NECDET BULUZ
Siyasi parti liderleri 7 Haziran seçimleri için meydanlara indi. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Başbakan Davutoğlu’nun konuşacağı alanlara ve salonlara gelen emeklilerin artık liderlerin önünü kesip, seslerini yükseltmeye başladığını görüyoruz. Muhalefet Parti liderlerine de “Açız” diye bağıran emekliler, öyle görünüyor ki seçimlerde “kilit seçmen” konumuna geleceklerdir.
Bazı Bakanlar da seçim çalışmaları için il il dolaşıyor. Bazı açılışlar yapıyor. Emekliler, Bakanların da önünü kesip, sıkıntılarını çok açık biçimde dile getiriyor. “Geçinemiyoruz, bizi açlığa mahkûm ettiniz” diyorlar.
Örneğin, geçenlerde Amasya’ya giden Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nun önünü kesen bir emeklinin “Emekliler aç duruyor aç, hep kendinizi düşünüyorsunuz” sözlerinin medyamı dolduranlarca alkışlanması, çok önemli bir tepki olarak da değerlendirilmelidir. Kaldı ki, böyle görüntüler çeşitli yerlerde de yineleniyor.
Muhalefetin emeklilere vaatlerinin bütün dengeleri alt üst ettiğini de görüyoruz.
Şu an Türkiye’de 11 milyon emekli var. 8 milyon emekli 1000 liranın altında maaş alıyor ve açlık sınırı altında mücadele veriyor. Yapılan hesaplamalara göre emekli maaşının üçte biri elektrik, su, doğalgaz ve telefon faturalarına gidiyor. Mutfak masrafları varsa ev kirası alınan maaşı erittiği gibi geriye borç bile kalıyor.
AK Parti Hükümeti göreve gelmeden önce seçim meydanlarında özellikle dar gelirli kesimlere umut olmuştu. Emeklilerin çağdaş bir yaşamı yakalamaları vaatlerinde de bulunulmuştu. Hatta “Hiçbir zaman enflasyon altında maaş verilmeyecek ve emekli kesimi enflasyona ezdirilmeyecek” denilmişti.
14 yıllık AK Parti iktidarları döneminde emekli kesiminin durumu ortadadır. Hemen her yıl geçinememe sıkıntısı gündeme oturuyor. Açlık sınırı içinde kalanların sayısı hızla artıyor. Milleti muhtaç duruma düşürüp, çorba, pilav, makarna, odun-kömür dağıtarak oy avcılığının da sona erdiği günleri yaşıyoruz.
Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda verilen bu sözlerden eser kalmadığını görüyoruz. Emekliler “Hiçbir dönemde bu kadar sıkıntıya düşmemiştik” diye yakınıyor.
Bu yakınma, şikâyet ve seslerin yükselmesi hiç kuşkusuz sandıklara da yansıyacaktır. Eğer, 11 milyon emeklinin sıkıntısı sandığa yansırsa ortaya nasıl bir tablo çıkar bunun hesabının da iyi yapılması gerekiyor.
Bize de bazı emekliler sıkıntılarını mail yolu ile eletiyor. M.S adlı bir emekli vatandaşın şu sözlerini sizlerle paylaşıyoruz:
“Son bir yıl içinde çarşı-pazarda görülmemiş bir pahalılık yaşanıyor. Alım gücümüz neredeyse sıfırlandı. Etin yanına yaklaşamıyoruz. Meyve-sebze bile almakta sıkıntılarımız var. Bu kadar pahalılığa rağmen hükümet neden önlem almıyor? Neden fiyatlar düşmüyor? Bunların yanında enflasyon da artıyor. Ama bizim maaşlarımıza hükümet sadece yüzde 3 gibi komik bir zaman yaparak alay ediyor. Kendilerine gelince büyük miktarlarda zammı Meclis’ten bir gecede çıkaranlar, emeklisini görmezse, emeklisi ile ilgilenmezse sonucuna da katlanmalıdırlar. Böyle bir yönetim olur mu? Emeklisini bu kadar üzen, ezen ve görmezden gelenlere bizler de sandıkta gereken cevabı vereceğiz. Emeklileri yok saymasınlar. Emekliler her seçimde sonuçları etkileyen bir kesim olmuştur. Önümüzdeki seçimde de sandıkları etkileyeceğiz. Çıkan sonuçlar emeklilerin gücünü de gösterecektir.”
Böylesine keskin ifadelere sık rastlıyoruz. Bu şikâyet ve ifadeler meydanlara da yansıyor. Emekli kesimi önüne gelen kim olursa olsun sıkıntılarını artık yüksek sesle ifade ediyor. Çekinmiyor, sorunlarına çözüm bulunmasını istiyor.
Nitekim özellikle muhalefet partilerinin seçim stratejilerini ekonomi üzerine oturtmaları da bu nedenle olmaktadır. Bugün, ülkemizde ekonomi ön plana geçmiştir. Mutfaklardaki yangın seçim sandıklarına yansıyacaktır. Bunun mesajları da her yerde açık şekilde veriliyor.
Bir önemli konu da çiftçilerin içinde bulunduğu durum ve ekonomik sıkıntılardır.
Biz bu nedenle 7 Haziran seçimlerinde emekli, işsizler ve çiftçilerin önemli rol oynayacak güce sahip olduklarını görmekteyiz. Dikkat edilecek olursa ekonomi dışında diğer konularda yapılan tartışmalar vatandaşı pek fazla ilgilendirmiyor. Bugün herkes geçinebilmek, nefes alma peşinde koşuyor.
Konu emeklilerden açılmışken, işsizlerin de aynı emekliler gibi giderek seslerini yükseltmeye başladığını ve şikâyetlerini en üst seviyeden duyurmaya çalıştıklarını izliyoruz. Daha önce bu konularda yazdığımız yazılarda da değinmiştik, şimdi yineleyelim: Seçimde emekli ve işsizler hiç kimse şüphe etmesin mutlaka belirleyici kesim olacaklardır.
Neredeyse her evde bir işsizin olduğu belirtiliyor.
Ekonomideki kırılganlık ve belirsizliğin, gelecekte işsizler ordusuna yenilerinin de eklenebileceği gerçeğini gözler önüne seriyor.
Bütün bunlar da gösteriyor ki, artık din üzerinden siyaset yapmak, yeni vaatlerde bulunmak bir şey ifade etmiyor. Vatandaş, şu anda ekonomik durumunu düşünüyor. Geleceğine bakıyor. Eğer, bugün iktidar partisinin oylarında önemli sayılabilecek düşüşler meydana geliyorsa bunun en büyük nedenlerinden birisinin bu saydıklarımız olduğunu düşünüyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın