TURKU VE KURDU KAPISTIRIP KURESEL PLANLARINI TURKIYEYI BOLEREK GERCEKLESTIRMEYE CALISDIKLARINI HIC BIR ZAMAN SAKLAMADILAR ZATEN ,, BOLUNME TARIHI OLARAK FRANSA-INGILTERE MUSTEREK PLANI ,, VE BOLUNMEYI BOP ILE VE ESBASKaNLARI ILE AMERIKA SAHIPLENDI
AHDP mitingine bomba koyan Orhan G. tutuklanırken arkasındaki küresel güçler de deşifre oldu.
Diyarbakır’da HDP’nin seçimlerden iki gün önce düzenlediği mitingde peş peşe patlatılan iki bomba ile 4 kişinin ölümüne 402 kişinin yaralanmasına neden olan saldırının perde arkasında küresel provokasyon çıktı.
Saldırının faili olan Orhan G. bir gün sonra Gaziantep’te yakalandı. Orhan G. “kasten öldürmek” ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından tutuklandı. Ailesinin 13 Ekim 2014’teki ‘kayıp’ müracaatı üzerine yapılan çalışmayla Orhan G.’nin Suriye’ye geçip IŞİD saflarına katıldığı ve buradaki kamplarda bomba eğitimi aldığı belirlendi. Saldırganın, 4 Haziran’da Diyarbakır’a gelerek bir otele yerleştiği belirlendi. Orhan G.’nin saldırı günü saat 10.30’da içinde bombaların bulunduğu bir poşetle otelden çıkışı kamera görüntülerine yansıdı. İlk bombayı miting alanındaki çöp kutusuna, ikinci bombayı da seyyar çay ocağı tezgahı sahibine bıraktığı belirlendi. Ağır yaralanan çaycının ifadesinde yanına gelen iki kişinin içinde dolar ile esrar olduğunu söylediği torbayı bırakıp, kısa süre sonra geri alacağını söylediği öğrenildi. Bombanın miting öncesi dedektör köpeklerle yapılan aramada bulunamaması ise çay tezgahında iki kez yeri değiştirilmiş olmasıyla açıklandı.
BOMBACI KAMUFLE OLDU
Görüntülerde bombacının otele saat 15.40’ta eli boş olarak döndüğü ve 16.15’te çıkış yaptığı tespit edildi. Tanınmamak için saçını kısa kestirip başına kırmızı, yeşil ve sarı bandana bağlayıp güneş gözlüğü takan bombacıyı Suriye ile irtibatta kullandığı ve istihbaratın takibindeki telefon hattı ele verdi. Cep telefon sinyallerinden Gaziantep’teki hücre evinde yakalanan saldırganı annesi de teşhis etti. Anne Emniyet’te görüntüleri seyrederken, “Bu sensin, neden yaptın” diye oğluna çıkıştı.
TALİMATLAR AYNI KİŞİDEN
MİT ve Emniyet’te oluşturulan özel ekip tarafından “gizlilik” kararıyla yürütülen soruşturma derinleştirilince saldırının perde arkasındaki küresel oyuncular da ifşa edildi. Seçimlerden önce kaos amaçlanan provokasyonun talimatını Orhan G.’ye Suriye’deki IŞİD kamplarında bulunan İlhan B.’nin verdiği öne sürüldü. İlhan B.’nin aynı zamanda mart ayında 3 İngiliz kızı Suriye’ye geçirmesinin ardından Şanlıurfa’da yakalanıp tutuklanan ve Kanada ile İngiliz istihbaratı çalıştığı ortaya çıkan Suriyeli Muhammed El Reşid’e de talimat veren kişi olduğu ortaya çıktı. Batı’dan gelen yabancı savaşçıları sınırdan geçirmekle görevli Reşid’in banka hesapları incelendiğinde İngiltere’den gelen paralar ve IŞİD’in karargahının bulunduğu Rakka’da, İngiliz komutanla olan bağlantısı tespit edilmişti. IŞİD kampındaki İlhan B.’nin de Kanada ve İngiliz istihbaratı için çalıştığı kaydedildi. Yetkililer önceki gün Diyarbakır’da HÜDAPAR üyeleri ile PKK’nın gençlik yapılanması olarak bilinen YDG-H arasındaki çatışmaların da aynı güçler tarafından yönlendirildiğini değerlendirdi. Yabancı istihbarat servislerinin bölgede iç çatışma çıkarıp Türkiye’yi istikrarsızlaştırmayı hedeflediği belirtildi. Öte yandan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz yaptığı yazılı açıklamada, konuya ilişkin 8 Haziran’da bir gazetede çıkan haberle ilgili “Soruşturmanın gizliliğinin alenen ihlal” gerekçesiyle soruşturma başlatıldığını söyledi.
