NECDET BULUZ
IŞİD ile başlatılan mücadelede bir türlü sona yaklaşılamıyor. Başta Amerika, Batı, bazı Arap ülkeleri olmak üzere IŞİD ile mücadeleye ağırlık veriyor. IŞİD’ın bulunduğu noktalar havadan bombalanıyor. Ancak, dikkat edilecek olursa bu terör örgütü bulunduğu noktalarda kanlı eylemlerini sürdürüyor ve “Hala varım” diye meydan okuyor.
Peki, IŞİD niye yok edilemiyor?
Şimdi, dış ülkeler bu sorunun yanıtını aramaya başladı. Yapılan değerlendirmelerde bu örgüte militan akışının durdurulamadığı ortaya çıktı. Özetle, bütün önlemlere rağmen IŞİD’a katılımlar önlenemiyor. Bu durum karşısında örgüt kaybettiği militanların yerine taze güç olarak yeni ve eğitimli militanları ile kadrolarını güçlendiriyor.
Şimdi işin en ilginç tarafı IŞİD’ın günün birinde Türkiye’yi de vurabileceği ve bizi de tehdit altına alabileceğidir. Bu konuda daha önce yazmış ve bunun nedenlerine de değinmiştik. Şimdi ise, IŞİD konusunda çalışma yapan bazı uzmanlar Türkiye’nin de IŞİD’ın tehdidi altında bulunduğunu, eğer gerekli önlemler alınmaz ise, örgütün Türkiye’yi savaş alanı haline getirebileceğine dikkat çekiyorlar.
Buna gerekçe olarak bazı bulgular var. Bunlar içinde Türkiye’de IŞİD’a sempati duyanların varlığının çokluğu dikkat çekiyor. Kaldım ki, bu örgüte halen Türkiye’den militan akışının sürdüğü de iddia ediliyor.
NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı General Breedlove IŞİD konusunda açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin de hedefte olabileceğine değindi. Breedlove “Bölgedeki olayların seyrine bakacak olursa, IŞİD tehlikesinin Türkiye’ye sıçrama ihtimalinin olduğunu görmekteyiz. Türkiye’de 2 milyona yaklaşan Suriyeli mültecinin varlığı da bir başka tehlike olarak görülmelidir. Bu da doğrudan Türkiye’yi etkiyor” diyor.
NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı General Breedlove’nin IŞİD konusundaki açıklamalarına kısaca göz atalım:
“Yabancı savaşçılar birçok noktadan geçiyor. Bir kısmı Libya üzerinden İtalya’ya gelen mültecilerin arasında geliyor. Bu insanların Avrupa’ya girebilecekleri pek çok nokta mevcut. Irak ve Suriye’ye giren militanlar oralarda çeşitli askeri kabiliyetler edinerek ülkelerine dönüyorlar. Bunun son örneklerini Paris ve Kopenhag saldırılarında gördük. Karşımızda bir düzenli ordu yok. Militanlar tanınmıyor. Her tarafa dağılmış durumdalar. Daha önceden de belirttik ve Türkiye’yi uyarmıştık. Çünkü Türkiye’nin de yabancı savaşçı akışı ile ilgili sorunları vardı. Şimdi konu ile ilgileniyorlar. Ancak, bu onların sınırlarından daha geniş bir alana yayılan bir sorun olarak karşımızda duruyor.”
IŞİD tehlikesini hiçbir zaman görmezden gelemeyiz. Bu örgüt, Suriye ve Irak’ta özellikle Şii’lere karşı baş keserek ve şiddet uygulayarak dikkatleri çekiyor. Aynı zamanda örgütün esir aldığı kız ve kadınları köle olarak sattığı da biliniyor.
Bulundukları bölgeleri cehenneme çeviren IŞİD’çıların alan genişletmesi Türkiye için önemli hale gelmiş bulunuyor. Zaten, NATO Komutanının da vurgulamaya çalıştığı bu tehlike olmuştur. Bu örgüt, kendisine karşı düşman olarak Türkiye’yi de görmeye başladı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da IŞİD’a sempati duyan ve uyuyan hücrelerin her an harekete geçebileceğine de dikkat çekiliyor.
Burada ister istemez şunu düşünüyoruz:
IŞİD’ın yok edilmesi konusunda Amerika ve müttefikleri gereken önlemi alamıyor ya da almak istemiyor. Bu örgütün militan akışının bile önlenmek istenmemesi, kadrolarının yerle bir edilmesi öyle görünüyor ki istenilmiyor. Yani, dış güçler Ortadoğu’daki hedeflerine ulaşabilmek için IŞİD’ın ayakta kalması gerektiğini düşünüyorlar.
Amerika gibi süper bir gücün IŞİD gibi bir terör örgütünü çökertmesi sorun olabilir mi?
IŞİD’ı yaratanlar, bu örgütten istifade etmeye devam ediyorlar. Bölgedeki hedeflerine halen ulaşamadılar. Bu örgütün bütün bağlantıları, bağlantı yolları, katılım haritalarını biliyorlar. Örgüt militanlarını teker teker tanıyorlar. Yine de meydanı bunlara bırakıyorlar. Bu tutum kafalarda soru işareti yaratmıyor mu?
Konunun bizi daha çok ilgilendiren iki yönü var:
Birincisi, bizi düşman gören IŞİD’ın katliam girişimlerini uyuyan hücrelerini uyandırarak harekete geçirmesi olabilir. Canlı bombalı saldırıları gerçekleştirebilir. Korku ve dehşet saçabilirler.
İkincisi ise, Şii’lere karşı girişilebilecek bir başka katliam olabilir. Çünkü bugün Ortadoğu’da oynanan oyun mezhep çatışmalarının yaygınlaştırılması oyunudur. Öyle sanıyoruz ki dış güçler bu çatışmaların yaygınlaşmasında IŞİD’ı kullanıyorlar ve daha da kullanmaya devam edeceklerdir. Ensemizdeki en büyük tehlikeyi biz mezhep çatışmaları olarak görüyoruz.
Müslümanları birbirine kırdırmanın en kolay ve kestirme yolun mezhep çatışmalarından geçtiğini gören dış güçlerin en büyük hedefi şimdi Müslümanları bu çatışmalarla uğraştırmak, kırdırmak ve iyice zayıflatmaktır. Bu, aynı zamanda bölgede İsrail’in güçlenmesi ve yayılmacılığının da yolunu açmış olacaktır.
Türkiye’nin gündemi yoğun. Şimdi de kapıda seçim var. Sanki kapımıza kadar dayanan IŞİD tehlikesi unutmuş ve göremez duruma gelmiş gibiyiz. Biz, bunu önemsiyoruz. Giderek büyüyen ve daha da tehlikeli hale gelen IŞİD konusunda bizi yönetenler gerekli önlemleri alıyor mu, nasıl bir strateji içinde bulunuyorlar bunları bilemiyoruz. Ancak, IŞİD tehlikesinin küçümsenmemesi gerektiğini yeniden anımsatmak ve altını kalınca çizmek istiyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın