Türk Milletinin, Milli Ordusunun Komutanı!
Binlerce yıllık geleneğe sahip Türk Devletinin, Milli Ordusunun Komutanı!
Türk Devletinin iç-dış düşmanlarını en iyi bilen, Milli Ordusunun Komutanı!
Çanakkale zaferimizin ve Kurtuluş Savaşımızın kahramanı, Atatürk’ün Ordusunun Komutanı!
Binlerce yıllık arşive ve hafızaya sahip, Türk Ordusunun Komutanı!
Cumhuriyeti ve son Türk Devletini kuran, Türk Ordusunun Komutanı…
Türk Milletinin “Peygamber Ocağı” dediği Ordunun Komutanı olmanıza ve
bu kadar önemli bir makamda oturmanıza rağmen, yine beceremediniz
be Paşa!
Bu yazıyı okurken kendinize soruyorsunuzdur; “Yine neyi beceremedim” diye.
Ben söyleyeyim; Adam gibi, istifa etmeyi bile beceremediniz be Paşa!
Size, göreve geldiğiniz ilk günden bu yana defalarca yazdım. Yanlış davrandığınızı söyledim.
Siz, “Bu adam ne demek istiyor” diyeceğinize, doğru mahkemeye gitmeyi tercih ettiniz. Mahkemelerde yaptığım yazılı savunmalar ileride “Genelkurmay Başkanı neler yapmamalı” adıyla Harp Okullarında ders olarak okutulacaktır.
Size ilk ikazım şu idi;
“Paşa, Türk Ordusunun Komuta Heyetinin yarıya yakını zindana atılıyor. Bunların çoğu sizin komutanlığını yapmış, sizi yetiştirmiş kişilerdir.
Bu, Türk Ordusuna, Cemaat+AKP+CIA işbirliğiyle kurulan bir KUMPAS’ tır. Duruşunuzla, konuşmalarınızla, araştırmalarınızla ve vereceğiniz hukuk desteği ile bu oyunu bozmalısınız” demiştim.
Ama siz tam tersini yaptınız, kumpası kurduran kişinin önünde ters L gibi iki büklüm durdunuz, silah arkadaşlarınızın ziyaretine bir defa bile gitmediniz.
Zindana atılanları unuttuğunuz gibi, onların çocuklarını-ailelerini hiç aramadınız. Türk Ordusunun kurumsal yapısını savunacağınıza, kendi koltuğunuzun derdine düştünüz.
Sözün özü, koskoca Türk Ordusunu, şeriatçı Cemaat-Tarikat artıklarına karşı savunmayı beceremediniz…
Türkiye Cumhuriyeti bir “Hukuk Devletidir.”
Jandarma teşkilatı da kolluk kuvveti olarak, Cumhuriyet Savcılarının emirlerini uygulamak zorundadır. Suriye’ye silah götüren tırlar için Savcılık “Durdurma ve Arama” emri veriyor. Sizin Alay Komutanınız, bu emri uyguladığı yani,
yapması gerekeni yaptığı için, Erdoğan’ın emri ile zindana atılıyor!
Genelkurmay Başkanı olarak, yasalara uyduğu için zindana atılan Albayınıza da sahip çıkamadınız!
Eski Komutanlarınıza olduğu gibi, şu an emrinizde olan subaylarınıza sahip çıkmayı, yine beceremediniz be Paşa…
Değerli Okurlar;
Türk Ordusunun binlerce yıllık gelenekleri vardır. Bir Komutan hastalandığı veya izne ayrıldığında yerine bakacak, görevi sürdürecek kişi ve makam bellidir.
Kim en kıdemli komutansa o kişi, komutan dönene kadar görevi üstlenir.
Vekâlet bırakma sistemi Türk Ordusunda kişinin keyfine bırakılmaz.
Bu olay için benim yorumum şudur:
Dönemin Başbakanı ile Anayasa ve Yasalar çerçevesinde, “Devlet Adamı” sorumluluğu içinde görev yapmak ve Türk Ordusunun itibarını canı pahasına korumak yerine, biat kültürüne uymayı tercih eden Özel Paşa, Suriye ve PKK Narko-Terör örgütü ile mücadele konusunda şimdiki Cumhur’un Başı ile ters düşmüştür. Baştan teslim olduğu için de, adam gibi istifa edip, emanetin gerçek sahibi Türk Milletini bilgilendirmek yerine, hastalık bahanesiyle ufak-ufak kaçmayı tercih etmiştir.
Yaaa Özel Paşa, şimdi anladınız mı, neyi beceremediğinizi!
Giderayak, size Genelkurmay Başkanlığı koltuğunu emanet eden Türk Milletine bu saygısızlığı da yaptınız ya, size söyleyecek söz bulmakta çok zorlanıyorum.
Türk Ordusunun bir Komutanı gibi istifa etmeyi bile beceremediniz be Paşa…
Eeee Cumhur’un Başı;
Dünyanın en itibarlı devletlerinden olan Türk Devletini ne hale düşürdüğünüzü görüyor musunuz?
-Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında dünyaya rest çekip, ambargoya karşın
Türk Ordusuna benzin-mazot veren “Kardeş Libya” şimdi Türklerin sivil yük gemilerini bombalar hale geldi!
-Önce MİT Müsteşarı Hakan Fidan, sizin uygulamalarınıza dayanamayıp kaçtı. Adamı zorla geri getirdiniz, artık Hakan Fidan diye biri var mı, yok mu, belli değil!
-Şimdi de Genelkurmay Başkanı Özel Paşa, sağlık bahanesiyle kaçtı. Döner mi bilemem?
Söyle bize eyy Cumhur’un Başı; Kaçma sırası kimde?
KINA GECESİ Mİ YAPTINIZ?
Danıştay Başkanı Hanımefendi, bu yıl ki kuruluş gününde Danıştay’ı
Türk Milletine ve Türk Basınına kapattı!
Neyi, niçin, kimden korktuğunuz için kapatıyorsunuz Sayın Başkan?
Orası sizin malınız mı, eviniz mi, özel işyeriniz mi?
Yoksa çayda çıra oynayıp, kına gecesini dostlarınızla mı kutladınız?
Olmadı, yakışmadı Başkan. Hem siz, hem de Danıştay çok kötü yara aldınız.
Türk Milletinin gözbebeği ve adalet umutlarından biri olan Danıştay’ı, baskılara dayanamayıp, kasaba siyasetçilerinin emrine verdiniz.
Savunma hakkımızın temsilcisi Avukatlarımızın örgütlerinin Başkanının, iktidardan gelen emirle konuşturulmaması ise, sizin Danıştay Tarihine sürdüğünüz bir leke olarak kalacaktır.
Bundan böyle Danıştay binasına, “AK Bina” levhasını gururla asabilirsiniz!
Türk Milleti, sizin göğsünüze “AK Başkan” madalyasını astı bile…
Bir yanıt yazın