NECDET BULUZ
Seçim sonrası, AK Parti’nin tek başına hükümeti kurabilecek milletvekili çıkarmaması, parti içinde de tartışmaların yoğunlaşmasına neden oldu. Özellikle 3 döneme takılan eski tüfeklerin “Yeni bir seçime gidilmesi gerekiyor” dediği ifade ediliyor. Yeni seçilen milletvekilleri ise “Daha koltuğumuza ısınmadan yeni bir seçime gitmek doğru olmaz” diyor. Bu tartışmaların daha da hızlanacağını görmekteyiz.
Parti içinde tartışılan konu, 3 döneme takılan ve milletvekilliği sona eren eskilerin “Biz olmadan seçimin kazanılmayacağı görüldü “şeklindeki görüşleri oluyor.
Seçimdeki yenilginin şoku atlatıldıkça ortaya yeni tartışmalar da çıkacak gibi görünüyor. 3 döneme takılan eski tüfeklerin kendi aralarında yaptığı görüşmelerde şu görüşleri yansıtıyorlar:
“Partiyi bu güne kadar kimlerin omuzladığı bu seçim sonuçları ile ortaya çıktı. 3 döneme takılıp, devre dışı kalmamız ve deneyimlerimizden istifade edilememesi bu yenilgide rol oynadı. Biz daha önce gerek Cumhurbaşkanı, gerekse Başbakan’a bunu anlattık. 3 dönemden vaz geçilmesi konusunda ikna etmeye çalıştık. Şimdi söylediklerimizin doğruluğu ortaya çıktı. Bu tablodan bir koalisyon hükümet çıkmaz ise, çıkacağını da sanmıyoruz erken genel seçimin önü açılacaktır. Şimdi görebildiğimiz kadarı ile artık 3 dönem milletvekilliği yapmış ve milletvekilliği sona ermiş olan bizlerin yeniden yapılacak seçimde yerlerimizi alabileceğimiz görüşü ağırlık kazanacaktır.”
Eğer Türkiye yeniden bir seçime gidecek olursa beklemede olan 3 dönemliklerin yeniden milletvekili adayı olabilecekleri de netleşmiş bulunuyor. Bu durumda yeni seçilenlerin yerlerini korumaları mümkün olmayacak. Bu da yeni bir çatışma ve dağılma doğurmayacak mı?
Bunun anlamı da şudur:
“AK Parti’nin lokomotifi eski tüfeklerdir. Bu arkadaşlarımızın yeniden kazanılması ve sahaya sürülmesi gerektiğini gördük. Yenilenebilecek bir seçimde AK Parti farklı bir sonuç elde edebilir.“
AK Parti içinde şimdi iki cephede çatlak var:
3 döneme takılıp milletvekillikleri sone erenler “Erken seçim” diyor. Yeni seçilen milletvekilleri ise “Sonuna kadar koalisyon formülü” nde ısrar ediyor.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada yenilerden yana tavır çizdi. Kurtulmuş “En uzak ihtimal erken seçim olacaktır” dedi.
Bize göre şu an için erken genel seçimden söz etmek anlamsızdır ve bunun da özellikle seçmen tarafından tepki ile karşılanabileceği görüşündeyiz.
Seçim sonuçlarını en doğru tahmin edenlerden birisi olan KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağardır, bugüne kadar yaptıkları analizlerden ve deneyimlerden yararlanarak yaptığı şu açıklamaların altını çizmek istiyoruz:
“AK Parti, sempatizan oyları kaybetti. Erdoğan gibi fukaralığı öne çıkarmış bir kültürün içinde zenginliğin ve şaşaalığın doğruluk gibi sunulması tabanı rahatsız etti. HDP oyunu 6 puan yükseltti, 3 puanı AK Parti’den çözülen Kürtlerden geldi. İlk seçimde HDP ana muhalefet olabilir. Seçmen, erken seçimi zorlayanı affetmez. Partiler kavgayı sürdürürse seçmen hepsini tasfiye edebilir. “
Zaten 7 Haziran seçim sonuçları her şeyi açık şekilde ortaya koyuyor. Seçmen “Tek partili hükümet istemiyorum” diyor. Ortaya çıkan tabloda koalisyon hükümeti görülüyor. Burada uzlaşma ön planda. Kırma, dökme, hırçınlık, uzlaşmadan uzak sorun çıkaranlara yeni dersler verilebilir.
Yeniden bir seçime gitme kararı ters tepebilir.
Özellikle AK Parti cephesi, ya da Cumhurbaşkanı’nın bu konuda vereceği ağırlıklı karara seçmenin tepkisi ve yanıtının çok daha ağır olabileceğini söyleyenlerin sayısının hiç de küçümsenmeyecek oranda olduğunu özellikle vurgulamak istiyoruz.
Yeni bir seçim kapısını aralamak demek, büyük harcamalar demektir. Piyasaların belirsizliğe sürüklenmesi demektir. Yeni bir organizasyon demektir. Özetle küçümsenmeyecek sıkıntıların yaşanacağı demektir.
Biz bu nedenle seçmenin mesajının her siyasi parti tarafından iyi okunması gerektiğini düşünüyoruz. Seçmen, uzlaşı kültüründe birleşilmesini, ülkenin koalisyonlarla da yönetilebileceğinin gösterilmesini,”hesap soracağız” diye meydanlara inenlerin hesap sormasını, bugüne kadar meydanlarda verilen sözlerin ve vaatlerin yerine getirilmesini bekliyor.
Kavga istemiyor, uzlaşı istiyor, bölünme, zulüm, karanlık gelecek istemiyor, aydınlık günler bekliyor. Yolsuzluk, vurgun iddialarının araştırılmasını, ortaya çıkarılmasını, hukukun üstünlüğünün yeniden inşa edilmesini istiyor. Diktatörlüğe “hayır” diyor. Tek adamlığı istemiyor Milletin kamplara bölünmesinin önünün kesilmesini istiyor. Seçimde açılan hesapta bunların hepsini yerli yerine oturttu, ince ayar verdi.
En önemlisi de halkın iradesi ile seçilen Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’nın sınırları içinde kalmasını, ettiği tarafsızlık yemine bağlı kalmasını ve bir parti lideri gibi hareket etmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.
O nedenle KONDA’nın patronu Bekir Ağardır’ın “Partiler kavgayı sürdürürse hepsini tasfiye eder” görüşüne bu noktada katılıyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın