Bir kaç hafta önce Almanya’da oyumu verirken bir süredir kafama takılan bir konuyu gözlemleme imkanım oldu.
AKP dışındaki hiç bir partinin seçmeni siyasi tercihlerini belli etme konusunda AKP kadar cesur değiller. Burada cesur kelimesini yanlış anlamayın ama oy verilen salona daha girer girmez konsolosla karışabilecek kadar şık giyimli adamın “hoşgeldiniz, ben AKP’nin Avrupa’daki sivil toplum kuruluşunun bilmemne bölgesi başkanıyım” diyerek benimle tokalaşması medeni cesaret olmalı.
Ya da tersine belki CHP’lilerin ortada gözükmemeleri medeni dünyadakine benzer siyasi etikten kaynaklanmakta. Sonuçda oyumu verip ayrılırken tanıştığım ben sormasam partisini söylemeyecek CHP görevlisi gayet kibar ve medeni bir beyefendi.
Belki de sorun diktayı çağrıştıran ara rejimin insanlarda fişlenme korkusunu açığa çıkarması. Facebook’da bile AKP’li olmayanlar diğer siyasi partilerden birinde görevli olarak siyasetin içinde değilse daha sakin ve gündelik hayat akışında kalmayı tercih ediyorlar. AKP tarafını tutanlar sadece oy verme özgürlüğünü değil anlaşılan bunu bağırabilme özgürlüğünü de yaşıyorlar.
Sandık’lardaki duruma gelince; oy verdiğim sandıkta sandık kurulu başkanı kamu görevlisi imam ve 2 kişi daha vardı. Herhalde diğer iki arkadaş CHP ve MHP’lidir diye düşünürken
“Frankfurt’da iki kere oy verirken yakalanan sandık kurulu başkanı imamı duydunuz mu?”
dedim. Soruma, ağız birliği etmişcesine
“Yok öyle bir şey, nereden duydunuz, sözcü yazıyor hep bu yalanları”
cevabını alınca tereddüte düştüm. Hangi partiden olduklarını sorma hakkım olup olmadığını bilmiyordum ayrıca oy verme sırasında bekleyenleri bekletmemek için oyumu hızla verip uzaktan gözlem yapan iki müşahitin yanına gittim.
Herhalde ufak partilerden diyeceksiniz değil mi? Hayır, kadın olan doğrudan ben AKP’liyim diye söze girdi. Bir AKP’li daha.
Kaldı geriye oylarımızı koruyacak son kişi. Yanlış anlamayın görevli arkadaşların hepsi iyi niyetli görevini layiki ile yapacaklar ama bizim ki gibi bireysel hakların tam gelişmediği toplumlarda kalabalık olmanın, sesi çok çıkmanın önemi yadsınamaz.
Pür dikkat sandıkları izleyen, oylarımızı koruyacak o son müşahit arkadaş hangi partiden mi? O da kaderin cilvesi işte…
Bir yanıt yazın