Fransız yönetimi altında 1,5 milyon kişi hayatını kaybetmiş (Scotsman, 17 April 2006), çok sayıda kişi de işkence ve kötü muameleden geçmiştir. Cezayirliler bu olayları ‘Cezayir Soykırımı’ olarak adlandırırlar.
Fransa soykırımı kabul etmek bir yana, olaylardaki sorumluluğunu dahi kabul etmiş değildir. Paris Hükümeti’ne göre tüm bu olaylara tarihçilere bırakılmalıdır.
Cezayir Devlet Başkanı Abdulaziz Bouteflika ise Fransa’nın Cezayir’de sadece insanlara karşı değil, insanların kimlikleri ve kültürlerine karşı da bir soykırım uyguladığını iddia etmiştir.
Cezayirli üst düzey bir idareci olan ve Mayıs 1945 Vakfı’nın Başkanı Muhammed El Korso “Fransızlar ve uluslararası kamuoyu bilmelidir ki Fransa Mayıs 1945’de gerçek bir soykırım işlemiştir” demiştir.BBC
Yine Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Bouteflika da “Cezayir sömürgecilik ve bağımsızlık savaşı dönemlerinde işlenen tüm bu suçların Fransa tarafından kabul edilmesini beklemeyi hiçbir zaman bırakmamıştır” demiştir.BBC
Cezayir 2005 yılında da Fransa’dan sömürgecilik dönemi suçları nedeniyle özür dilemesini istemişti. Sadece 1945 Masyı ayında 45.000 Cezayirli Fransaız güçleri tarafından katledildi.
Fransa Devlet Başzkanı Jacques Chirac sert eleştiriler üzerine 2005 yılında “Tarih yazmak tarihçilerin işidir, hukukun değil” demiştir. Aynı şekilde ülkenin Başbakanı Dominique de Villepin de “geçmiş hakkında konuşmak ya da yazmak parlamentoların işi değidir” demiştir. Aynı Fransa’nın Ermeni soykırım iddialarını Meclis’İndne geçirmesi kaydadeğer bir durumdur.
Ermeni soykırımı yalanıyla Türkiye’yi sıkıştıranlar, yakın geçmişte milyonları katletti
Fransız milletvekilleri Ermeni soykırımı yasa tasarısına ‘evet’ dedi. Fakat her ‘evet’ , Fransızlara utandıkları Cezayir gerçeğini hiç bir zaman unutturamıyacak.
12 Ekim 2006… Fransa meclisi genel kurulu, Sosyalist Parti’nin sunduğu sözde Ermeni soykırımını reddetmenin suç sayılmasını öngören yasa teklifini kabul etti. Yasa teklifi 19’a karşı 106 oyla kabul edildi. Teklifin yasalaşması için Senato’nun da onayı gerekiyor. Yasa teklifinin Senato’ya götürülme kararı ise hükümetin elinde bulunuyor. Meclis genel kurulunda bugün yapılan tartışmalarda hükümet adına konuşan Avrupa İşlerinden sorumlu Bakan Catherine Colona, teklife karşı çıkmıştı. Yasa teklifi, sözde soykırımı reddedenlere, bir yıla kadar hapis ve 45 bin avro para cezası verilmesini öngörüyor. (6)
Atatürk Üniversitesi (AÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, ”Fransa, 1945 Yılında 1.5 milyona yakın Cezayirliyi katletmiştir. Üstelik bu bir iddia değil belgelerle fotoğraflarla, filmlerle apaçık ortada olan büyük bir gerçektir” dedi. (3)
