BAYRAM BİTTİ SEYRAN BAŞLADI
Ramazan Bayramı da bitti.
Büyükleri, akrabaları, eş ve dostları ile bayramlaşmak istemeyenler, imkanları dahilinde tatile çıktılar.
Tatil dönüşlerinde de birçok kazalar oldu ve bir kısmı da ölümle sonuçlandı. Allah Rahmet etsin.
Siyasi Parti liderleri ve Milletvekilleri de gösteriş Bayramlaşmalarını yaptılar ve de hükümet kurulması konusunda senaryolar ürettiler.
Günler geçip giderken ömürler de tükenmektedir.
Temmuz ve Ağustos ayı Türk Milleti için çok önemli aylardır.
Bundan 41 yıl önce 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs’ta yaşayan Türklere yapılan Rum zulmüne dur diyebilmek ve Türklerin katledilmelerine son verebilmek için Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit idi. Koalisyon ortağı da MSP Lideri Başbakan Vekili Necmettin Erbakan’dı. Şartların zor olmasına rağmen Milli Güvenlik Kurulu toplandı ve Ecevit’in talimatıyla müdahale yapılmasına karar verildi.
20 Temmuz 1974 sabahı Türk ordusu adaya sabah 6.05 ten itibaren çıktı. 22 Temmuz 1974 tarihinde ateşkes ilan edilinceye kadar Türk Birlikleri Girne’ye girdi, Lefkoşe’ye yöneldi. Böylece Girne-Lefkoşa hattı birleşti.
Ancak, 8 Ağustosta Rum Milli Muhafız Alayı ve EOKA-B ele geçirdikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmadıklarından “Ayşe Tatile Çıksın” Parolası ile 13 Ağustos 1974 de Türk birlikleri ikinci harekatı başlattı. Türk Birlikleri 14 Ağustos’ta Başkent Lefkoşa’ya, 15 Ağustos’ta da Lefke ve Magosa’ya girdi.
Harekat neticesinde bir taraftan Magosa’ya diğer taraftan Lefke’ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi.
Harekata devam edilse idi Kıbrıs’ın tamamı alınabilirdi.
Bu harekatın sonunda 1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti, 15 Kasım 1983’te ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.
Kıbrıs Barış Harekatı sonucunda Türk Silahlı Kuvvetlerinden 498 şehit ve 1200 yaralı verilmiştir. Kıbrıs Türk Tarafı ise, 70 mücahit ölü, 270 sivil ölü, 1000 yaralı vermiştir. Kıbrıs Türkleri genel olarak 1672 şehit ve binlerce yaralı vermiştir.
Rumlar ve Yunanlılar ise 4 bin ölü, 12.000 yaralı vermiştir.
Bilindiği üzere Gazi Mustafa Kemal’in başkomutanlığını yaptığı 26 Ağustos 1922’de başlayıp, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da zaferle sonuçlanan Başkumandanlık Meydan Muharebesi sonucunda, ülkemizi işgal eden başta Yunanlılar olmak üzere işgal birliklerinin ülke sınırlarımızı terk etmeleri sağlanmıştır.
Bu savaşlarda binlerce şehit ve binlerce yaralı verilmiştir.
Allah hepsinden razı olsun ve şehitlerimizin hepsinin mekanları cennet olsun.
Geçmişte yaşanılan sıkıntıların sonucu olarak bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti içerisinde çok daha rahat bir ortamda yaşamaktayız.
Ülke halkı olarak, siyasi çalkantıların yaşanmamasını ve kalkınmış müreffeh bir ülke’de yaşamak istemek hakkımız olsa gerek.
Bu nedenle; şu an hükümet kurmak için çaba harcayan AK Parti, C.H.P., M.H.P ve H.D.P. nin birbirleri ile çekişmelerini değil, anlaşmalarını arzu etmekteyiz.
Ancak, Bayramlarda verilen Bayram mesajlarından ve bazı Milletvekillerinin ve de Danışman sıfatlı kişilerin Koalisyon yorumlarından, oyalama taktiklerinin yapıldığını, koalisyon hükümetinin kurulamayacağı işaretleri verilmesi gibi bir algı oluşturulmaktadır.
Erken seçim gündeme gelmektedir.
Kasım’da yapılması söz konusu olan erken seçime kadar Seçim Hükümeti de kurulsa üstünlük gene de AK Parti’de olacaktır. Bu ise AK Partinin işine yarayacaktır.
Devletin kaynakları elinde olan ve devamlı Devlet dairelerindeki kadroları atamalarla dolduran AK Parti avantaj yakalamaktadır.
Erken seçim de daha çok avantaj yakalayacağını düşünen ve daha çok milletvekili çıkarabileceği kanaati olan AK Parti Koalisyon Hükümetinin kurulabilmesi yönünde değil, kurulamaması yönünde değişik alternatifler ve görüşler ile işi zora sokacaktır.
C.H.P. ne kadar olumlu yaklaşsa da, işi çok zor.
M.H.P. fırsat kollamaktadır. Acaba tüm alternatifler bittiğinde biz AK Parti ile koalisyon kurabilir miyiz diye düşünebilir. Keşke olsa.
Keşke AK Parti ya C.H.P. ile ya da M.H.P. ile Koalisyon Hükümetini kurabilse. Çok zor.
Ülke ne kadar Hükümetsiz kalırsa bu AK Parti’nin işine yarar. Çünkü zaten Devlet şu an onların kontrolü altında. Öyle de olsa böyle de olsa, devleti istedikleri gibi kullanmaktalar.
Temmuz ve Ağustos ayları ülkemizin kurtuluş aylarıdır. Başarı ile doludur.
Temennimiz Ağustos ayı sonuna kadar ülkemizde yeni bir Hükümet Kurulma başarısının olmasıdır.
Millet olarak, barış, huzur ve ekonomik yönden kalkınmış bir ülke istiyoruz.
Sevgili okurlar, sizce bugünleri görebilecek miyiz?
20.07.2015
Zekeriya TÜMER
Ulusalhaber1881@gmail.com
Bir yanıt yazın