe edilecek, yatırım yapılamaz, tatil gidilemez sınıfına sokacaktır. Daha çok başka riskler de vardır. Bir başka yazımızda bunlara geniş şekilde değinmeye çalışacağız.
Bahçeli’nin konu ile açıklamalarından bir bölümü daha sizlerle paylaşarak yazımızı sonlandırıyoruz:
“AKP hükümetinin teröre karşı gevşek tutumu, terör örgütleriyle şaibeli, sancılı diyalog ve ilişkileri Türkiye’nin elini zayıflatmakla kalmamış, korumasız, sahipsiz ve güvencesiz bir ülke haline gelmesine hizmet etmiştir. Çözülme süreciyle saldırganlığını takviye eden, moral depolayan, silahlanmasını hızlandırmanın yanında militan açığını da kapatan PKK, yine kan dökmeye, yine can almaya hız vermiştir. Her gün gelen saldırı ve şehit haberleri milli öfke ve infiali alabildiğine tırmandırmıştır. Artık dayanacak, sabredecek, sineye çekecek hal ve takat kalmamıştır. Adıyaman, Ceylanpınar, Kilis ve Diyarbakır’daki acı kayıplarımıza dün akşam saatlerinde yenileri eklenmiştir. Diyarbakır’ın Lice ilçesinde askeri konvoyun geçişi esnasında daha önceden yerleştirilen bomba yüklü araç ile aynı noktada yere döşenmiş el yapımı patlayıcının militanlarca uzaktan patlatılması, arkasından açılan yoğun ateş sonucu iki Mehmetçik şehit olmuş, dördü de yaralanmıştır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyor, ailelerine ve milletimize başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Tüm itirazlarımıza rağmen, AKP’nin PKK’yla inatla yürüttüğü karanlık müzakereler sonunda ters tepmiş, Türkiye terörün kucağına atılmıştır. Bu kapsamda biriken, bilenen ve beslenen terörist emeller milletimize ağır fatura çıkarmıştır. Süreç ihaneti milli birlik ve kardeşliğimizin temellerine mayın döşemiş, geleceğimize tuzak kurmuştur”
[email protected]
www.facebook.com/ necdet.buluz
Bir yanıt yazın