HÜSEYİN MÜMTAZ
Bahçeli geçen hafta demişti ki;
“Türkiye’nin hayrı ve selameti için nasıl bir koalisyon modeline ihtiyaç duyulduğu her türlü izahtan varestedir…
Milliyetçi Hareket Partisi, bu dört maddeye hürmetle beraber riayet ve refakat gördüğü takdirde Türkiye’nin siyasi istikrarsızlık yaşamaması için beklenilen fedakârlıkları çekinmeden gösterecektir”.
Biz de demiştik ki;
“Hayır, selamet, izah, vareste..
Hürmet, riayet, refakat, istikrar, fedakârlık..
Neyse ki lâtin harfleri ile yazılmış..
Kim yazmış, kimlere yazmış, çok mu uğraşmış, anlaşılsın diye mi, anlaşılmasın diye mi yazmış?”
https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/07/09/hangi-siyaset-turkiye/
Hükümeti kurma görevini aldıktan sonra hafta sonu tam iki günü Bosna’da geçiren Dâvutoğlu da dün dedi ki;
“Görüşmelere Kadir Gecesi’nin olduğu gün başlamış olacağız ve bayram öncesinde de ilk turu bitireceğiz. Bunlar bereketli günlerdir. Eğer gönüller açıksa zihinler de açılır. Zihinler açıksa, eller de açılır ve o eller güzel bir Türkiye için birleşebilir. Böyle bir güne, böyle bir haftaya denk gelmiş olması bu görüşmelerin de ilahi bir tevafuk olarak değerlendirelim… Muhataplarımıza bugünlerin anlayışı, psikolojisi ve feraseti içinde yaklaşacağız… Eğer onlardan da aynı feraseti görürsek inşallah hayırlısıyla ülkemizi bir an dahi hükümetsiz bırakmayacak bir formülde, hükümet ortaklığında buluşma imkânı olur” demiş.
Kadir gecesi, bayram, bereket, ilahî, tevafuk, muhatap, feraset…
Ben bu açıklamadan, 63’üncü Cumhuriyet Hükümeti’nin çağdaş hangi ilkeler gözetilerek kurulacağını çıkaramadım.
Fakat Lâtin harfleri ile yazılmış olma beraberliği dışında Bahçeli ile Dâvutoğlu’nun, düşüncelerini açıklama, söyleme yolunda özenle seçtikleri son derece belli kelimelerde fikir/gönül beraberliği olduğunu da keşfettim.
Bahçeli; “Hayır, selamet, izah, vareste.. Hürmet, riayet, refakat, istikrar, fedakârlık..”
Dâvutoğlu; “Kadir gecesi, bayram, bereket, ilahî, tevafuk, muhatap, feraset…”
Gördüğünüz gibi “DİL’DE BİRLİK” sağlanmıştır sayın seyirciler..
İfade şeklinden anlaşıldığı kadarıyla “FİKİR’DE BİRLİK” de tamamdır.
Yolun üçte ikisi geçilmiş.
Kalmış “İŞ’DE BİRLİK”..
“İki bayram arası” anlayışına ters düşmekle beraber onu da çok yakında göreceğiz anlaşılan..12.07.15
NOT: 45 güne kurulu saatin tik/takları çalışırken Bosna’da iki gün geçirme meselesi.. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, “soykırım”ın 20’inci yılına gitmesine en ufak bir itirazım yok.. Şekline var.. 2 saatliğine gidilip, dönülebilirdi. Yahut bir başbakan yardımcısı ile beraber, müstafi hükümetin on bakanı da gönderilebilirdi. Anıt mezardaki iki saatlik törenin dışında kalan iki gün boşa geçmiştir.
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Bir yanıt yazın