Şu 13 yıllık dönemde şimdiye dek yaşamadıklarımızı yaşadık…
Şu 13 yıllık dönemde şimdiye dek duymadıklarımızı duyduk…
Görmediklerimizi gördük.
Şimdi bunlardan bir kaçını sıralayalım, tamamını yazmaya kalksak kitaplar yetmez…
Ayakkabı kutularından başlayalım önce…
Ayakkabı kutularına gizlenen paralara ne Osmanlı’da ne de Cumhuriyet döneminde rastlandı… Bu onur sadece ve sadece AKP dönemine aittir. Ayrıca çelik kasalardan bir hazine çıktı… Paralar ise elle değil, para sayma makineleri ile sayılıyordu odalarda…
Evlere yapılan baskınlardan sonra bakan çocukları tutuklandı, ama kısa zamanda serbest bırakıldılar…
Bu hırsızlığı, yolsuzluğu soruşturan savcılar, emniyet müdürleri ise gözaltına alındı, işten atıldı…
Buna benzer bir olay daha önce bir kez daha AKP iktidarında gerçekleşmişti… Gariban Müslümanları dolandıran Deniz Fener’i yöneticileri Almanya’da mahkûm olmuş, Türkiye’de ise serbest bırakılmışlardı… Daha sonra da onları soruşturan savcılar tutuklanmıştı…
Hırsızlar salıverilip, savcılar tutuklanırken, Haziran direnişlerinde “Ağaçları kesmeyin, zenginliklerimizi talan etmeyin, özgürlüğümüzü, yaşam koşullarımızı kısıtlamayın…” diyen ve vatanına sahip çıkan gençlerin üzerine yağmur gibi gaz bombaları, biberli gazlar, plastik mermiler, tazyikli sular sıkıldı… Bunun sonucunda 7478 kişi yaralandı, 91 direnişçi kafa travmasına uğradı, 12 kişi gözünü kaybetti, 1 kişinin dalağı alındı…
Gezi Parkı olaylarında Mehmet Ayvalıtaşlar, Abdullah Cömertler, Ethem Sarısülükler, İrfan Tunalar, Mustafa Sarılar, Selim Önderler ve Ali İsmail Korkmazlar hayatını yitirdi. Geride acılı aileler kaldı…
Elbette AKP’nin marifetleri bu kadarla da kalmıyordu…
Daha önce de “BABALAR GİBİ” sattılar… Neyi? İğneden ipliğe her şeyi…
Fabrikaları, yüzyıllık işletmeleri, toprakları, ormanları haraç mezat, yerli ve yabancı yandaşlara peşkeş çektiler.
Sattılar. Sattılar… Sattılar… Doymadılar…
İşçileri sokağa attılar.
Üretim durdu. Dışsatım geriledi. İşsizlik çığ gibi büyüdü… 1980-2002 döneminde ortalama yüzde 8,3 olan işsizlik, bu hükümet döneminde yüzde 20’lere ulaştı.
Peki, satılan kuruluşların, toprakların, fabrikaların, ormanların paraları nerelere, kimlerin cebine aktı? Nerede bu paralar şimdi? Onu bilen yok işte!!!…
Borç aldılar… Yedi sülalemizi borçlandırdılar. Saçı bitmemiş yetimlerin haklarını, yaşamlarını, çaldılar, geleceklerini yiyip bitirdiler.
Bir taraftan da Komşularımıza saldıran terörist örgütlere silah, para yardımları yapıyorlardı… Açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca insanımızı, emeklimizi, işsizimizi önemsemeden bir de Suriyelilere milyarlar, trilyonlar harcadılar… Çevremizde komşu bırakmadılar. Herkes bizden nefret eder oldu…
Atatürk’ün “Mazlum milletlerle dayanışma” politikası rafa kaldırıldı. Ülkemiz, büyük devletlerin, emperyalistlerin emir erine dönüştürüldü… BOP Eş başkanları türedi…
Hazineyi boşalttılar… Örtülü ödenekteki paralar çarçur edildi…
AKP döneminde cari açık 104 kat, dış ticaret açığı 2,8 kat, döviz açık pozisyonu 4,6 kat, kısa vadeli dış borç 8 kat arttı.
Yerli tohum kullanma yasaklandı. Hayvancılara, çiftçilere akıtılan kredi muslukları kapatıldı. Tarım ve sanayi çöktü. Çiftçi, 6,5 İstanbul büyüklüğündeki tarım alanını ekemez hale geldi. Samanı bile dışarıdan ithal etti.
Canlı hayvan ve eti dışarıdan almaya başladık.
Şu ülkede bugün, bankalara kredi, kredi kartı, ev kredisi, taşıt kredisi, “şu kredisi, bu kredisi” ile borcu olmayan bi tane adam gösteremezsiniz… Kalmadı.
Halkı “Bu benden, bu senden, bu Sünni, bu Alevi, bu Türk bu Kürt…” diye 40 parçaya böldüler… Bebek katili APO bunların zamanında itibar kazandı… Söz sahibi oldu…
Hedef Türkiye’yi 36 etnik parçaya bölmekti…
Sıkıştıkça dolaylı vergileri artırdılar… Akaryakıt devletin en büyük geçim kaynağı oldu…
İlk defa Türk askerinin başına çuval bu iktidar zamanında geçirildi. Herkes seyretti… En büyük yetkilisinden en küçük yetkilisine dek…
Komutanlar dört duvar arasına atıldı… Kozmik odalara girildi…
Yani hukuk guguk oldu…
Yandaş yargıçlar, savcılar hep iktidar lehine kararlar verdiler… Yandaş medya iktidarı ve iktidarın yaptıklarını öven yazılar, programlar, haberler yaptılar… Yapmayanlar, gerçeği söyleyenler, yazanlar işten kovuldu…
Son yıllarda tamı tamamına 1863 gazeteci işsiz kaldı… 2009 yılında yüzde 21 olan sendikalı gazeteci sayısı yüzde 4,7’ye düştü…
BÖYLECE AKP, TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK MEDYA PATRONU OLDU…
12 yılda 5 bin 324 kadın öldürüldü…
Bunlar 6 yaşındaki kız çocuklarını babası, dedesi yerindeki adamlarla evlendirmeye kalktılar… Nihayet imam nikâhından önce resmi nikâh yapma zorunluluğu, dolayısıyla yapmayanlara uygulanan ceza da kaldırıldı…
“Annen de olsa, diz kapağının üstü tahrik eder!” dendi…
“Kadın toplu yerlerde kahkaha atmamalı.” dendi…
“Hamile kadın sokağa çıkmasın, tahrik edici oluyor.” dendi…
Biz de diyoruz ki şimdi, uzun sözün kısası:
Ahlaksızlığın, hırsızlığın, yolsuzluğun zirve yaptığı bir ortamda AKP, 7 Haziran seçimlerinde kendi günahlarına, suçlarına ortak aramaktadır. AKP’ye verilecek her oy yapılan yolsuzluklara, ülkenin parçalanmasına onay vermek, ortak olmak demektir.
Gelin boğazına kadar çamura batmış bir iktidarın yandaşı olmayalım. Onu bu seçimde sandığa gömerek, cezalandıralım…
Bir yanıt yazın