NECDET BULUZ
Son günlerde Bodrum’da yaşanan sıkıntılara bir yenisi eklendi. Suriye’den Türkiye’ye gelen sığınmacılar Bodrum sokaklarını, parklarını, sahilleri adeta işgal etti. Turizmin göz bebeği Bodrum’da günden güne artan sığınmacılar, turizmcileri, esnafı ve turistleri de rahatsız edecek boyutlara ulaşıyor. Sıkıntının her geçen gün büyümekte olduğunu görüyoruz. Görüntü kirliliği de giderek artıyor.
Bütün bunlara rağmen önlem alınıyor mu? Hayır. Bodrum’u turizmin göz bebeği olarak değerlendirenler bile sığınmacı istilası karşısında suskunlar.
Altını kalınca çizerek önce şu görüşümüzü vurgulayalım:
Savaştan canlarını kurtarmak amacı ile ülkemize sığınanlara kucak açmaya karşı değiliz. İnsani yardımların yapılmasını, bu insanların barındırılmasını her şeyden önce insani görevimiz olarak değerlendiriyoruz. Çoklarının perişan olduğunu, Çoluk çocuk-yaşlı ortalarda kaldıklarını da görmekteyiz.
Eğer, sınırlarımızı açıyor, sığınmacılara kucak açıyorsak onlar için gerekenleri de yapmak durumundayız. En azından kamplarda barınmaları sağlanmalı, gelenler kayıt altına alınmalı, her tarafa gelişi güzel yayılmaları önlenmelidir.
Bodrum’a bu insanlar nasıl geliyor? Getiriliyorlar. Simsarlar, bu işin ticaretini yapanlar sığınmacıları “Sizleri Avrupa’ya götüreceğiz” kandırmaca ile Bodrum’a getirip, paralarını alıp bırakıyorlar. Çokları perişan durumda Avrupa hayali yaşıyor. Bazıları kaçak botlarla Kos’a götürülüyor. Bazıları giderken yakalanıyor. Birçokları da botların batması ile hayatlarını kaybediyor.
İşte, bu işin ticaretinin yapıldığı bilindiği halde, Bodrum’un girişinde bunlar önlenemez mi? Yapılan kontrollerde kaçaklar yakalanıp, Bodrum’a girmeden belirlenen noktalara gönderilmeleri sağlanamaz mı? Hiç kuşkusuz önlem alınabilir ama nedenini biz de bilemiyoruz.
Kos’a kadar uzanan yolculuklarda bu adada da Suriyeli sığınmacılar var, ancak görüntü kirliliğine izin verilmiyor. Bunu da Kos’daki bir iş adamı arkadaşımız şöyle anlatıyor:
“Suriyeli sığınmacılar Kos’da da var. Belediye, gelenleri topluyor, kayıt altına alıyor, otellere veya boş olan yerlere yerleştiriyor. Yeme-içme sorunlarını da çözüyor. Daha sonra Mülteciler Komiserliği’ne bunların listesini verip, gereken para yardımından istifade ediyor. Kos’a geldiğiniz zaman, Bodrum’daki görüntülerin hiç birisi ile karşılaşmazsınız. Buna izin verilmiyor. Turizmciler, esnaf ve adaya gelen turistler bundan da rahatsız olmuyor.”
Bodrum Kaymakamlığı, Belediyesi, diğer yetkili kurum ve kuruluşlar artık günden güne artan bu sığınmacı sıkıntısını çözmelidir. Muğla Valiliğince bu konuda alınan bir karar var mı bilmiyoruz? Valiliğin de bu sıkıntı ve şikâyetlere kayıtsız kalmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Bodrum’daki sığınmacılarla ilgili bir başka söylenti de şöyle:
“Gelen sığınmacılar Türkmenlerden oluşuyor.”
Araştırdık, sığınmacılar arasında bir tek Türkmen’e rastlayamadık. Kaldı ki, bizim için insani yönden kim olursa olsun hepsi aynıdır. Bunlar çaresizse, aç ve susuzsa barınmaya ihtiyaç duyuyorlarsa bir ayırım yapmak mümkün mü?
Konu ile ilgili olarak MİSİAD Bodrum Şube Başkanı Derya Kürkçüoğlu ile görüştük. Kürkçüoğlu, Türkmenlerin Bodrum’a gelmediğini, onurlu insanlar olduğunu, böyle bir görüntü verecek pozisyonda olmadıklarının altını çizdi. MİSİAD Bodrum Şube Başkanı “Ayrıca Türkmen yetkilileri ile de görüştüm, Bodrum’a tek bir Türkmen’in gelmediğini teyit ettiler” dedi.
Sanıyoruz Kürkçüoğlu bugünlerde konu ile ilgili geniş bir açıklamada bulunacak, sığınmacılarla ilgili görüşlerini yansıtacak, bekliyoruz.
Sözü fazla uzatmaya gerek görmüyoruz:
Ortada bir sığınmacı sorunu varsa, bu da Bodrum gibi bir turizm kentinde çok önemli rahatsızlıklara neden oluyorsa yetkili olanların da gereken her türlü önlemi alması gerekiyor. Öncelikle, bunların Bodrum’a girişleri önlenmelidir.
Gelenlerin de kısa sürede toplanıp, belirlenen yerlerdeki sığınma yerlerine götürülmeleri kaçınılmaz durumdur.
Bütün sıkıntılara, şikâyetlere ve yayınlara rağmen her nedense yetkililerden bu konuda bir sesin çıkmamasıdır. Ortada bir sorun varsa, bu sorun da giderek artıyor ve kronik hale geliyorsa bunu çözecek olan kimdir? Yarın daha kötü olayların olması, hırsızlık, taciz ya da kavga ve cinayetlere varan olayların tırmanmasının önü alınabilir mi?
İlgililer şunu çok iyi bilmelidir:
Çaresizlik insanlara her şeyi yaptırabilir.
İş çığırından çıkmadan, sıkıntı daha da büyümeden gereken önlemleri zamanında almak, yaklaşan tehlikenin önüne geçmek anlamına da gelecektir. Artık yetkili olanlar suskun kalmasın.
Bu işler açılıştan açılışa, yemek davetlerine, düğünden düğüne koşmakla olmuyor. Her açılışta, davette, düğünde bir araya gelenler, acaba Bodrum’un giderek büyüyen bu sorunu karşısında neden seslerini çıkarmıyor? Neden bir araya gelip, soruna çözüm bulmuyor?
Bir sözümüz de Bodrum’daki siyasi partilerin temsilcilerine:
Ortaya çıkmak için mutlaka bir seçim mi olması gerekiyor? Eğer Bodrum’da yaşıyorsak, buradaki her sorun bizi ilgilendirir. Bu sorunlarla ilgilenmek, ilgilileri uyarmak ve Bodrum halkının yanında olmak ve bu sorumluluğu da her zaman üstlenmek sizlerin görevi olmalıdır.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın