Recep Erdoğanın 1991’de sunduğu Kürt raporu şöyle:
“Bu bir Kürt sorunudur, Bugün Doğu ve Güneydoğu olarak adlandırılan bölgeler, tarihin en eski devirlerinde ‘Kürdistan’olarak adlandırılan coğrafyanın içinde yer alan bölgelerdir. Kürtlerin konuştuğu dil olan Kürtçe, Türkçeyle ilgisi olmayan müstakil bir dildir. Kemalist devletin geleneksel zora ve silaha başvurma yöntemi artık iflas etmiştir.
* “Türkiye’de 75 yıldan beridir resmi ideolojinin Kürt meselesinde inkârcı, asimilasyoncu, baskıcı davrandığını açık seçik söylemeli ve resmi ideolojiyi yüksek sesle sorgulayabilmeliyiz.
* Türkiye’de Kürt kimliğinin tanınması ve Kürt kültürünün geliştirilmesi için engelleyici tüm yasaların kaldırılması Kürtlerin yaşadığı bölgelerde Kürtçenin öğrenilmesi ve öğretilmesi için yasal imkânların hazırlanması gerektiğini, bütün bu hakların Türkiye’de yaşayan diğer halklara da -Laz, Çerkez, Gürcü, Arap vs.- tanınması gerektiğini, bu çerçevede Türkiye’nin kültürel bir çoğulculuğa sahip olması gerektiğini savunmalıyız..
* Türkiye’de dileyen herkesin kendi ana dilinde eğitim-öğretim yapabilmesini, kitle iletişim araçlarından yararlanmasını savunmalıyız.
* PKK terörünü kınadığımız kadar devlet terörünü de kınamalıyız. Devlet-PKK çatışmasında devletçi bir safta gözükmemek, devletin eleştiri üslubunu benimsememek için ‘Bölücü’, ‘Terörist’, ‘Ayrılıkçı’ vs.. gibi kelimeleri kullanmamalıyız.
Bu rapor tamamen Allah’a ve Kuran’a kafa tutuyor. Allah düşmanı PKK’ya destek çıkıyor.
Rapordan da anlaşıldığı gibi, Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına almak söylemi, Mehmet Metiner’e ait. Recep Erdoğan, 2013 yılı Şubat ayında işte bu söylemleri yeniden gündeme getiriyor.
Yani değişen bir şey yok. Yahudilerin binlerce yıldır kutsal toprak diye anadoluyu ele geçirme planlarında zerre değişiklik yok. Sadece kullandıkları maşalar değişiyor.