Çözümü İsteyen Taraf Hangisi

AKEL’in Kıbrıs Sorunu Bürosu Sorumlusu Tumazos Çelepis, evvelki gün yaptığı açıklamada KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Kıbrıs sorununun iç boyutlarını çözebilme olasılığının yükseldiğini,  Akıncı’nın 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’ndan farklı olduğunu, Eroğlu’nun çözüm istemeyen bir lider olduğunu ve Akıncı’nın çözüm istediğini belirterek, bir fırsat penceresinin açıldığına işaret etti.

 

Aynı Çelebis, ki benim tanıdığım Tumazos Çelebis üst düzey görevlerde bulunmuş, Rumların 6. Cumhurbaşkanı Hristofyas’a danışmanlık yapmış, Rum müzakere heyetinde yer almış kıymetli ve gerçekleri görebilen bir Kıbrıslı Rum’dur, belli ki bu sözleri sarf ederken gözlüklerini çıkarmış ve müzakereleri sabote edenin, masadan kalkanın ve çözüm istemeyenin şimdiki Rum Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis olduğunu görememiş. Bence gözlüklerini taktıktan sonra etrafa bakarak bir açıklama daha yaparsa çok daha iyi olacak.

 

Eroğlu’nu niye çözüm istemeyen bir lider olarak gördüğünü ve Rum politikacıların niye böyle gördüklerini anlamam mümkün değil.

 

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra 11 ay masaya oturmamak için direnen ve her görüşmemek için tür bahaneyi yaratan Eroğlu değil, Anastasiadis idi.

Müzakere masasına oturmamak için Özel Temsilcisini ancak 6 ay sonra seçebilen de Anastasiadis idi, Eroğlu değil.

Daha Cumhurbaşkanı seçildiğinin ertesi günü, yüzünü yıkamadan, yemin etmeden, yasal Cumhurbaşkanı olarak ilan edilmeyi bile beklemeden “Ulusal Konseyin yüzde 75’inin evet demediği hiçbir teklifi kabul etmem, hiçbir belgenin altına da imzamı atmam” diyen gene Anastasiadis’di.

Nasıl oluyor da Eroğlu “Çözüm İstemeyen bir lider” olarak takdim edilmeye çalışılıyor, gerçekten de anlamış değilim. Bazı kişiler özellikle de ağzı laf yapan, eli kalem tutanlar Anastasiadis’in uzlaşma istemediğini görmek istemiyor galiba.

Nasıl olsa bu isteksizliği birkaç ay sonra ortaya çıkacak. Sayın Akıncı bütün iyi niyetine rağmen kiminle dans ettiğini ve müzakere yaptığını çok iyi anlayacak.

 

Anastasiadis’in yıllarca Başkanlığını yaptığı DISY’in kurucularının EOKA B’ciler olduğunu, 15 Temmuz 1974 günü darbe yaptıklarını, binlerce Rum’u AKEL’ci ve Makarios’cu oldukları için öldürdüklerini, bunların neredeyse tümünün 1955-1960 yılları arasında canice masum Türkleri acımasızca öldüren kişiler olduklarını, asla Kıbrıs adasının tümüne hakim olmadan ve adayı Kıbrıslı Türklerden temizlemeden rahat etmeyecekleri unutulmuşa benziyor anlaşılan.

 

Sosyalist bir düşünceye sahip olan Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, EOKA B’cilerin ruhani lideri ile nasıl anlaşmaya varabileceğini ve müzakereleri hangi koşullarda devam ettirebileceğini gerçekten çok merak ediyorum, hem de pek çok.

 

Zaman bize gerçekleri gösterecek göstermesi de, aklıma hep 2008-1010 yılları arasında Kıbrıs Rum tarafında sol görüşlü Dimitris Hristofyas’ın Cumhurbaşkanı olduğu, KKTC’de de sol görüşlü Mehmet Ali Talat’ın Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönem geliyor.

Her ikisi de Rusya sempatizanı ve Sosyalist yönetim destekçisiydi ama bırakın anlaşmaya varmayı, çoğu zaman birbirlerini destekleyecek basit bir açıklama bile yapamadılar kendi iç dinamikleri yüzünden.

Anastasiadis’ten hiçbir şey beklenmemeli. Onu memnun edecek yegane çözüm, KKTC’nin lağvedilmesi, Türk askerinin geri gitmesi, Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ve adanın tümünün Kıbrıs Rum yönetimin idaresi altına girmesidir.

 

Ata ATUN

e-mail: ata.atun@atun.com veya  ata.atun@gmail.com

Facebook: Ata Atun

20 Mayıs 2015

 

AKEL’in Kıbrıs Sorunu Bürosu Sorumlusu Tumazos Çelepis, evvelki gün yaptığı açıklamada KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Kıbrıs sorununun iç boyutlarını çözebilme olasılığının yükseldiğini,  Akıncı’nın 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’ndan farklı olduğunu, Eroğlu’nun çözüm istemeyen bir lider olduğunu ve Akıncı’nın çözüm istediğini belirterek, bir fırsat penceresinin açıldığına işaret etti. - ata atun 2

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir