Ermenistan Anayasa Mahkemesi (EAM), Türkiye ile Ermenistan arasında 10 Ekim 2009’da Zürih’te imzalanan protokolleri, Ermenistan Anayasası ve iç hukuku ışığında inceleyerek 12 Ocak 2010’da aldığı kararda şu hususları vurguladı:
1) Kars ve Moskova Anlaşmaları geçersizdir.
2) Ermenistan’ın Doğu Anadolu toprakları üzerindeki hakları meşru ve geçerlidir.
3) 1915 soykırımı bir gerçektir ve Ermenistan bu gerçeğin dünyaya tanıtılması misyonundan vazgeçmeyeceği gibi, bir tarih komisyonunda bu gerçeğin tartışılmasını kabul etmez.
4) Türkiye Ermenistan sınırının açılması ile Karabağ sorununun çözümü ilişkilendirilemez.
Bu dört noktanın Türkiye tarafından kabulü şartıyla protokollerin geçerli sayılacağını ilan eden EAM, bu kararıyla, bilinçli bir şekilde Türkiye ile Ermenistan arasında tüm barış ve uzlaşı girişimlerine kapıyı kapattı. AKP Hükümeti bu gerçeği Türk halkından gizliyor ve protokolleri sanki onaylanacakmış gibi TBMM’den çekmiyor. En garibi de, Ankara’nın AP’ye verdiği yanıtta yukarıda açıkladığım dört noktayı vurgulamamış olması… (Şükrü Elekdağ, Sözcü Gazetesi 5 Mayıs 2015)
DETAYLAR ASAGIDA VERILMISDIR
================================================================================================================================
Von: Haluk Dural [halukdural@gmail.com]
Cokca Soylenen ve yazilan “Ermenistan 1921 Kars Antlaşması ile iddia ve taleplerin resmî olarak vazgeçti” başlıklı açıklamalarının gerçekle alâkası yoktur. Çünkü:
1- Gümrü Antlaşması, 2.12.1920
Rusya’da 1917 Ekim Devrimi olunca, Bolşevik Hükümeti, Osmanlı Devleti ile savaşa son vermek üzere, önce 5 Aralık 1917’de Erzincan’da bir Ateşkes Anlaşması yapmış ve arkasından da 3 Mart 1918 günü Brest – Litovsk’ta bir Barış Antlaşması imzalamıştır. Bu Antlaşma ile Bolşevik Hükümeti, 93 Savaşından (1877) önceki Türk-Rus sınırına dönülerek, Kars, Ardahan ve Batum Sancaklarının, halkının rızası koşulu ile Türkiye’ye geri verilmesine razı olmuştur. Bunun üzerine, Türk Ordusu Doğu Anadolu üzerinden Kafkasya’ya girmiş ve söz konusu üç bölgede yapılan bir plebisit halkın çoğunluğunun Türkiye’ye bağlı kalmak istediğini göstermişti.
Doğu Anadolu’da katliamlar yapan ve tehcir sonrasında yataklanacak yer bulamayan Taşnak Partisi yönetimindeki isyancı Ermeni katil sürüleri Türk ordusunun harekâtı karsısında tutunamayarak Ermenistan’a kaçmışlardır. Öte yandan, Batum’a asker çıkaran İngilizlerin desteği ile, Gürcistan ve Azerbaycan’da olduğu gibi, Ermenistan’da da Menşeviklerin (ılımlı sosyalist, Sosyal-Demokrat) desteğiyle Taşnakların yönetiminde, Erivan başkent olmak üzere, 28 Mayıs 1918’de bağımsız bir Devlet kurulmuş, Taşnak Parti Başkanı Ohannes Kaçaznuni bu devletin ilk Başbakanı olmuştur.
1920 Haziranında Ermeni kuvvetlerinin Doğu Anadolu’da, Oltu’da Türklere geniş çapta bir saldırısı üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Ermenistan’a karşı artık bir askerî harekâta geçmeyi ve bir an önce Doğu Anadolu sınırını, Misak-ı Millî ilkelerine uygun biçimde, gerçekleştirmeyi kararlaştırmıştı. Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Komutasında 28 Eylülde başlatılan harekâtta, Türk Ordusu birkaç gün içinde Sarıkamış bölgesini almış; ertesi ay sonlarında yeniden ilerleyerek Kars’ı kurtarmış ve 7 Kasımda Gümrü’yü işgal etmişti. Bunun üzerine, Ermeniler barış isteyince, önce bir ateşkes Anlaşması, 2 Aralıkta da Gümrü Barış, Andlaşması yapılmıştır.
Gümrü Antlaşması, 18. maddesinde öngörülen “imza tarihinden sonraki bir ay içinde onaylanacaktır” hükmü, bu İngilizci Ermenistan Devletinin Kızılordu tarafından işgal edilip Sovyetler Birliğine bağlı Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti haline gelmesi nedeniyle onaylanmamış, kadük olmuştur.
2- Türkiye-Sovyet Rusya Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması, 16.03.1921
Bu antlaşmanın 1. maddesi en önemli olandır ve “Sovyet Rusya bu antlaşma ile Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükûmeti, bugün Büyük Millet Meclisince temsil edilmekte olan Türkiye ulusal Hükûmeti tarafından tanınmamış Türkiye’ye ilişkin hiç bir uluslararası bağıtı tanımamağı kabul eder. İşbu Andlaşmada yazılı ‘Türkiye’ terimi ile 28 Ocak 1920 günü İstanbul’da toplanan Misak-ı Milli’nin kapsadığı topraklar anlaşılmaktadır.” ifadesiyle Türkiye BMM Hükümetini tek meşru temsilci olarak tanır.
Moskava antlaşması Kafkas sınırımızı belirleyerek, kesinleştirmiştir.
3- Türkiye İle Ermenistan, Azerbaycan Ve Gürcistan Arasında Dostluk Andlaşması, 13.10.1921
Bu antlaşmanın 2. maddesi ile Misak-ı Millî sınırları tanınmıştır. “Madde 2 – Bağıtlı Taraflar, içlerinden birine zorla kabul ettirilmek istenilecek her hangi bir barış Antlaşması ya da uluslararası bir bağıtı tanımamak konusunda görüş birliği içindedirler. Bu Antlaşma gereğince, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan Sovyetler Cumhuriyetleri Hükûmetleri Türkiye’ye ilişkin olup da bugün Büyük Millet Meclisince temsil edilen Türkiye Hükûmetinin tanımadığı hiç bir uluslararası bağıtı tanımamağı kabul ederler. İşbu Antlaşmada yazlı “Türkiye” terimi ile İstanbul’da toplanan Osmanlı Millet Meclisince kabul edilip açıklanan ve tüm devletler ile basına bildirilen 28 Aralık 1336 (1920) günkü Misak-ı Milli’nin kapsadığı topraklar anlaşılır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti de Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’a ilişkin olup bu ülkelerin bugün Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan Sovyetlerince temsil olunan Hükûmetlerince tanınmayan hiç bir uluslararası bağıtı tanımamağı kabul eder.”
Bu antlaşmanın imzacıları arasındakilerden birisi de Ermenistan Sosyalist Sovyet Cumhuriyeti adına Dışişleri Komiseri İskinaz Maradya ve İçişleri Komiseri Boğuz Makizyan’dır.
4- Bu bağlamda genellikle atıfta bulunulan Kars antlaşmasının imzacısı, bağımsız ve egemen bir devlet olmayan Sovyetler Birliği içindeki Ermenistan Sosyalist Sovyet Cumhuriyeti’dir.
5- Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra kurulan bugünkü Ermenistan devleti, daha önceki Ermenistan devletlerinin ardılı olmadığını ilân etmiştir. Zaten yeni kurulan bir devlet, kuruluş aşamasında kendi iradesiyle veya kuruluşuna vesile olan bir uluslararası antlaşma var ise ve o antlaşmada belirtilmediyse, ardılı olduğu devletin yaptığı uluslararası antlaşmaları tanıyıp, tanımamakta serbesttir. Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı savaş borçları ve kaptilasyonların bazılarının kısa süre devam etmesi dışında Sevr ve diğer Osmanlı dönemi antlaşmaları Lozan’da kabul etmemiştir.
6- Ermenistan Anayasa Mahkemesi (EAM), Türkiye ile Ermenistan arasında 10 Ekim 2009’da Zürih’te imzalanan protokolleri, Ermenistan Anayasası ve iç hukuku ışığında inceleyerek 12 Ocak 2010’da aldığı kararda şu hususları vurguladı:
1) Kars ve Moskova Anlaşmaları geçersizdir.
2) Ermenistan’ın Doğu Anadolu toprakları üzerindeki hakları meşru ve geçerlidir.
3) 1915 soykırımı bir gerçektir ve Ermenistan bu gerçeğin dünyaya tanıtılması misyonundan vazgeçmeyeceği gibi, bir tarih komisyonunda bu gerçeğin tartışılmasını kabul etmez.
4) Türkiye Ermenistan sınırının açılması ile Karabağ sorununun çözümü ilişkilendirilemez.
Bu dört noktanın Türkiye tarafından kabulü şartıyla protokollerin geçerli sayılacağını ilan eden EAM, bu kararıyla, bilinçli bir şekilde Türkiye ile Ermenistan arasında tüm barış ve uzlaşı girişimlerine kapıyı kapattı. AKP Hükümeti bu gerçeği Türk halkından gizliyor ve protokolleri sanki onaylanacakmış gibi TBMM’den çekmiyor. En garibi de, Ankara’nın AP’ye verdiği yanıtta yukarıda açıkladığım dört noktayı vurgulamamış olması… (Şükrü Elekdağ, Sözcü Gazetesi 5 Mayıs 2015)
Bu bağlamda kars Anlasmasi metni , kamuoyunu yanıltıcı niteliktedir.
Bilgilerinize sunarım,
Saygılarımla,
Halûk DURAL
Millî Merkez Genel Sekreteri
Talât Paşa Komitesi Üyesi
==================================================================
NOT: Kars anlasmasi hakkinda genellikle yanlis olan soylemlerin bir ozeti
Türkiye’ye karşı uluslararası bir kampanyaya dönüşen 1915 tehciri ile ilgili soykırım iddiaları, aslında 93 yıl önce Kars anlaşması ile çöktü! Hukukçular, Ermenistan’ın Kars anlaşması ile bütün iddia ve taleplerinden vazgeçtiğini hatırlattı. Uzmanlar, sınır tespit antlaşması olan Kars Antlaşması’nın tek taraflı olarak feshedilemeyeceğine dikkat çekti.
NOTE 2 : Uluslararası güçler 1915 tehcirini sürekli gündemde tutuyor. Ancak 1921 yılında imzalanan ve 93 yıldır yürürülükte olan Kars Antlaşması, Ermeni meselesini hukuken çözdü.
Ermenistan; Türkiye, Azerbeycan ve Gürcistan ile imzaladığı Antlaşması ile 1915 sevk ve iskanı nedeniyle ileri sürdüğü iddia ve taleplerden vazgeçti.
Sevr anlaşması ile uluslarası boyut kazanan süreçte, Ermenistan’ın iddia ve taleplerinden Kars Antlaşması ile vazgeçti. Ermenistan’ın 1921 Kars Antlaşmasını yok sayması ise hukuken mümkün değil. Uluslarası hukuk kurallarına göre, sınır tespit eden antlaşmalar; imzalayan tüm ülkeler bir araya gelip yeni bir anlaşmaya varana kadar geçerliliğini koruyor. Avukat Gülseren Aytaş
NOT 3: Sayın DURAL’ın yazının sonunda belirttiği 6.maddenin içeriği olan
„Ermenistan Anayasa Mahkemesi“nin olaylardan 85 yıl sonra aldığı siyasi içerikli karar(lar) gerek „Uluslararası Hukuk“u ne kadar bağlar; anlaşmaları ne kadar „geçersiz kılar“ ve hepsinden öte Türkiye Cumhuriyeti’ni ne kadar bağlar bence sorulması gereken en önemli soru, üstüne gidilmesi gereken en önemli konudur.
Eğer böyle bir şeyin/kararın „Uluslararası Hukuk“ta geçerliliği oluyorsa o zaman Türkiye „Anayasa Mahkemesi“nin de karşı yönde bir karar alması gerekmez mi(idi)?
Aydoğan Kekevi 5.5.15
Bir yanıt yazın