Merhum Demirel’le ilgili küçük bir anı.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında bir memur kenti olan Ankara’da gıda ve tüketim mallarının aracıları ve aracı karlarını ortadan kaldırarak yeterli ve ucuz bir şekilde sağlanması sorununun çözümüne yardım amacıyla, Mustafa Kemal Atatürk (Cumhurbaşkanı), İsmet İnönü (Başbakan), Abdülhalik Renda (TBMM Başkanı), Celal Bayar (Başbakan) ve Fevzi Çakmak (Genelkurmay Başkanı) tarafından 21 Nisan 1925 tarihinde “Ankara Memurları İstihlak Kooperatifi” kurulmuştur.
Atatürk’ün direktifiyle çıkan 25 Mart 1925 gün ve 586 sayılı Tebliğle, kooperatife 4.000 memur ve hizmetlinin bir aylık maaşlarının yarısının, bu kişilerin hesabına kooperatife avans olarak ödenmesiyle oluşturulan 168.246 TL sermaye sağlanmıştır. Devletin yardımcı olmasıyla sağlanan avans altı ay sonra faizi ile beraber geri ödenmiştir. Bu çalışma kooperatifi başarıya götüren nedenlerin ilki olmuştur.
Atatürk’ün ölümüne kadar büyük bir özveri ile örnek çalışmalar yapan kooperatif ilk bilançosunu 1926 yılında 115.000 TL karla kapatmıştır. Bu rakam 1933 yılında kurulan Halk Bankası’nın kuruluş sermayesi olan 25.000 TL’nin 4,5 katıdır. Sonraki yıllarda çeşitli nedenlerle bu tarihi oluşum aktifitesini yitirmiştir.
Atatürk’ün anısı yok olmasın, tarihten silinmesin diye, bugün kooperatif Ayhan Üngör’ün olağanüstü çabaları ile Işıklar Caddesindeki TESKOMB nin binasında bir oda da hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır.
İstanbul’a gitmeden önce, bizde elimizden gelen yardımı yapıyor ve Kooperatifin yaşaması için çaba harcıyorduk. 3 sene de Kooperatifin Genel Sekreterliğini yürütmüştük.
Bu kooperatif 1980 yılına kadar son derece aktif bir çalışma içerisinde idi. O zaman ki yöneticiler Kooperatifi daha ileriye götürmekten ziyade, küçülterek en sonunda yok olma durumuna getirmişler.
Sonra biz arkadaşlarla kooperatifi ele aldık ve yaşatma mücadelesine başladık. Ancak, kooperatifin kasasında hiç para kalmamış, satış yapacak mağazası ve yeri yoktu.
İşte bu şartlarda bizler, Kooperatifin aktif çalışması için 9.cu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den yardım alabilmek için Kooperatifin Yönetim Kurulu üyeleri olarak Köşke gittik.
Atatürk’ün ve arkadaşlarının kurmuş olduğu Tüketim Kooperatifinin sıkıntılı döneminin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in desteği ile aşabileceğimizi düşünüyorduk.
Yönetim kurulu olarak bizi hoşgörü ve babacan tavrı ile karşıladı Demirel. Samimi ve içten bir hava estirdi. Güven duygumuz arttı. Cumhurbaşkanı konuyu çok iyi biliyordu. Bize nasihatler ve bilgiler sundu. Biz ise ondan kooperatifin satış yapabilmesi ve hayatını idame ettirebilmesi için, vakıfların binalarından veya hazinenin binalarından birisinin kooperatife tahsis edilmesini bekliyorduk. Merhum 9.cu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise, babacan tavrı ile bize şu nasihatte bulundu. “Parayı bulun, sonra gelin” dedi. Elbette, hepimiz şaşırmıştık. Biz zaten parayı bulsak, kooperatife yer tutar, satış yapar ve tarihi kooperatifin yaşamasını sağlardık. Kimseye de ihtiyacımız olmazdı. Ancak, yapılacak bir şey yoktu. Cumhurbaşkanımız böyle takdir etmişti. Bizlerde ilgisine teşekkür edip, köşkten ayrıldık.
Merhum 9.cu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, Başbakan iken Rahmetli Özal’da Cumhurbaşkanı iken, ben bürokraside görev yapmakta idim. D.Y.P. iktidarda idi. Maliye ve Gümrük Bakanı ise Sümer Oral’dı. Benim Genel Müdürlüğüm yazıldı, köşke kadar çıktı ve 6 ay sonra Merhum Demirel’in memleketlisi Ramazan Uludağ Gümrükler Genel Müdürlüğüne getirildi ve benim kararnamem köşkten Demirel’in emri ile geri çekildi. Ne yapalım devlet böyle uygun görmüştü, kaderimiz bu imiş. Bizde kızağa çekildik böylece.
Rahmetli Demirel ile böyle kısa da olsa bir anı yaşadım.
Ancak, gerçekten büyük siyasetçi ve devlet adamı idi. Dünü düşünmez yarını düşünürdü. Devletin kurallarını yerine göre uygulardı. O da her siyasetçi gibi yakınlarına elinden geldiğince yardımını esirgemezdi.
Büyük mücadelesi sayesinde 9.Cumhurbaşkanı da oldu ve kimseye kolay kolay nasip olmayacak büyük bir devlet töreni ile İslam köydeki anıt mezarında ebedi istirahatgahına defnedildi.
Her şeyin bir sonu vardır, bunu unutmamak gerek.
Allah Rahmet etsin.
Zekeriya Tümer
27.06.2015
Bir yanıt yazın