Kaçak Saraydaki sultan yenildi.
Sultan yok artık.
Sultan ve sultanlık tarih oldu…
13 yıllık saltanat bitti…
O, 7 Haziran 2015 seçimlerini bir parti başkanı gibi AKP ile birlikte yürütmüştü. Tüm meydanlarda o vardı.
Önce, halktan, başkanlık sistemi için 400 milletvekili talep etti… Sonra halktaki isteksizliği, ilgisizliği görünce 335 de olabilir dedi, giderayak 276’ya razı oldu. Ama artık 254’le yetinmek zorunda…
Misafir umduğunu değil bulduğunu yer… RTE bu ülkede misafir artık… Hani derler ya, “Yolcu Abbas, bağlasan durmaz…”
7 Haziran 2015 seçimlerine hazırlanırken hem AKP, hem RTE devlet olanaklarından sonuna dek yararlandılar.
Ama başaramadılar, yenildiler…
Bu nedenle, Bu seçim, Recep Tayyip Erdoğan için bir referanduma dönüştü. Bu sonuçlarla halk, onun siyasetini, siyasal söylemlerini, konuşmalarını, icraatlarını beğenmediğini ortaya koydu…
% 51,79 oy oranı ile Cumhurbaşkanı olan RTE şimdi yüzde 40’larda…
Bu ortamda ona tek yol kaldı, derhal istifa etmek…
Onunla birlikte AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da istifa etmeli… Çünkü o da ”8 Haziran sabahı iktidar olamazsam istifa ederim” demişti. Bu sözünü yerine getirmeli…
İktidar olamadı ve gemi su almaya başladı. Şimdi göreceksiniz fareler gemiyi terk etmeye, kaçışmaya başlayacaklar, hem de birbirlerini ezerek…
Ayrıca yakında televizyonların, gazetelerin normalleştiğine de tanık olacağız… Çünkü bu seçim sonucuna göre RTÜK’ün yapısı da değişecek. 5 olan AKP’li üye sayısı 4’e düşecek. Muhalefet partilerinin üye sayısı 5’e çıkacak. Bu durumda AKP medyada dilediği gibi at oynatamayacak…
Bu seçimlerden bir de CHP aleyhine bir sonuç çıktı:
“Klozet tartışmaları” ile iktidar olunmuyor.
Yeminli Atatürk düşmanlarını, şeriat yanlılarını, bölücüleri Atatürk’ün partisine doldurarak iktidar olunmuyor… Artık bu gerçek bilinmeli ve ona göre bir rota çizilmeli… Ona göre hareket edilmeli…
Yani, Atatürk’ün partisinde Atatürkçüler olmalı. Tam bağımsızlık yanlıları olmalı… “Gerçek Demokrasi sevdalıları” bulunmalı…”
Orada tarikatçılara, tekkecilere yer yok… Orada hurafelere, batıl inançlara yer yok… Orada “Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir” diyenlere yer var…
Ancak bu düşünceye sahip bir yönetim ve kadro CHP’de işbaşına gelirse o, halkı ve tabanını kazanabilir, seçimlerde başarı sağlayabilir…
Bunları hep yazdık, söyledik, konuştuk… Zaman zaman, “Karşı devrimcilikle, AKP yandaşlığı” ile suçlandık… Ama biz gerçekleri söylemeye devam ettik.
“Türbanla mürbanla, dincilikle falan bir yere varılamaz…” dedik.
Bu türden politikalarla Dersimli Kemal, PKK’lıların elinden kendi memleketini bile kurtaramadı. Koruyamadı. İki milletvekilini de onlara kaptırdı.
Ama sonunda biz haklı çıktık.
İlhan Selçuk Ağabeyin deyişi ile “Keşke haklı çıkmasaydık…”
Keşke haklı çıkmasaydık da CHP kazansaydı…
Ayrıca, Selahattin Demirtaş’ı sazlı sözlü toplantılarla halka şirin gösterme, sevdirme çalışmaları ve çabaları, HDP parlatmaları da sonuç verdi.
HDP meclise girdi. Daha doğrusu PKK ve onun Başkanı APO meclise girdi… APO mecliste şimdi. TBMM’sinde… Selahattin Demirtaş’ın ilk demeci şu oldu:
“Bu seçim sonucunda uğradıkları saldırılarda yaşamını yitiren arkadaşlarımıza, şehitlerimize Allahtan rahmet diliyor ve ailelerine başsağlığı diliyoruz. Sayın Öcalan’a tüm desteği için, barışı sağladığı için teşekkür ediyoruz…”
Bakalım, HDP hayranlarının, şakşakçılarının iddia ettiği gibi teröristler dağdan inecek mi? Yaşayıp göreceğiz…
Ama sözün tam burasında bizim bölücülere, ılımlı İslamcılara ve ABD emperyalistlerine bir çift lafımız var:
“TÜRKİYE’Yİ BÖLDÜRMEYECEĞİZ…”
Egemen güçler Sevgili yurdumuzu Yugoslavya’ya dönüştürmek istiyorlar…
Ama boşuna çaba…
Dönüştüremeyecekler…
Çünkü Atatürk’ün askerleri dimdik ayakta…
Kimse boş hayaller peşinde koşmasın…
BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ…
Ve yakın bir gelecekte, “Yüce Divan”lar kurulacak, hesaplar sorulacaktır…
Bir yanıt yazın