Tarihin utanç sayfalarından birine ait bu görüntüler. Çadırın önünde ellerini kaldırmış, silahsız, savunmasız bir Cezayirli… Kendisiyle konuşulmasını bekliyor. Ancak Fransız askerlerinden gelen, acımasız bir kurşun. Genç kadın için hayatının en korkunç günü. Tecavüze uğradığı iki Fransız askerinin arasında ve çıplak. Askerler, soykırım gününün anısına, ırzlarına geçtikleri kadınla hatıra fotoğrafı çektiriyor. Ve sokaklar… Sorgusuz sualsiz öldürülen Cezayirliler… Tek suçları, Cezayirli doğmak…
Dergibi yazarlarından Fadime Özkan bir yazısında:
“2004 Ekim’inde Cezayir’e yaptığım gezide, Fransızların Cezayir’de o yıllarda neler yaptığını, Cezayirlilere ne tür işkenceler uyguladığını belgeleyen fotoğrafları, görüntüleri, kanlı giysileri ve başka bir sürü şeyi içeren askeri müzeyi (Musee Central De L’armee) gezmiş ve -itiraf etmeliyim ki- içimden yükselen isyan ve öfkeyi bastıramadığım gibi, çoğu fotoğrafa da ilk saniyeden sonra bakamamış, çareyi gözlerimi yummakta bulmuştum. Bu katliam ve Cezayirlilerin verdiği şanlı Kurtuluş Savaşı yakın bir geçmişte yaşandığı için geride çok sayıda tarihi belge, fotoğraf ve kanıt var. Şurası kesin ki Fransa Cezayir’de büyük bir katliam yapmıştır.” şeklinde not düşüyor. (4)
8 MAYIS 1945, CEZAYİR SOYKIRIM GÜNÜ
Yıl 1945.. Günlerden 8 Mayıs.. Fransa için kurtuluş, Cezayir için soykırım günü. Fransız sömürgesi Cezayir, Nazi Almanyası tarafından işgal edilen Fransa’nın kurtuluşu için gençlerini savaşa gönderdi. Karşılığında sadece bağımsızlığını istedi Fransa’dan. Fransa teklifi kabul etti. Almanya’yı, Cezayirli askerlerin desteğiyle yendi.
Avrupa’nın derin bir nefes aldığı 8 Mayıs 1945, yıllarca Fransa’nın sömürgesi altında kalan Cezayir için yas günü. Özgürlük umuduyla Fransa’nın yanında Nazilere karşı savaşan Cezayirliler, zaferden sonra ülkelerine döndüklerinde hiç beklemedikleri bir tabloyla karşılaşmış. Fransız askerlerin on binlerce Cezayirliyi katletmesi karşısında adeta şoke olmuşlar. (2)
Yıllardır 8 Mayıs’ta anma törenleri yapan Cezayirliler, Fransa’dan ‘soykırımın kabul edilmesini ve özür dilenmesini’ bekliyor. Bu çağrılara ‘geçmişi tarihçilere bırakalım’ cevabını veren Fransa ise, başka bir tarihi yargılamanın peşinde. 2001’de Ermenilerin soykırım iddialarını yasalaştıran Paris yönetimi, daha da ileriye gidip, soykırımı inkar edenleri cezalandırmayı öngören yeni bir tasarıyı parlamentodan çıkarmaya çalışıyor. 18 Mayıs’ta Fransa Meclisinde başlayacak olan tasarıyla ilgili görüşmeler, Cezayir katliamının gölgesi altında yapılacak.
GÜNLERCE SÜREN KATLİAM
Fransa’nın zaferi, Cezayir’de bayram coşkusuyla kutlandı. Sokaklara dökülen halk, kendilerine verilen bağımsızlık sözünün tutulacağı düşüncesiyle, kutlama yürüyüşleri düzenledi. Ancak Fransa, verdiği sözü tutmadı. Yürüyüşe katılan halkın üzerine işgalci Fransız askerleri tarafından ateş açıldı. Katliam günlerce sürdü. Masum insanlar, evlerinden alınarak kurşuna dizildi. Köyler ve kasabalar bombalarla yerle bir edildi.
1945’te 19 yaşında olan ve Guelma’daki yürüyüşü organize edenlerin arasında yer alan Saci Ben Hamla, o günleri bütün detaylarıyla hatırlıyor. “Amacımız, hem zaferi kutlamak hem de bize bağımsızlık sözü veren Amerikalılara, İngilizlere ve Ruslara sözlerini hatırlatmaktı.” diyor. Bizi Cezayir’in banliyösündeki mütevazı evinde kabul eden Ben Hamla, gösteride Fransız, İngiliz, Amerikan ve Rus bayraklarının yanında bugün Cezayir’in bayrağı olan o dönemde bağımsızlık için mücadele veren Cezayir Halk Partisi’nin bayrağını da kaldırdıklarını belirterek, halkın yürüyüş boyunca özgürlük sloganları attığını belirtiyor. Yürüyüşün sonuna geldiklerinde kendilerini bekleyen Fransız jandarma birlikleri ile karşılaştıklarını söyleyen Ben Hamla, jandarmanın sivil halk üzerine ateş açmasıyla ortalığın karıştığını bildiriyor. Sonra da olağanüstü hâl ilan edilmiş ve Fransız ordusu katliama başlamış. “Saftık, o zamana kadar Fransızların bize katliam yapacağını hiç düşünmemiştik. Bize ihanet ettiler. Diğer müttefik ülkeler de sözlerini unuttu.” diyerek kafasını sallayan Ben Hamla, Fransız askerlerinin sonraki günlerde on binlerce Cezayirliyi katlettiğini söylüyor. Öldürülenlerin bir kısmı şehrin dışında açılan büyük çukurlara gömülürken, bir kısmı ise şehri ziyarete gelecek olan Fransız valinin ‘ceset kokularını duymaması’ için Ben Hamla’nın Nazi fırınlarına benzettiği ‘ölüm fırınları’nda yakılmış: “Guelma’nın dışındaki kireç fırınları ölüm fırınlarına dönüşmüştü. Öldürülen binlerce Cezayirli ölüm kamyonlarıyla bu fırınlara taşındı. Hepsini yaktılar. Yanan cesetlerin kokusunu duyuyorduk.” (2)
O gün 17 yaşında olan ve Setif’teki yürüyüşe katılan Said ise (soyadını söylemek istemedi), öldürülen Cezayirlilerin kamyonlarla taşınarak Kherrata nehrine döküldüğünü söylüyor. “Hatta bazılarını canlı canlı kamyonlara attılar.” diyerek yeniden o günlere dönen yaşlı Cezayirli, Fransa’nın kendisi için hâlâ ‘düşman’ olduğunu bildiriyor. Setif’teki yürüyüşün sonunda Cezayir bayrağını indirmeye çalışarak üzerlerine ateş açan Fransız polisine taşlarla saldırdıklarını söyleyen Said, ardından Fransız askerlerin geldiğini belirterek, “Sokaklarda gördüklerini öldürüyorlardı. Kadınlara tecavüz ettiler. Hamile bir kadını karnından bıçakladılar. Tüm bunları gördüm.” şeklinde konuşuyor. Ben Hamla ve Said, yürüyüşleri tertip edenlerin olay çıkmaması için gösterilere katılan halkı silah ve kesici aletlerden arındırdıklarını söylüyor. (2)
İNSANLIĞIN BİTTİĞİ ANLAR….
Fransız askerleri, tek suçları ülkelerinin bağımsızlığını istemek olan yaklaşık 45 bin Cezayirliyi katletti. Kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden onbinerce Cezayirli, Fransız askerlerinin kurşunlarıyla can verdi.
ÖLDÜRMEK YETMEDİ TECAVÜZ ETTİLER
Askerler, yolda karşılarına çıkan Cezayirlileri rastgele öldürdü. Öldürmekle yetinmeyen Fransız askerleri, Cezayirli müslüman kadınlara tecavüz etti. İşte hortumla yıkanan bir kadın. Askerler, kadını tecavüze hazırlıyor. Ve bir başka genç kadın. Irzına geçen askerlerin arasında ve çıplak. Askerler, zorla, kadının fotoğrafını çekiyor.
Cezayir’de bunlar olurken, Fransa’nın savaşı kazanması için ölümü göze alan Cezayirli gençler ülkelerine dönüyordu. Bağımsızlık hayaliyle yola çıkan gençler büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Onları, ölümün ve korkunun kol gezdiği sokaklar karşıladı.
HİTLER’İN FIRINLARI GİBİ…
Katledilen onbinlerce Cezayirlinin bir kısmı şehir dışında açılan dev çukurlara gömüldü. Bir kısmı ise, kamyonlara doldurularak kireç fırınlarında yakılmaya götürüldü. Cezayirlilerin cesetleri, Nazi fırınlarına benzeyen ölüm fırınlarında yakıldı. 1945 yılı, tarihe, Fransa’nın utanç yılı olarak kazındı. Tarih sayfalarına utanç olarak geçen bu katliam, Fransa tarafından görmezden geliniyor. Cezayir hükümeti, Fransa hükümetinden katliam konusunda defalarca özür talebinde bulunmasına rağmen, Fransa bu ayıbı bu güne kadar kabullenmedi.
Yazıları posta kutunda oku