Kaynak : Sabah
================================
PKK’NIN YAYIN ORGANI ÖZGÜR GÜNDEM’DEN SON SALDIRI ANALİZİ
Amed’de emniyetin; Hür Dava Partililere ‘PKK sizi vurabilir’, HDP’lilere ‘Hizbullah size saldırabilir’ tebligatı, yaşanan olayların planlı ve organizeli olduğunu gösteriyor. İki tarafa da ‘ölüm listeleri’ gönderen emniyet, yaşanan can kayıplarına rağmen ‘zafiyetimiz yok’ diyerek, işin içinden sıyrılmaya çalışıyor
AKP’nin kirli oyunlarının aleti olan polis Kürtleri birbirine kırdırmak için çalışıyor
Tendürek’ten Adana-Mersin’e, Çewlîg’e, Amed mitingi ve son cinayetlere kadar uzanan kirli oyunları halk boşa çıkarırken, Amed’de iki tarafa da ‘ölüm listeleri’ göndererek tebligat tiyatrosu oynayan polis, sokaktaki cinayetlere karşı parmağını bile oynatmıyor
POLİS KİRLİ OYNUYOR
HDP’nin Amed mitingine yapılan saldırının AKP’nin Suriye şubesi DAİŞ’in kullanıldığı iddiaları öne çıkarken, Baran cinayetinden önce ve sonra Diyarbakır Emniyeti’nin HDP ve Hür Dava Partililere değişik ‘ölüm listeleri’ gönderip bir yandan da bunları basına servis ederek kışkırtıcılık yaptığı kesinleşiyor
HAVUZDAN KAN DAMLIYOR
Cinayetten hemen sonra halka saldıran Hür Dava Partisi’ni kışkırtan havuz medyası ise yalanların tutmaması üzerine şimdi ‘uluslararası güçler’ diyerek provokasyonu bulanıklaştırma peşinde. Olayları DAİŞ ve ‘gizli servislere’ yıkan havuzcular, DAİŞ’in gerçek patronunun AKP olduğunu söylemiyorlar.
AMED /DİHA- Amed’de Yeni İHYA-DER Başkanı Aytaç Baran’ın silahlı saldırıya uğramasından sonra silahlı kontra grupları 3 HDP’liyi katletti, 2’si ağır 11 kişiyi de yaraladı. Olaylara ilişkin önceki gün Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Halis Böğürcü tarafından “zafiyet yok” açıklaması yapılırken, yaşanılanlara dair ortaya çıkan ayrıntılar ve silahlı saldırı öncesi emniyet tarafından kimi şahıslara yapılan tebligatlar, olayların planlı ve organizeli olduğuna işaret ediyor. 9 Haziran’da Şehitlik semtinde henüz açığa çıkartılmayan kişilerce gerçekleşen saldırı sonrası yaşamını yitiren Yeni İHYA-DER Başkanı Aytaç Baran’ın, 5 Haziran’da HDP’nin Amed mitingine düzenlenen bombalı saldırının ardından emniyete çağrılarak, kendisine “can güvenliği” noktasında tebligatta bulunulduğu ortaya çıkmıştı. Ancak olayın ardından Amed başta olmak üzere Êlih (Batman) ve Wan’da da bu kez yurtsever kesimlere yapılan aynı tebligat, olayın organizeli olduğunu gösteriyor.
Emniyet, jandarma çelişkisi
Bölge kentlerindeki ilk tebligat Êlih’te BDP eski il başkanı Serdar Atalay ve siyasi nedenlerle bir dönem cezaevinde kalan Fecri Yüce’ye yapıldı. Ancak 1 Nisan’da yapılan bu iki tebligatta dikkat çeken bir ayrıntı her iki ismin de YDG-H tarafından öldüreceği bildirimiydi. Emniyete çağrılan Fecri Yüce’ye YDG-H’ın kendisini öldüreceği yönünde istihbarat elde edildiği aktarıldı. Ancak, bir süre sonra jandarma istihbarat yetkililerine kendisine verilen bilgide, bu kez YDG-H’ın değil DAİŞ ya da Hizbullah tarafından öldürüleceği yönünde farklı bir istihbarat bilgisi verdi.
80 kişilik ölüm listesi
Yüce’ye verilen emniyet istihbarat bilgilerine göre, “ölüm listesi”nde 80 kişinin ismi bulunuyor. Yüce’nin yanı sıra aynı gün Êlih’te yaşayan BDP il başkanlığı yapan Serdar Atalay’a da aynı içerikte bir tebligat tebliğ ediliyor. Atalay’a da aynı şekilde YDG-H tarafından cezalandırılacağı yönünde istihbarat elde edildiği bilgisi veriliyor.
Bombadan hemen sonra
Yurtsever çevrelere yapılan ve 80 kişinin listede olduğu belirtilen bu tebligatlardan sonra bu kez Hür Dava Partililere aynı şekilde tebligat yapıldı. Bu tebligatlardan birisi de öldürülen Aytaç Baran’dı. Baran, olaydan bir gün önce 8 Haziran’da İl Emniyet Müdürlüğü’nün yazısına binaen Bağlar İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne çağrıldı ve tutanak tutuldu. 2010’da “örgüt propagandası” yaptığı gerekçesiyle tutuklanan ve Van Cezaevi’nde kalan DİHA muhabiri Şahabettin Demir’in ismi de emniyetin sunduğu tebligat listesinde bulunuyor.
HDP’liler çağrıldı
Amed’de üç HDP’linin katledilmesinin ardından önceki günde de 3 HDP’li yurttaş emniyete çağrıldı. Eşit Özgür Yurttaş Derneği’nde yönetici olan F.Z., R.B. ve K.Ö. isimli yurttaşlara emniyet yetkilileri tarafından “İstihbarat aldık, size dönük suikast gerçekleştirilebilir. Can güvenliğiniz yok” açıklamasında bulunuldu.
HDP’liler listede miydi?
Yanıt bekleyen en önemli sorulardan biri, emniyetin Yüce’ye bahsettiği 80 kişilik “ölüm listesinde” Amed’de iki gün önce silahlı saldırıda yaşamını yitiren HDP’linin bunlar arasında olup olmadığı. Şayet listede bulunuluyorlarsa HDP’lilerin can güvenliğine dönük niçin tedbirler alınmadı?
Bir yanıt yazın