KIBRIS TÜRKÜ CUMHURBAŞKANI’NI SEÇİYOR.
HÜSEYİN MÜMTAZ
Son gün, son saatler..
Yarın Kıbrıs Türkü, Cumhurbaşkanı’nı seçmek üzere bir kere daha sandığa gidecek..
“RUM PASAPORTU VE ADAY” başlıklı yazımızda Akıncı’ya, inanmadığımız can sıkıcı bir “duyum”dan yola çıkarak “Rum pasaportu olup olmadığını” sormuştuk.
Seçmen olarak cevabını bilmeye hakkımız var mı, yok mu?
“1 Nisan” tarihli yazımızın üzerinden beş gün geçti, “tık” yok.
Soru; iliklerimize kadar işleyen buz gibi soru, bin tonluk bir kaya kütlesi halinde başımızın üzerinde asılı durmaktadır.
Bizim, çocuklarımızın ve torunlarımızın..
Hesabını verebilecek miyiz?
Tarihe yüzümüz kızarmadan bakabilecek miyiz?
Bir önceki “travma”nın üzerinden tam “11” yıl geçmiş.
Karen Fogg/Sorosçu çocuklarının bol dolarlı, sterlinli, euro’lu Annan Planı’ndan bahsediyorum.
O kâbus günlerini yine yaşıyorum bir haftadır.
Ya varsınızdır, ya yoksunuz..
Ya kendi evinizin efendisisinizdir yahut ev sahibinin kredi kartıyla bakkala giden “yanaşma”.
Bayrağınız, kimliğiniz, kişiliğiniz; 1974’den beri dünyanın her köşesine gidebildiğiniz “ayyıldızlı-kendi pasaportunuz” vardır veya yoktur.
Çeşitli zorunluluklardan “aynı zamanda” Tanganika, Venezüela, Fransa, İtalya ilh.. pasaportu taşımak başka bir şeydir ama “Rum pasaportu” taşımak bambaşka bir şey..
Yarın sandığa gitmeden önce bu gece yastığa başınızı koyup vicdanınızla başbaşa kaldığınız zaman kendi kendinize soracağınız (cevabını Akıncı’dan bir türlü alamadığımız) can alıcı soru şudur;
“Rum kimliği-pasaportu taşıyan bir kişi seçildiğinde hangi kimliğinin-pasaportunun gereklerine göre hareket eder?”
Lefkoşa mı bayram eder, Nicosia mı? 25 Nisan 2015
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Bir yanıt yazın