ABD, AKP ve İsrail el ele, sırt sırta vererek IŞİD adlı bir canavar yarattı.
Bir Frankeştayn yarattı.
Bu caniler ordusu, bu vahşi, sapıklar güruhu, pazarlarda kadın satıyor… Irza geçiyor…
Basından okuduğumuza göre bir baba, bu vahşi, Ortaçağ kalıntılarına kızını teslim etmemek için zehirleyerek öldürmüş…
IŞİD gökten zembille inmedi elbette…
ABD, AKP, İsrail bilerek, isteyerek, planlayarak oluşturdu bu katiller çetesini… Hani “Taammüden” (kasten) adam öldürmek var ya hukukta… İşte ona benzer bir plan bu…
Bir program çerçevesinde…
AKP para ve silah yardımı yaptı… Örgüte katılmak üzere sınırımızdan geçenlere kolaylık sağladı…
Şeriatçı terör örgütünün yaralı komutanlarını ve militanlarını hastanelerimizde tedavi etti…
Onları korudu, kolladı, haklarında tek söz söylemedi… Söyletmedi…
Bir Amerikalı strateji uzmanı emekli albay IŞİD’in Ortadoğu için hazırlanması, eğitilmesi konusunda şunları anlatmıştı: “IŞİD’e verilen eğitim, Irak ordusuna verilen eğitimden çok daha (far superior) üstündür. Ürdün’deki gizli üstte ABD’nin elit özel kuvvetleri tarafından eğitildiler. CIA çok para harcadı!”
Peki, böyle bir çağdışı, insanlık dışı katiller sürüsünü destekleyen, besleyip büyüten ABD’nin hedefi neydi? Ne yapmak istiyordu?
YANITI ÇOK BASİT:
Ortadoğu’da yıkıma, çöküşe uğrayan BOP planına yeniden işlerlik kazandırmak, uğradığı Suriye bozgunu karşısında yeniden güç toplamak, bu ülkeye yeniden müdahale etmek…
Hem de bu işi terör çeteleri, terör örgütleri vasıtasıyla yapmak… Sonunda Ortadoğu’nun yeraltı ve yerüstü zenginliklerini talan etmek…
ABD emperyalizmi ve İsrail için insanın değeri yoktur. Onların tek düşündüğü şey, ülkesine götüreceği GANİMETTİR… Petroldür… Zenginliktir…
Ne demişti Churchill: “BİR DAMLA PETROL, BİR DAMLA KANDAN DAHA KIYMETLİDİR…”
İşte yüzyılımızın, emperyalizmin gerçeği budur…
İnsan hakları savunucusu (!) Batı, sadece Ortadoğu’da olup biteni seyrediyor…
Uygar dünya sadece seyrediyor…
ABD, AB ve İsrail Ortadoğu’nun parçalanmasından sonra eline geçecek petrol kuyularını düşünerek keyifle ellerini ovuşturuyor…
Bugün Ortadoğu’da tehlikeli bir oyun oynanmaktadır. Hedefte Suriye vardır. İran ve Türkiye ise sırada bekletilmektedir. Suriye’nin parçalanması, Türkiye’nin de parçalanması, büyük Kürdistan’ın, ikinci İsrail devletinin kurulması demektir.
Türkiye’nin bölücüleri de ellerini ovuşturarak, alıcı kuşlar gibi, Irak’ın, Suriye’nin parçalanmasını beklemektedirler.
BDP Başkanı Selahattin Demirtaş bu alandaki sevincini bir zamanlar şu sözlerle ifade etmişti:
“Irak bölünürse bağımsız Kürdistan devleti oluşacak. Suriye’de de özerk Kürdistan devleti oluşabilir. İran’da zaten Kürdistan eyaleti var. Bu durumda Iğdır’dan Hatay’a, Türkiye’nin güney sınırları resmen Kürdistan olacak…”
Ama Suriye halkı birlik, bütünlük olup liderine sarılınca hem ABD emperyalizminin hem de BOP Eş başkanlarının girişimleri sonuç vermedi. Tüm silah sevkiyatına ve muhalifleri kışkırtmalarına karşın Beşar Esat’ı deviremediler.
Şimdi yeni tertipler ve planlar peşindeler… Suruç Katliamı Amerikan emperyalizminin ürünüdür. Made in USA’dır. Suruç katliamının katilleri ABD ve İsrail’dir…
Şu, yadsınamaz bir gerçektir:
Yeryüzünün en büyük terör örgütü ABD’dir, İsrail’dir ve en büyük teröristi Obama’dır…
Saltanatını ve tahtını koruyabilmek için mazlum halkların kanını iliğini sömürmekte, kana doymamaktadır.
Onun en sadık müttefikleri ise Siyasal İslamcılardır.
Bu, her zaman ve her dönemde böyle olmuştur. Şeriatçılar, Ulusal Kurtuluş Savaşında bile milli güçleri sırtından bıçaklamışlardı…
Şimdi bu oluşumun içerisine, bu kanlı emperyalist yayılma politikasının içerisine DESTEKÇİ olarak Y-CHP de çekilmek istenmektedir. CHP’nin yurtsever tabanı bu oyuna gelmemelidir…
Ama Kılıçdaroğlu bir emir eri gibi görev beklemektedir. Kemal bey bir “Alıcı kuş” gibi tertibin üzerine atılmaya hazırdır… Hazıroldadır… Kürt açılımını AKP ile birlikte sonlandırabilmek için kolları sıvamıştır…
Ve şöyle demektedir:
“Biz de varız… Biz sizlere AKP’den daha iyi hizmet ederiz… Üstelik biz ona göre daha çağdaş, daha modern bir partiyiz, sakın bizi göz ardı etmeyin, sonra çok yanılırsınız…”
“İyi komşuluk ilişkileri”, Atatürk’ün “Mazlum milletleri destekleyen antiemperyalist politikası” onun umurunda bile değildir…
Bir zamanlar, Ekim 2014’te o, Obama’nın “Ordum” dediği peşmergelere yardım etmek için TBMM’nin yeni bir tezkere çıkarmasını önermişti, şunları söylemişti: “Halkımızın akrabalarını IŞİD terör örgütünün öldürmesine izin vermeyelim.” “Akrabalarımız” dediği, Ayn El Arap (Kobani) bölgesindeki PKK’nın Suriye kolu PYD ve onun silahlı gücü YPG güçleriydi.
ŞU BİLİNMELİDİR:
Çağımızın bir tek devrim gerçeği vardır günümüzde:
Dünya, bu emperyalizm belasından kurtulmadıkça, onu tarihin mezarlığına gömmedikçe, milletlere, halklara rahat yüzü yoktur…
Dünyamızı ise kurtuluş savaşları kurtaracaktır… Kurtuluş savaşları Ortadoğu’dan, Latin Amerika’dan, Asya’dan, Afrika’dan başlayacaktır…
Devrim güneşi dünyanın sömürülen mazlum milletlerinden doğacaktır…
Bir yanıt yazın