Rusya ve Çin, Akdeniz’de ortak askeri tatbikata hazırlanıyor.
Çin Savunma Bakanlığı tatbikatın herhangi üçüncü tarafa karşı ya da bölgedeki durumla ilgisi olmadığını açıkladı.
Fakat Batı tatbikatın amacının, deniz muhalefeti karşısında Rusya ve Çin’in genişleyen çıkarlarını ortaklaşa korumaya yönelik ABD ve Avrupa’ya gönderecekleri siyasi bir mesaj olarak algılıyor.
*
Çünkü Çin küresel büyümenin en önemli motoru ve orta gelir düzeyi ile dünyanın ikinci ekonomisidir.
Gelecek 15 yılda, ortalama 5-6 oranında büyümesi halinde gelişmiş ülke adayıdır.
O yüzden Çin küresel güç olmak hedefinde, hem askeri gücünü arttırmanın çabasında, hem dünya ekonomisinde istikrarın olabilmesi ve finans piyasalarında risklerin azaltılması talebindedir.
*
Petrol ithalatını Kazakistan, Venezuela, Sudan, Rusya, Endonezya’dan ve en fazlasını Orta Doğu’dan yapıyor.
ABD Enerji Bakanlığı gelecek 20 yılda Çin’in petrol ithalatının yüzde 960 artacağı tahminindedir.
Uluslararası Enerji Ajansı, Çin’in bugün 1.9 milyon varil olan günlük ithalatının 2030’da 10 milyon varile çıkacağını tahmin ediyor.
Bu nedenle Çin, henüz enerji kaynakları üretiminde yeri doldurulamayan Ortadoğu’ya bağımlıdır.
Bölge ülkeleri ile karşılıklı çıkarlar çerçevesinde askeri, teknolojik ve siyasi ilişkilerini sürekli geliştiriyor.
Bilhassa Irak petrolünün yaklaşık yüzde 40’ına sahip Kürt Bölgesel Yönetimi’ne özel önem veriyor.
*
Çünkü Rusya, Ukrayna üzerinden Batı’nın hegemonya ve güç siyasetine dayalı eski dünya güvenlik anlayışı yerine sürdürülebilir yeni bir güvenlik anlayışının mücadelesindedir.
Batı bu mücadeleye karşı, Rusya’nın ortak olmaktan ziyade bir tehdite dönüştüğü ve NATO’nun bu tehdite karşı vargücüyle mücadele etmesi gerekliliğinden yana duruyor.
*
NATO doğuya doğru genişlerken Baltık Denizi ile Karadeniz arasındaki bölge bir çatışma alanına dönüşüyor.
Finlandiya’dan Gürcistan ve Azerbaycan’a kadar uzanan bu geniş coğrafyada giderek Batı-Rusya rekabeti alevleniyor.
Rusya’dan Ukrayna ile imzaladığı 1997 Karadeniz Filosu ve Karakolları Antlaşmasına uyması ve güçlerini çekmesi isteniyor.
*
Ama ABD, askeri alanda geliştirdiği yüksek teknoloji ve siber güvenlik esaslı Akıllı Savunma Sistemi’nin ve farklı coğrafyaların sorunlarını insan odaklı yöntemlerle çözmedeki gelişmişliğinin verdiği avantajla,
Füze Savunma Sistemlerini Rusya sınırına daha yakın bu bölgede konuşlandırıyor.
Akdeniz’de uçaksavar füze sistemleriyle donatılmış artan sayıda ABD gemisi seyir halindedir.
Rusya ise Avrupa’nın ortasında Kaliningrad’da Atlantik Okyanusu’nun önemli bir bölümünü ve tüm Avrupa’yı izleyecek bir radar istasyonu işletiyor.
Türkiye, Ortadoğu ve Afrika gibi büyük bir alanı tarayan bir benzeri de Karadeniz’in kuzeyinde Krasnodor’da aktif tutuluyor.
İki ülke diledikleri zaman Akdeniz’dedir, işte ABD George Bush uçak gemisi ve refakatinde savaş gemileri ile Rus Amiral Kuznetsov uçak gemisi ve refakatinde savaş gemileri bayrak göstermede birbirleriyle yarışıyor.
*
Son zamanda, nükleer programına ilişkin elde edilen anlaşma ile ağır yaptırımların iptali halinde İran’ın, kendi doğal kaynaklarını kullanacağı, ekonomik olarak ayağa kalkacağı ve Ortadoğu’da etki gücünü arttıracağı,
Bu suretle İran’ın dünya politikasına eklemleneceği ve Ortadoğu’da istikrarın oluşacağı gibi fikirler gelişiyor.
*
Buna göre ABD, Cenevre Barış Görüşmeleri sürecinde sürdürdüğü Suriye İç Savaşını Rusya ile birlikte çözmek fikrini terketmiştir.
Şimdi Ortadoğu’daki gücü önünde sonunda ve bir şekilde Rusya’yı ve Türkiye’yi bypass’a alarak Suudi Arabistan ve İran arasında dağıtmanın yolunu oluşturuyor.
*
Türkiye’nin Esad rejiminin çökertilmesi için ABD’ye sunduğu ancak bir türlü kabul ettiremediği güvenli bölgeler projesinin hayata geçirileceği söyleniyor.
Bunun için Suudi Arabistan’ın Yemen’den sonra Suriye’ye müdahale edeceği fikri yayılıyor.
Türkiye’nin de bu operasyonun bir parçası olabileceğine dair iddialar bulunuyor.
*
Doğrusu Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar arasında son aylarda hızlanan diplomasi trafiği, ticari ve askeri anlaşmalar Suriye’ye olası bir müdahalenin altyapı çalışmaları gibi bir izlenim veriyor.
Söylentiler ise Suriye sınırı boyunca NATO desteğinde ve Suudi Arabistan liderliğinde Birleşik Sünni Arap Ordusu ile Türk Hava Kuvvetleri işbirliğinde 35. paralel üstünde “güvenli bölge, uçuşa yasak bölge” başlığında bir bölgenin oluşturulacağı yönünde gelişiyor.
*
Geriye İsrail’in Suriye ile ergeç yapacağı bir barış anlaşmasında, kendisini bir Yahudi Devleti olarak tanıyacak yegane yapı, Suriye BAAS partisine olan ihtiyacının nasıl karşılanacağı,
Suriye’ye askeri müdahale seçeneğine uzak duran ABD’nin, böylesi bir operasyona destek vermesi bölgesel ölçekteki çatışmayı küresel ölçekte bir savaşa dönüştürme riskinden ötürü düşük bir olasılık gibi kabul edilse de ABD’ye rağmen böylesi bir operasyonunun nasıl hayata geçirilebileceği soruları kalıyor.
*
Ama bir “Oldu-Bitti” ye düşmek istemeyen Rusya ve Çin Akdeniz’e tatbikata çıkıyor.
Rusya ve Çin ekonomilerini askeri güçleriyle korunmak istiyor…
9.5.2015