Yeniçağ yazarı Servet Avcı “Türkiye’de milliyetçilik neden yükselmiyor-(2)” başlıklı yazısında Türk Milliyetçiliğinin Türkiye’de neden yükselmediğini kendisine dert edinmiş ve bunun sebeplerini kendince şöyle sıralamış:
– Ya milliyetçiler, toplumu yaklaşan tehlikeler karşısında ikna edebilecek inandırıcılıktan uzaklar,
-Ya milliyetçilerin ‘tehlike’ olarak gördüğünü, uğruna milliyetçilik yapılan o millet ‘tehlike’olarak görmüyorlar!..
– Ya da Millet tehlikeyi sezse de çözümün ’o milliyetçiler’ eliyle gerçekleşeceğine inanmıyor… Yani yetersizlik duygusu veya güvensizlik hâkim…”
…
Servet Avcı böyle sıralamış Türkiye’deki milliyetçiliğin neden bir türlü yükselemediğinin sebeplerini. Oysa soru yanlış! Soru yanlış olunca haliyle gösterilen sebepler de biraz yanlış oluyor! Çünkü Türkiye’de bir türlü yükselemeyen milliyetçilik sadece Türk Milliyetçiliğidir! Çünkü Türkiye’de diğer bütün etnik gruplara dayalı milliyetçilikler yükseliyor. Türkiye’deki Kürt Milliyetçiliği bile yükselerek %13’lere dayanmış bulunuyor. Kürt Milliyetçiliği, Irak’tan sonra Suriye’de devletleşme sürecine girmiştir. Kürtler kendi milli devletlerini resmen ilan etmek üzereler.
Milliyetçilik dünyada yükselirken, mesela Demokrasi’nin beşiği sayılan İngiltere, Fransa ve Almanya yıllardır Milliyetçi-Muhafazakar partilerce yönetilirken, Yunanistan’da Çipras adında bir adam, sırf milliyetçi söylemlerle iktidarı ele geçirmişken Türk Milliyetçileri neden yıllardır bir türlü iktidara gelemezler?
Kanaatimizce bunun tek sebebi vardır; o da Türk Milliyetçisi olduğunu söyleyen siyasal yapıların Türk Milliyetçiliğini yeterince temsil edemiyor olmalarıdır. Yani bize göre; her şey Servet Avcı’nın üçüncü seçeneğinde gizlidir. Millet, Türk Milliyetçiliğini temsil ettiğini söyleyen siyasal yapıları yetersiz buluyor ve onlara yeterince güvenmiyor. Bunu başka herkes söylüyor ama Türk Milliyetçileri bir türlü söyleyemiyorlar. Zira Türk Milliyetçiliği’ni temsil ettiğini söyleyen mevcut siyasal yapı tarafından aforoz edilmekten korkuyorlar.
Esasen Servet Avcı da bu korkusunu şöyle dile getirmiş aynı yazısında: “…Belki de doğru soru şuydu: Türkiye’de milliyetçilik yükseliyorsa, neden tamamıyla milliyetçi yapılarda temsil edilmiyor? Neden milliyetçiliğe düşmanlığını ilân eden yapılar bile bu potansiyelden daha fazla yararlanabiliyor? Eksik veya yanlış olan ne? Bunu tartışmak, ’yasak meyve yiyip, Cennet’ten çıkarılmak’la eşdeğerse, yani ’yasağı konuşup siyasetten uzaklaştırılmak’sa eğer, oradan bir sonuç çıkmıyor maalesef… Tartışma olmayınca bilim olmuyor, bilim olmayınca gelişme olmuyor… Taassupla da buraya kadar!..”
Oysa Türk Milliyetçileri için, artık itiraf etmenin ve özeleştiri yapmanın vakti kesinlikle gelmiştir. Mansur Yavaş’ı paspas yapıp, Ekmelettin İhsanoğlu’nu bayraklaştırarak Türk Milliyetçiliği yaptığını zannedenler inşallah bir gün yanlış yaptıklarını anlarlar ve umarım anladıkları o gün Türk Milleti ve Türk Milliyetçileri için çok geç olmaz.
Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını söyleyen birisinin “Doğu Türkistan” hatırlatmasına, siyasi anlamda “Fî tarihi” sayılabilecek bir tarihte olmak üzere; 2002 yılında gerçekleştirilen bir Doğu Türkistan ziyaretine ait görüntülerle cevap vermek Türk Milliyetçiliği için yeterli görülüyorsa; evet, bu anlamda Türkiye’de de Türk Milliyetçileri vardır! Varsın, Türk Milliyetçileri iktidar olmasınlar, bu görüntüler onları avutmak için yeter de artar bile!
Yazıları posta kutunda oku