1 milyon Suriyeli sığınmacı daha geliyor…

NECDET BULUZ

Artık karşımızdaki şu gerçeği herkes görmelidir:
Esad’ı devirmek amacı ile başlatılan yanlış Suriye politikaları Türkiye’yi bölgede en riskli en sıkıntılı ve geleceği karanlık bir ülke haline getirdi. Bugün resmi olmayan rakamlara göre Türkiye’de 2,5 milyon Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Her geçen gün bunlara yenileri de ekleniyor. Sıkıntı ise giderek büyüyor. İşin ilginç tarafı, turpun büyüğü torbada duruyor.
Bir gerçek daha var:
Türkiye Suriye’de Batılı güçlerin atlama tahtası oldu. Amerika’nın her yaptığına yeşil ışık yakarak bugünkü duruma düştü. Daha düne kadar sırtımızı sıvazlayanlar, mülteci akını karşısında kıllarını kıpırdatmıyor. Hiç kimse destek olmuyor. Türkiye her konuda olduğu gibi mülteci akını konusunda da yalnız bırakıldı.
İşin şakası yok. Türkiye, şu anda dünyada en çok mülteci alan, barındıran ülkesi haline geldi. Bu yükün altında giderek ezilmeye başladık. Ülkemize gelen sığınmacılar Türkiye’nin her tarafına yayıldı. Turizm bölgelerindeki sığınmacılar büyük sorun yaratıyor. Kentlere yığılanlar istenilmiyor. Tartışmalar, kavgalar çıkıyor. Dilenenlerin sayısı da arttı. Bu işin üstesinden nasıl gelinecek sonucu kimse tahmin edemiyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres mülteci akını konusunda Türkiye’nin durumunu “facia” olarak nitelendiriyor. Yalnız bırakılan Türkiye’nin daha da kötü duruma düşeceğinin mesajlarını veriyor. Yapılan çağrılara rağmen hiçbir ülke Türkiye için harekete geçmedi, geçmiyor.
Kaderimizle başbaşayız.
Gutteres’in konu ile ilgili şu açıklamalarına dikkat edecek olursak, sığınmacılar konusundaki konumumuzu daha iyi görmüş olacağız:
“Türkiye’de kayıtlı 1,8 kayıtlı Suriyeli mülteci var. Kayıtsızlarla 2 milyonu aşıyor. Türkiye’ye bu cömert politikası ve çok iyi standarttaki kamplardan ötürü minnettarız. Maalesef zengin ülkeler aynı cömertliği sergileyemiyor. İşlerin düzelmeden önce daha da kötüleşeceğine inanıyorum. Yaşananların Türkiye’ye maliyeti çok yüksek oldu. Bu nedenle özellikle de Avrupa, Kuzey Amerika ve Körfez ülkelerine Türkiye ile dayanışma göstermeleri için çağrı yapıyoruz. Türkiye yalnız bırakılmıştır. Avrupa daha çok mülteci alabilir. Vize politikalarını da gevşetebilir.”
Ortada bir çözüm yok. Kuru kuruya Türkiye’ye her zamanki gibi teşekkür ediliyor. Sıkıntının daha da büyüyeceğine dikkat çekiliyor. Yardım çağrısı yapılıyor ama kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Türkiye’ye akın akın gelen sığınmacılar konusunda bir çözüm bulunmadıktan sonra yapılan açıklamalar ve çağrılar ne işe yarayacak? Biz, çözüme bakarız.
Yazımızın başında turpun büyüğünün heybede olduğuna değinmiştik. 1 milyon sığınmacının daha sınıra dayanacağını da yazdık. Şimdi bu konuya bakalım.
Suriye’deki oluşumu kim ne derse desin perde arkasından Amerika yönetiyor. Devreye sokulan yeni plana göre Amerika, Tel Abyad’ı PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’ye teslim eden IŞİD ile mücadele adı altında burada yeni bir koridor açıyor. I
ŞİD, şimdi Azez kentine saldırı hazırlığında. Bu saldırıya da buranın boşaltılmasına kadar müsaade edilecek. Azez kentinin saldırıya uğraması demek, 1 milyon yeni Suriyeli sığınmacının Türkiye sınırına yığılması demektir. Örgüt, aynı zamanda Afrin ve çevresindeki bölgeleri de etkisi altına alarak burada yaşayanların tümünü Türkiye sınırına yığmayı hedefliyor.
Böyle yeni bir sığınmacı dalgası tehlikesi var ve bunu artık Türkiye’nin kaldırması da mümkün değil. İşte “Turpun büyüğü heybede” dediğimiz budur. Şimdiden biz bu tehlikeyi görüyor ve yetkilileri uyarıyoruz.
Bir başka gerçek de şu:
Suriye’nin Kuzey bölgesinde bir Kuzey Irak örneği yeni bir Kürt Bölgesi oluşturuluyor. Bunu yapan da Amerika’dır, destekçileri de Batı’dır. Her şey oldu-bittiye getirilecek. Türkiye ne kadar “Biz bunu kabul etmiyoruz” dese de görüldüğü gibi hiçbir şey yapamıyor. Yanı başımızda göz göre göre Kürt bölgeleri oluşturuluyor. Bunları seyretmekten başka bir şey de yapamıyoruz.
Şimdi soruyoruz:
Suriye politikalarının çöktüğünü söylediğimizde bunu kabul etmeyenler, Türkiye’yi dünyanın en çok mülteci barındıran ülkesi haline getirmişlerdir. Gelecekler de çabasıdır. Halen bu yanlış politikaları uygulamakta israr ederek hangi noktaya gelmek istiyorsunuz ve kimlere yardımcı oluyorsunuz?
Yanı başımızda Kürt bölgeleri oluşturuluyor. Kürtler en modern silahlarla donatılıyorlar. Halen bunlara seyirci mi kalınacaktır?
En büyük müttefikimiz Amerika, en değer verdiğimiz Suudi Arabistan ve Katar şu anda altımızı oymakla meşguller. Halen bunlara karşı sessiz mi kalınacak?
Daha sormak istediğimiz sorular çok ama yerimizin yetersizliğinden bugün bu kadarla yetiniyoruz. Konu bizim için, ülkemizin geleceği için son derece önemli. Yazmayı sürdüreceğiz.
[email protected]
[email protected]

NECDET BULUZ - fig 25 02 2018 08 14 49

Yorumlar

  1. Süleyman Tolun avatarı
    Süleyman Tolun

    Sayın hocalardan birinin önerdiği gibi sınırın Suriye tarafında 20 – 30 km’lik bir güvenli hattın Suriye ile anlaşılarak Türkiye tarafından tesis edilmesi gerekir tabii ki hükümetin Türkiye çıkarlarının aksi yönünde bir düşüncesi yok ise. TSK bu hattı havadan ve karadan savunabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir